Tam iki saattir Soma Holding’in basın toplantısını izliyorum, gözümü kırpmadan. “Bu insanlar 3 gündür uyumuyor” dendi Soma Holding yöneticileri için.
Sadece yöneticiler değil, 5 gündür hiçbirimizin gözüne uyku girmiyor. Nefes alırken bile suçlu hissediyoruz artık kendimizi. Oysa toplantıdan çıkan sonuç; “4 gün sonunda anlaşıldı ki, hayatını kaybedenler dışında kimsenin ihmali yok!”
Hayat durdu Soma’yla. 3 günlük yastan sonra “Bu da geçecek, bunu da unutacağız” diyenler oldu ama bu sefer o kadar kolay olmayacak unutmak da, yaraları sarmaya
çalışmak da.
Kolay kolay gözlerimizin önünden gitmeyecek gördüklerimiz. Bu kadar korkunç acılar yaşayanlara gerek sözlü gerek fiziksel tekme-tokatları hafızamızdan silmek mümkün mü?
Günlerdir ağlıyoruz geldiğimiz duruma ama unutmamalıyız; bizim daha fazla ağlayacak, daha fazla duracak lüksümüz yok.
Siyahlar giymek, siyah kurdeleler takmak, düğün dernekleri, konserleri organizasyonları iptal etmek yeterli değil. Asıl mesele, şimdi birleşebilmek ve hep birlikte yardıma ihtiyacı olanlara faydalı olabilmek. Bunun için de önce organize olmak zorundayız.
YARDIM ETMEK YANLIŞ ANLAŞILIR MI?
Doğal afetlerle de sınandık daha önce. Yine de ders almamışız işte. Evet, hepimiz bir şeyler yapmak istiyoruz. Bir ucundan tutmak, yardım etmek istiyoruz ama öyle bir noktaya geldik ki artık, yardım ederken bile “Acaba yanlış anlaşılır mı” diye düşünüyoruz.
Daha dün çok sevdiğim, tanınmış bir arkadaşım aradı, “Soma’da bekleyen ailelere yemek paketleri hazırladım, onları götürmek istiyorum” diye. “Ama kendim gidersem reklam için yaptı derler, gitmeyeyim değil mi?” diye sordu. “Saçmalama, içinden ne geliyorsa onu yap” dedim. Çünkü biliyordum; şu anda büyük paralar kazanan, çok başarılı olmuş, 13 yaşından beri çalışan bu arkadaşımın babası da bir zamanlar maden işçisiydi ve o orada yaşananları devlet büyüklerinden de, holding patronlarından da, hatta çoğumuzdan da daha iyi anlıyor ve daha çok üzülüyordu. Önce “Birlikte gidelim” dedim, sonra biraz düşündüm, “Önemli olan yemeklerin gitmesi, bizim değil” dedim.
Ne yazık ki geldiğimiz noktada artık yardım ederken bile yanlış anlaşılmaktan korkar bir haldeyiz. Çünkü etrafımızda vicdansız, şuursuz çok. Bunları gördükçe Soma’da bir varmış bir yokmuş olan yaşam odalarına daha da çok ihtiyaç duyuyoruz.
Biraz nefes alabilmeye hepimizin ihtiyacı var ama o gün bu gün değil.
Şu anda şikayet etme lüksümüz de yok, nefes alabilme lüksümüz de.
Şu anda tek yapmamız gereken Soma faciasını yaşayanlara destek olabilmek, elimizden geldiğince. Bunun için de hiç olmadığımız kadar organize olmamız gerekiyor.
ÖNEMLİ OLAN YARDIMIN DOĞRU YERE ULAŞMASI
Büyük depremler geçirmemize rağmen hâlâ ne yapacağımızı bilemiyoruz facialar yaşanırken.
Hatırlarsınız; depremlerde yardımlar toplandı, büyük bir kısmının nereye gittiği hiç açıklanmadı bile. Hatta toplanacağı vaat edilen yardımların çoğu toplanamadı, zaten toplananların da ne kadarı ulaşması gereken yerlere ulaştı, onu da bilmiyoruz. İşte bu yüzden elimizi taşın altına sokmamız gerekiyor bu kez.
Bakın, AKUT bile açıklama yapmak zorunda kalıyor, “Yardımsever vatandaşlarımızdan AKUT adı altında başlatılmış olan yardım duyurularına son vermelerini rica ederiz” diye.
AKUT, Soma için yardım toplamıyor, bunun için yetkileri olmadığını açıkladılar. Yine de unutmamalıyız, böyle durumlarda büyük kurumlarla birlikte hareket etmekte fayda var.
MİLLİYET’TEN DE SOMA’YA DESTEK
Sosyal sorumluluk projeleri ve yardım kampanyalarına her zaman önem veren Milliyet, şimdi de Soma için bir yardım kampanyası başlattı.
İyi bir başlangıç olmasını umut ediyor ve herkesi Soma’ya yardıma davet
ediyoruz.