Tanem Sivar-Edhem Dirvana’nın sevgili köpekleri Django ve Pamuk’un başına gelenleri hepimiz dehşetle okuduk.
Dirvana ailesi gibi doğayla iç içe yaşayan komşuları nasıl olur da köpeklerini katledecek noktaya gelir, hiçbirimiz anlamadık.
Bunu köpeklere yapan biri pekâlâ insanlara da yapabilir dedik.
Bunu yapan cezalandırılmalı, hiçbir suç cezasız kalmamalı diye imzalar bile toplandı.
Neyse ki duyarlı sosyal medya kullanıcılarının gündem yaratması sayesinde, Dirvana ailesine destek yağdı.
Sonraki aşama, Dirvanaların öncülüğünde yeni hayvan hakları yasası tasarısını hayata geçirebilmekti.
Daha sonra olumlu bir adım atıldı, köpekleri zehirleyen komşu tutuklu yargılanmaya başlanıldı.
Sırf bu bile başlı başına bir zaferdi.
Yaşasın bir şeyler değişiyor dedik, hayvan haklarını korumak için çok önemli bir adımdı bu.
Demek ki birlik olunca istediğimizi elde etmeyi başarabiliyoruz dedik.
Şimdi ise görüyoruz ki henüz bu kadar sevinmek için erken.
Daha yasa Tanem Sivar-Edhem Dirvana’nın öncülüğünde hayvan hakları savunucularının istediği aşamaya gelmedi.
Boşuna Tanem Sivar, sosyal medyada “Sahipli sahipsiz ayrımının yapıldığı vurgulanıyor ama sahipli-sahipsiz hayvanlara karşı işlenecek suçlarda soruşturma yapılması şikâyete bağlı hale getirilmiş. Tasarıda sadece belirli kişi ve kuruluşa şikâyet hakkı tanınmış. Tasarı madde 28-A-1 çerçevesinde getirilen hapis cezası yaptırımı asli para cezasına çevrilebiliyor. Para cezasına çevrilmeyen hapis cezaları olmasını istiyorduk” diye veryansın etmiyor.
Köpekleri zehirleyen, Dirvana ailesini tehdit eden komşunun serbest bırakıldığı düşünülürse, daha bu yasa için yolun çok başındayız, daha gidilecek çok yol var.
Umarım, Tanem ve Edhem’in çabasıyla bu yasa hak ettiği şekilde düzenlenir.
Hollywood’dan sonra moda dünyası da cinsel taciz suçlamalarıyla gündemde.
Milano Moda Haftası’nda koleksiyonlardan çok moda fotoğrafçıları Bruce Weber ve Mario Testino hakkındaki henüz netleşmeyen suçlamalar konuşuluyor.
Malum, suçu kanıtlanana kadar herkes masum.
Şu anda yaşananlarla ilgili kamuoyu ikiye bölünmüş durumda, bir grup sonunda bu yaşananlar ortaya çıkıyor diye mutlu ve rahata kavuşmuş durumda, bir diğer grup da artık bunun bir cadı avına dönüştüğünü, biraz öfkeli olduğunuz herkese böyle bir iftirada bulunup yıllarca emek verdiği kariyerini bir anda bitirebilmenin kabul edilebilir olmadığını düşünüyor.
Aslında, bu yaşananlar sinema ve moda dünyasıyla sınırlı değil tabii.
Alanında güçlü isimlerle çalışan kime sorsanız, benzer hikâyeler yaşamıştır.
Henüz bu dalga bize gelmedi, ama geldiğinde yer yerinden oynar mı, yoksa herkes “Zaten biliyorduk” deyip meseleyi büyütmeden geçer mi, işte onu hep birlikte göreceğiz.
Ama yakında Hollywood’da film yapacak yapımcı, yönetmen ya da oyuncu kalmazsa, moda dünyasında çekim yapacak fotoğrafçı bulunamazsa şaşırmamak lazım.
Sezen Aksu’dan gelsin, “Masum değiliz hiçbirimiz...”
“Eller günahkâr / Diller günahkâr / Bir çağ yangını bu / Bütün dünya günahkâr...”