Bu hafta sonu Elle Style Awards ve hemen akabinde Chanel’in varisi David Wertheimer’ın Zelda Zonk’ta verdiği partiyle geçti. Finalse iki gece üst üste Anjelique’de yapıldı
Bu hafta sonu en çok konuşulan şey Chanel’in varisi David Wertheimer’ın partisiydi. Karaköy’de Gradiva otelin tepesindeki Zelda Zonk bu özel parti için kapatılmıştı. Herkes bir gece önce Elle Style Awards’da olduğu gibi yine David’le tanışmak, konuşmak için birbirini eziyordu. Oysa bu David’in İstanbul’daki ilk partisi değildi. İki yıl önceki ilk Elle Style Awards’a da katılmıştı ve o zaman Maçka’daki Park Hyatt’ta bir suitte parti vermişti. David’in hafızası etkileyici, iki yıl önce tanışıp hayatında bir kez gördüğü kişileri bile hâlâ hatırlıyor.
David ve ekürisi gelene kadar parti sakindi. O sırada David, Ca’d’oro’da yemekteydi, bazı arkadaşlarıysa Münferit’te. Onlar geldikten sonra parti coştu. David uğruna uzun zamandır gece hayatında ortalarda görünmeyen Özlem Önal bile kabuğundan çıkmıştı. İlk görüşte tanıyamayacağım kadar farklı görünüyordu, ama yine de Angelina Jolie havasından bir şey kaybetmemişti. Francesca Versace geceye boynunda yeni aldığı nazar boncuğu kolyesiyle katıldı. Barbara Bui samimiyetiyle herkesin kalbini kazandı. Zoran Lalvani’den Mehmet Germiyanlıgil’e, Bülent Büyükuğur’dan Feride Tansuğ’a, Mehmet Korutürk’ten Batya Kebudi’ye birçok isim David’e eşlik etti.
Kardeşi için hediye
Bu arada beni en çok şaşırtan David’in parmağındaki ince yüzükler oldu. Bir gece önce Elle Style Awards’da Batya’nın David’le tanışmasına tanıklık etmiştim. Batya, David’e koleksiyonundan birkaç parça hediye etti. Daha sonra David, Batya’yla tekrar görüşüp kız kardeşi için hediye satın aldı. Partideyse bir gece önce Batya’nın hediye ettiği yüzüklerle bileziği hâlâ takıyordu ve Batya’ya “Senin tasarımların üniseks” diyerek ne kadar beğendiğini anlatıyordu.
23.00’te başlayan parti 03.30’a kadar sürdü. Zelda Zonk, manzarasıyla müthişti ama bu kadar kalabalık bir parti için küçük kalmıştı. Yine de samimi bir ortamdı. Bir de arada DJ’in üçüncü sınıf gece kulüplerini andıran konuşmaları olmasaydı çok daha iyi olurdu. Geceye Anjelique’de devam edildi.
CHANEL’iN HiKAYESi
Chanel, 7 milyar dolar değerinde bir şirket. Sanılanın aksine, hâlâ bir aile şirketi. Başında iki erkek kardeş Gerard ve Alain Wertheimer var. David, Gerard Wertheimer’ın oğlu. 2-3 yıl önce David’in annesi Valerie’yle tesadüfen The House Hotel Nişantaşı’nda tanışmıştım. Çok mütevazıydı, internette çocuk pornosuyla savaşan, kendi kurduğu Action Innocence’ı uzun uzun anlatmıştı. Wertheimer ailesi basından uzak olmalarıyla biliniyor. Chanel denince herkesin aklına Karl Lagerfeld geliyor, oysa markanın tek sahibi Wertheimerlar ve istedikleri an Lagerfeld’le Chanel’in ilişkisini kesebilirler.
Wertheimerlerin hikayesi de ilginç. Coco Chanel şirketini kurarken Pierre Wertheimer ortak oluyor. Sonra Coco Chanel vefat edince varisi olmadığı için şirketin tamamı Wertheimer ailesine geçiyor. Pierre Wertheimer, David’in büyük dedesi. Wertheimerlar tatil ve arkadaşlarını ziyaret için sık sık İstanbul’a geliyor, ama kimsenin haberi olmuyor.
YILBAŞINDA FENDI AiLESi ANJELIQUE’DE
Elle Style Awards’dan sonra da, Zelda Zonk’taki partiden sonra da adres belliydi, Anjelique. İlk gece Anjelique’de Meryem Uzerli-Can Ateş çiftinden David Wertheimer, Francesca Versace gibi isimlere renkli bir kalabalık vardı. Zelda Zonk’taki partide yabancı misafirler sık sık “Hadi artık Anjelique’e gidelim” dedi.
Bu arada Anjelique’le ilgili bir son dakika dedikodusu, yine başka bir aile şirketi olan Fendi’nin sahipleri 2013’e İstanbul’da Anjelique’de girmeye karar vermiş ve hatta şimdiden rezervasyonlarını yaptırmışlar. İstanbul artık Londra, Paris, New York kadar popüler bir destinasyon.
ELLE STYLE AWARDS DÖRT DÖRTLÜK OLDU
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Elle Style Awards gerçekten organizasyonuyla da davetlilerin şıklığıyla da müthişti. Geçen yılki törenden sonra “Türk kadını giyinmeyi bilmiyor” demiştim, şimdi lafımı geri alıyorum. Bir yılda çok şey değişmiş. Ayrıca ödüllerin daha kısa tutulmasından Tanem Sivar’ın hatalarına rağmen son derece doğal ve sevimli sunumuna, A46’nın dekorundan Işın Görmüş’ün siyah elbisesine ve tabii Peroni’nin after party’sine her şey çok güzeldi. Gecede kadınlar kadar erkekler de şıktı. Gerçekten Oscarlar’daki kırmızı halı şıklığını aratmayan bir kalabalık vardı. Gerçi moda blogger’ı denince bir köşede Bryanboy’u, bir köşede Buse Terim’i görmek ilginçti.
Konuşulan kıyafet
En iyi konuşmayı Nevbahar Koç yaptı. ‘En stil sahibi iş adamı’ ödülünü daha önce Rahmi Koç almıştı, bu yıl ise Ali Koç aldı. Nevbahar Koç’un, “Eşim Ali burada olmayı çok isterdi” diye başladığı konuşması çok doğaldı. En antipatik konuşma Burcu Esmersoy’undu. ‘Stil ikonu’ ödülü alıp da kendi güzelliğini ballandıra ballandıra anlatması, arada kel alaka bir şekilde “George Clooney, benimle evlenir misin?” demesi, hırsının yüzüne vurması zaten güzeller güzeli olan Burcu’yu ne yazık ki çirkinleştirdi. Ayrıca stil ikonu olmak için gerçekten stil sahibi olmak gerekiyor. “Mert, seni seviyorum” diye teşekkür ettiği stilistine günlük hayatındaki kıyafetlerini bile danışan bir stil ikonu olur mu? Bir de Burcu’yu çok sevenlerin bile gece boyunca konuştuğu şey kıyafeti oldu. Zeynep Tosun, iki sezon öncesinin Balmain’ini dikmiş diyenler de oldu, Burcu’nun göğüs dekoltesini kapatmak için sürekli çekiştirmesini eleştirenler de. Dekolte giyip de çekiştireceksen baştan dekolte giymeyeceksin.
Leyla Adler’e hayat boyu başarı ödülü verilmesi çok yerinde bir karardı. Diğer ödül kazananlar da çok iyi seçilmişti. Elle Türkiye koca bir alkışı hak etti.