Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her şey bir kutu çikolatayla başladı” diyorlar Montreux Caz Festivali için.

Gerçekten de öyle oluyor, müzisyenlerle dostluğuyla ve çılgın partileriyle bilinen Claude Nobs bundan tam 51 yıl önce New York’ta bir müzik şirketinin kapısını çalıyor, “Patrona İsviçre’den çikolata getirdim” diye.

Caz meraklılarının en sevdiği festival

Randevusuz kabul etmiyor Atlantic Records’ın kurucusu Ahmet Ertegün, ama Nobs o kadar uzun bekliyor ki sonunda patrona ulaşıyor ve Montreux Caz Festivali için istediği desteği alıyor.

İsviçre’nin de katkısıyla Montreux’yü bir festival şehri haline getiriyor.

Haberin Devamı

Gidip görünce anlıyorsunuz, bizim festival dediğimiz birçok etkinliğin festivalle ilgisinin olmadığını.

Montreux’de tam 16 gün boyunca festivalle yatılıp festivalle kalkılıyor.

Şehrin her yeri panayır yerine dönüşüyor.

Festival sadece cazla sınırlı değil.

En önemli özelliği her müzik türüne açık ve eşit mesafede olması.

Peki ama adı neden caz festivali?

Çünkü Claude Nobs müziğin temelinin caz olduğuna inanıyor.

O yüzden, ilk günden beri her müzik türüne yer vermiş festival programında.

Aynı anda bir klasik piyano yarışması da yapılıyor, Chemical Brothers’la sınırlar da zorlanıyor.

Tuhaf bir enerjisi var şehrin.

Malum, “Smoke on the Water”ın çıktığı şehir.

Deep Purple bir konser sırasında atılan havai fişeğin sonucunda gölde duman görüp yapıyor bu şarkıyı.

Şehirdekiler bir bakıyorlar, sabah Aretha Franklin şarkılarla güneşi selamlıyor ya da Sting otelde konsere devam ediyor.

51 yılda çok hikâye var tabii.

Sırf afişleri bile yeter bu festivalin konuşulması için.

Keith Haring, Andy Warhol, Romero Britto gibi birçok önemli ismin imzası var afişlerde. İşte bu yüzden eski afişler hâlâ satılıyor ve büyük ilgi görüyor.

Dört yıl önce hayatını kaybeden Claude Nobs’un Montreux’deki şalesi Freddie Mercury ve Ahmet Ertegün’le verdiği partilerle meşhur.

Daha uzaktan evi görür görmez, sahibinin ne kadar ince zevkli olduğunu anlıyorsunuz.

İçindeki oyuncak tren koleksiyonundan, el yapımı gitarlara, Montreux Caz Festivali’nin kayıtlarından (kayıt deyip geçmeyin, UNESCO tarafından koruma altına alınmış durumdalar) ünlü müzisyenlerin hediyelerine birçok detay var.

Haberin Devamı

Festival dün başladı, 15 Temmuz’a kadar devam ediyor.

Çadırlarda, çamurlarda sürünmeden, son derece medeni bir ortamda, gerçek bir müzik festivali izlemek isteyenlere duyurulur!

İstanbul Caz Festivali 4 Temmuz’da başlıyor

İyi bir caz festivali izlemek için Montreux’ye kadar gitmeye gerek yok tabii.

24. yılını kutlayan İstanbul Caz Festivali, 4 Temmuz itibarıyla başlıyor.

Festival, Paco de Lucia’ya saygı duruşu niteliğindeki “Beyond The Memory” konserinin yanı sıra Kandace Springs’den Jacky Terrasson & Stephane Belmondo gibi ustalara, Avrupa cazının efsane ismi Nik Bärtsch’ten Afrika’nın iki muhteşem sesi Fatoumata Diawara ve Hindi Zahra’ya caz, funk, dünya müziği, blues ve rock’ın farklı seslerini ağırlayacak.

Radiohead’in gitaristi Jonny Greenwood’un da içinde yer aldığı “JUNUN” projesi de festivalin bu yılki konukları arasında.

Ücretsiz gerçekleştirilecek “Parklarda Caz” konserleri de kaçırılmamalı.

Haberin Devamı

Festival 20 Temmuz’a kadar devam edecek.