TÜYAP’taki İstanbul Deri Fuarıbu yıl şıklık ve katılım bakımından Contemporary Istanbul’un açılış davetiyle yarışıyordu. Deri sektörüyle ilgili olan, olmayan birçok tanıdık isim Deri Vakfı Başkanı Ruken Mızraklı’nın hatırına trafikmiş, uzakmış dinlememiş, Beylikdüzü’ne gelmişti.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ilgi çekici bir panel vardı.
L’Officiel Italia ve L’Officiel Hommes Italia Yayın Yönetmeni Gianluca Cantaro’dan, Demet Sabancı Çetindoğan’a Vogue Uomo Italy Yayın Yönetmeni Alan Prada’dan Leyla Alaton’a katılımcılar ‘Dünyada lüks, perakende ve deri’yi konuştular.
YABANCILAR NE DEDİ?
Alan Prada ‘Made in Italy’ etiketinin nasıl bir markaya dönüştüğünü anlattı. “Türkiye için siz de böyle yapmalısınız” dedi. Gianluca Cantaro ise “Global yaratıcılığa, tasarımlara ihtiyacınız var.”Dünyaca ünlü bloggerları, “Moda haftasına davet etmelisiniz, uluslararası tasarımcılarla işbirliği yapmalısınız” diye önerilerde bulundu.
Hüseyin Çağlayan, Rıfat Özbek ve Ümit Benan’ın kendi köklerinden yola çıkarak anlattıkları hikayelerinin ne kadar başarılı olduğunu örnek verdi.
İşte bu noktada Vizyon Deri’nin Paris’te kurduğu ve birkaç ay önce Marais’de mağazasını açtığı VSP’nin Hüseyin Çağlayan ile yaptığı işbirliği ve kapsül koleksiyona gelecek söz zannediyorum ama olmuyor.
Panelde olması gerektiğinden fazla sayıda katılımcı var, moderatör de belli ki konuya hakim değil. Sonuç; süre yetmiyor esas konulara girmeye. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da moderatörlüğü Leyla Alaton yapsa daha iyi olurdu.
PANELİN YILDIZI; LEYLA ALATON
Neyse ki paneli Leyla Alaton kapattı. ABD’de üniversite öğrencisiyken İstanbul’dan aldığı örgü deri kemerleri ABD’de sattığını ve kısa sürede kemerleri aldığı Gön Deri’nin ABD’ye 2 milyon dolarlık kemer satışı yaptığını anlattı.
Özgüvenini bu başarıya borçlu olduğunu ekledi. Sadece özgüveni de değil, beni asıl etkileyen topluluk önünde konuşma yeteneği. Politikaya atılsa anında bütün oyları toplayabilir.
TV yöneticileri böyle bir yeteneği nasıl keşfetmiyor, anlamak mümkün değil.
DAHA ÇOK KADIN OLMALI
Markanın verdiği hissin öneminden söz etti Leyla Alaton, sonra da konuyu kadınlara getirdi. “Bu kadar erkek var bu sektörde, niye hiç kadın yok?”diye sordu. “Esas müşteri bizleriz, biz değişkeniz,bir sezon bir markayı, bir tasarımcıyı beğeniyorsak, ertesi sezon anında satabiliriz, sağımız solumuz belli olmaz” dedi. “Bizi daha iyi anlamanız için sektörde daha çok kadın olmalı” diye bitirdi konuşmasını.
Leyla Alaton haklı, belli ki Deri Vakfı da durumun farkında. Sedef Orman ve Ruken Mızraklı da olmasa deri sektöründeki gelişmelerden haberimiz olmayacak zaten.
Ruken Mızraklı başkanlık dönemi tamamlanınca bırakmaya niyetli gibi görünüyor ama gördüğüm kadarıyla vakfın onu bırakmaya niyeti yok. Çünkü iyi şeyler yapıyor.
SERGİDEN DEFİLEYE
Fuarda öne çıkan konulardan biri de‘Deri tasarım ve sanat buluşması’.Mimar Nevzat Sayın küratörlüğünde ‘Art Leather’ başlıklı bir de sergi var.
Sergiden önce ise Misela ve Mehry Mu’nun standlarından gözlerimi alamadım; yeni modeller çok güzel. Aynı şey ne yazık ki, defile için geçerli değildi.
Bu kadar kötü parçayı bir arada görmek üzüyor insanı.Ruslara yönelik diye düşündüm başta ama doğrusu çoğunu Rusların da beğeneceğini sanmam.
Derimod’un güzel ceketleri kötü styling’e kurban gitti. Hakan Yıldırım ise bu defileye birkaç gömlek fazla kaldı.
‘FOK YOU’ SKANDALI
Bütün bunlara rağmen ne yazık ki, fuarda en çok konuşulan marka ‘Fok you’ oldu. Adının çirkinliği başlı başına bir mesele. Keşke biraz daha seçici olunsaymış ve böyle bir skandalla gölge düşmeseymiş fuara.