Dost musun, düşman mısın?
Bir yabancı böyle olağanüstü bir durumda Türkiye’ye gelmek istemeyebilir...
Bir müzisyen konserini iptal edebilir...
“Kalbimiz sizinle” mesajı vererek...
Ama bunu yaparken unutmamak gereken bir şey var, sadece sanat dünyasının değil, herkesin yapması gereken böyle durumlarda dayanışma içinde olmak ve birbirine destek olmak, moral vermek...
Zaten sanatın doğasında da var bu.
İşte o yüzden Joan Baez’in sosyal medyada yaptığı “Onca savaş bölgesine, diktatörlükler altında yönetilen ülkeye, iç kargaşaların olduğu ülkeye gittim ancak Türkiye’de bugün gördüğüm kadar büyük ve öngörülemez tehlikeyi başka bir yerde gördüğümden emin değilim” açıklaması son derece yersiz, zamansız ve düşüncesizce.
Özellikle de aktivist kimliğiyle tanınan bir müzisyene hiç yakışmıyor, grubunu, müzisyen meslektaşlarını asla tehlikeye atmak istemeyeceğini bu şekilde kamuoyuna duyurması.
Bahane hazır
Çok değil, birkaç ay önce de Art International, eylülde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek sanat fuarını iptal etme kararı aldığında, “Ülke gündemi gerekçesiyle” diye eklemişti.
Sadece birkaç yıl önce, “İstanbul bir değil, üç sanat fuarını ayakta tutacak kadar güçlü bir şehir. Stratejik konumuyla hem Rusya’dan hem Ortadoğu’dan koleksiyonerleri İstanbul’da buluşturacağız” demişti Art International’ın kurucusu Sandy Angus.
Oysa çağdaş sanat piyasasında konuşulan ise, bu sadece terör korkusuyla alınmış bir karar değil, üç yılda ticari olarak beklenen başarının elde edilememesinden de kaynaklanıyordu.
Tabii bunda da yine ülke gündeminin ve turizmde yaşanan sıkıntının da etkisi çoktu.
Uluslararası bir fuarın
iptali sadece çağdaş sanat piyasası için değil, İstanbul
için de önemli bir kayıptı.
Bunu duyururken de
Joan Baez’in yaptığı gibi büyük bir hata yaptılar, bizim gibi her şart altında sağlam durmaya çalışanların
desteğini kaybettiler.
Her koşulda hayat devam etmeli, devam ediyor zaten.
Bravo İKSV!
İşte bu noktada, Muse, Skunk Anansie ve Joan Baez konserlerinin iptal olmasına rağmen, Türkiye’nin en önemli kültür-sanat kurumlarından İKSV elinden geleni fazlasıyla yapıyor, İstanbul Caz Festivali’ni sürdürebilmek için.
Evet, gelmekten vazgeçen sanatçılar var, evet iptal olan konserler var.
Ama yine de İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, “İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak her zaman koşulsuz demokrasiden yana olduk. Ülkemizin bu sıkıntılı süreci atlatacağına inancımız tamdır. Müziğin hepimizin ortak dili olduğu inancıyla şu anda gerçekleştirmekte olduğumuz 23. İstanbul Caz Festivali değişikliklerle devam edecektir” açıklamasını yaptı.
Bu duyarsızlık değil, tam tersine, sevindirici bir gelişme.
Biz hâlâ konsere gitmeyi düşünebiliyorsak, biz hâlâ müzik konuşabiliyorsak, pekala bu konserler de gerçekleşebilir.
Hâlâ umudumuz var.
Yaz bitmedi, hayat devam ediyor.