Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uzun zamandır en çok merak ettiğim şehirlerden biri Doha. Türkiye-Katar ilişkilerinin giderek daha da yakınlaşması, İstanbul-Bodrum hattında sık sık Katarlılarla tanışmak da elbette nedenlerden. Doha son hızla ve inşaat çılgınlığıyla 2022 FIFA World Cup’a hazırlanırken Katar Turizm Ofisi’nin davetiyle Doha’ya gidiyorum ve üç tam gün boyunca hiç Katarlı’yla karşılaşmak mümkün olmuyor.
Karşımıza çıkanlar, Doha’da yaşayan ve çalışan yabancılar.
2022 FIFA World Cup için hummalı bir çalışma yapılıyor, konaklama yerleri yeterli gelmeyeceği endişesiyle bir yandan yeni oteller inşa ediliyor, bir yandan kısa dönemli ev ya da oda kiralama uygulaması serbest bırakılıyor.
Bu arada trafiği azaltmak için bir ay boyunca okullar tatil edilecek, iş yerlerinde çalışanlar evden çalışmaya yönlendirilecek.
Kolay olmuyor Doha’ya adım atmak, Qatar Airways’in özel birer odaya dönüşen Q suitelerinde uçmaya rağmen.
Katar’ın birçok ülkeyi Kovid-19 nedeniyle kırmızı listeye aldığı gün, özel izinle karantinasız giriyoruz Doha’ya.

Haberin Devamı

Dohada 72 saat
Ama bizdeki Hayat Eve Sığar’ın bir benzeri Ehteraz uygulamasını yüklemek ve her restorandan mağazaya girerken göstermek gerekiyor, bizdekinden tek farkı QR kodunu okutmak yerine, kodun yeşil olup olmamasına bakılıyor.
Accor Grubu’na ait Banyan Tree Otel’de kalıyoruz.
Otelin özelliği Paris’teki Hotel Costes gibi klasiklere imza atan Fransız iç mimar Jacques Garcia’nın imzasını taşıması, tepesinde Vertigo isimli iki katlı bir restoran-bar var.
Lobide de Vertigo’da da yüksek tavanlarda Garcia’nın çok düşünülmüş detayları dikkat çekiyor, bazıları çok beğeniyor, bazılarına ise boğucu geliyor.

Bir masal etkisi

Katar’da çölde safariden inci avcılarının eskiden kullanıldığı teknelerle turlara ve sonradan denizi doldurarak yapılan Pearl’de ya da souq’larda gezintiye artık gelenekselleşen aktiviteler var.
Doha’da yeme-içme hayatı otellerde geçiyor genellikle.
JW Marriott’ın helikopter pistine bile sofra kuruluyor, burada kalabalığa karışmadan sadece kendi grubunuzla yemek yiyebiliyorsunuz, ama 50’nci kat o kadar çok esiyor ki sonuçta içeri girmek istiyorsunuz.
Hollandalı Marcel Wanders’ın imzasını taşıyan Mondrian oteli de geziyoruz, Alice harikalar diyarında tadında bir masal etkisi var.
Favorimiz Intercontinental oteldeki Peru restoranı La Mar oluyor.
W otelin barı hâlâ Doha’nın popüler yerlerinden, şu an öne çıkanlardan biri de Sharq Village’daki açıkhava mekanı Iris.
Öğle yemeği için Katara’da Boho Social manzarasıyla ve açıkhava alanıyla iyi bir seçenek. Osmanlı restoranı Sukar Pasha da popüler restoranlar arasında. Nusr-et ve Coya gibi Doğuş Grubu’nun markaları da var Doha’da.
Yakında Türkiye’den daha çok restoran ve otel markası da Doha’ya gidebilir, görüşmeler devam ediyor.