Evrensel Uber mesele

Dünyanın her yerinde hayatı kolaylaştıran bir uygulama Uber.

Yanınızda nakit para taşıma derdini ortadan kaldırıyor, gözünüzü yoldan ayırmayıp yol tarif etme meselesinden kurtarıyor.

Üstelik bunları yaparken bir de kendinizi güvende hissettiriyor, çünkü sürücünün ismini ve telefonunu araca binmeden önce biliyorsunuz.

Tabii aracın plakasını da.

Faydası çok, peki ama Uber korsan taşımacılık mı yapıyor?

Lisansını kaybetti

Geçen cuma günü Uber en çok kullanıldığı metropollerden birinde, Londra’da lisansını kaybetti, 30 Eylül itibarıyla.

Londralılar bu haberi büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladı, sırf bu yüzden Londra’nın çok sevilen belediye başkanı Sadiq Khan’a bile büyük tepki oluştu.

Tabii bunda en önemli neden siyah taksilerin astronomik rakamlarının yanında Uber fiyatlarının makul kalmasıydı.

İşte bu yüzden imza kampanyaları başlatıldı, siyah taksileri protesto edenler oldu.

Gazeteler “Uber’i engellemek, geleceği engellemektir” diye manşetler attı.

Tüm şehir ayağa kalktı.

Bunun üzerine Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan bu kararın tamamen vatandaşların güvenliği için alındığı açıklamasını yaptı.

Çünkü bir Uber aracında bir taciz vakası olmuştu.

Oysa tek taciz vakası olan yer Uber araçları değildi tabii.

Lisansın iptal edilmesinin en önemli sebebi aslında bu değil, taksilerin işlerinin
negatif etkilenmesiydi.

İstanbul’da durum

Malum, bir süredir İstanbul’da da benzer bir durum yaşanıyor, Uber’e binerken tedirgin oluyoruz, araç durdurulursa ne diyeceğiz diye.

Çünkü Uber inatla yaptıkları işin yasal olduğunu savunuyor, Emniyet ise Uber’i korsan taşımacılıkla suçluyor.

En yakın zamanda Uber’in bu konuyu bir açıklığa kavuşturması şart.

Sorun vergilerden kaynaklanıyorsa, o vergileri ödeyip kullanıcıları bir suç işliyor gibi hissetmekten bir an önce kurtarmaları gerekiyor.

Sadece “Vergimizi vererek çalışıyoruz” açıklaması
yeterli değil.

Evet, belki şimdiye kadar sadece birkaç yolcuya 281 liralık para cezası kesildi, onun dışında hep sürücülere ceza kesildi ve araçlar bağlandı.

Ama gece biraz daha fazla para ödeyip, daha güvenli
olsun diye bindiğiniz Uber aracından inmek zorunda kalmak çok tatsız.

Sonunda size kesilen ceza olsa da olmasa da...

Dünyanın en büyük ev kiralama şirketi Airbnb, en büyük araç kiralama şirketi Uber’in ortak özelliği tek bir ev ya da araca sahip olmamaları.

Böyle bir ortak ekonomi
var artık.

Kimse bir eve, bir arabaya yatırım yapmak değil, ihtiyacı olduğu anda ev, araba kiralamak istiyor.

Paylaşım ekonomisinin yıldızları daha da parlıyor.

Booking.com’da olduğu gibi engellemek çözüm değil, kullanıcıları mutlu edecek bir ortak çözüm bulunmalı.

Peki ama o çözüm bulunana kadar ne yapmalı?

Hayatı kolaylaştıran uygulamalardan yararlanmalı mı, yararlanmamalı mı?

İşte bütün mesele bu.

Bu konuda aydınlatılmayı artık sadece biz beklemiyoruz, Londra da gelişmeleri
heyecanla bekliyor.

Üstelik aynı Brexit’te olduğu gibi kimse Uber yasağının da gerçek olabileceğine ihtimal vermiyor.