3.5 saatlik uçak yolculuğundan sonra ilk iş telefonuma sarılıp haberleri almak. Bir yandan internet yasakları protesto ediliyor, bir yandan da “Diren Nejat!” mesajları yağıyor. İlk tepkim, Twitter’da yazan her şeye inanmayacaksın oluyor.
Daha önce sosyal medyada kimler öldürüldü, kimler hastanelik edildi, hepimiz biliyoruz. Bunun da öyle olmasını diliyorum. Ama hastaneden gelen açıklamayı da okuyunca, öğreniyoruz ki; bu bir sosyal medya oyunu değil, gerçek.
Nejat İşler’i Teşvikiye’de kitap sattığı günlerden hatırlıyorum. O zaman da şimdiki gibi hiçbir çaba göstermeden ilgi çekiyordu. Öyle bir ışığı vardı. Semih Kaplanoğlu bunu ilk fark edenlerden, bundan tam 20 yıl önce böylece ‘Şehnaz Tango’ macerası başlıyor.
Nejat İşler daha o zamandan belli ediyor kendini, bir diziyle şöhret oluyor ama ikinci sezona devam etmek istemiyor.
Belli ki dizi onun için bir araç, arada para kazanmak için yapacak, sonra kendi hayatına devam edecek. Sonuçta tam da istediği gibi oluyor. ‘Aliye’den ‘İntikam’a birçok dizide ilk sezonda parlayıp ikinci sezonda ayrılıyor.
SEÇİCİ DAVRANIYOR
Bir tek Şevval Sam’la başrolü paylaştığı ‘Gülbeyaz’ ve Fikret Kuşkan ve Mehmet Günsur ile oynadığı ‘Bıçak Sırtı’ istisna oluyor. Neyse ki sonra Behzat Ç’nin yönetmeni Serdar Akar ona asıl istediğini yapma imkanı veriyor, ara ara dizide görünüp yok oluyor.
‘İntikam’dan ise sağlık nedenlerinden dolayı ayrıldığı konuşuluyor. Kimse ona hastalık kondurmak istemiyor. Nasılsa kendi isteğiyle ayrılmıştır deniliyor. Sonuç; ‘Kaybedenler Kulübü’nde birlikte oynadığı Yiğit Özşener onun yerine geçiyor diziye, ama görüyoruz, yeri doldurulamıyor.
Sinemada da Çağan Irmak’ın ‘Mustafa Hakkında Her Şey’inden Semih Kaplanoğlu’nun ‘Yumurta’sına, Uğur Yücel’in ‘Ejder Kapanı’ndan Serdar Akar’ın ‘Barda’sına ve tabii Tolga Örnek’in unutulmaz filmi ‘Kaybedenler Kulübü’ne birçok iyi filmde rol alıyor.
Filmlerde son derece seçici davranıyor. Bir röportajında “Mantığınla düşündüğünü sanır, oradan 50 lira aldım, buradan 100 lira der, ona göre karar verirsen, 20 sene sonra karşına çıkar o film, utanırsın” diye açıklıyor bu durumu.
Gümüşlük Yolcusu
Nejat İşler TV dizilerinden ve sinemadan fırsat bulduğunda ise bir hayalini daha gerçekleştiriyor, iki arkadaşıyla birlikte Beyoğlu’nda bir bar açıyor, Tezgah. Hayranları sık sık Tezgah’a akın ediyor, karşılarında dizilerdeki gibi birini bulacaklarını zannederek. Halbuki Nejat İşler kendi Tezgah’ında ‘star’lıktan çok uzak, en doğal haliyle barmenlik yapıyor.
Bir süre sonra İstanbul’da mutlu olamayacağını anlayınca Gümüşlük’e yerleşiyor. Ama Gümüşlük’te inzivaya çekilmiyor. Gezi olayları boyunca Gezi forumlarına katılıyor.
Bir röportajında Gezi ruhunu “Ötekileştirmenin karşısında olmak” diye özetliyor. “Sadece bu. ‘İçkime karışma, özel hayatıma karışma’ falan değil. Ve bu çocuklar ‘Tamam yeter’ dediler. Biz birlikte yaşamak istiyoruz” diye devam ediyor.
Tam da bu sıralarda sağlık sorunlarıyla ilgili haberlerin arkası eksilmiyor. Tedaviyi reddediyor söylentisi başlıyor.
Oysa biz onu Gümüşlük’te her şeyden uzakta, mutlu görmek istiyoruz. Yine arada bir TV dizilerinde, sinemada görünsün, sonra istediği zaman yine ortadan kaybolsun. Bodrum’daki hastaneden gelecek iyi haberleri dört gözle bekliyoruz.
Dualarımız seninle Nejat!