Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bodrum’da en yakın arkadaşlarımdan birini evlendirip ertesi sabah 09.00’da Bodrum-İstanbul, İstanbul-Londra uçuşlarıyla Londra Moda Haftası’ndayım.

Londra Moda Haftası’nın benim için en değerli defilesi Chalayan’ı izlemek üzere.
Sadece benim için değerli değil tabii, moda yazarı Suzy Menkes’ten Wallpaper dergisi yayın yönetmeni Tony Chambers’a, Porter dergisinin moda direktörü Gabriela Hackworthy’den moda eleştirmeni Sarah Mowers’a moda haftasının önemli isimleri de heyecanla takip ediyor her Chalayan defilesini.

Haberin Devamı

Çünkü Hüseyin Çağlayan’ın moda tarihinde ayrı bir yeri var, hikâye anlatmasıyla da, bağımsız bir moda evi yönetmesine rağmen sadece yetenek olarak değil, teknik olarak da diğer tasarımcılardan her zaman önde olmasıyla da...

Zihin açıcı etkisi var

İzlediğim her Chalayan defilesinde kıyafetlerden çok daha fazlası var, zihin açıcı bir etkisi var kesinlikle.

Kıyafetlerle bile sürekli düşündürüyor, Hüseyin Çağlayan’ın günlük hayatında da sorularla sevdiklerini düşündürdüğü gibi.

Çoğu zaman sizi silkeliyor, kendinize getiriyor, yaptığınız birçok şeyin ne kadar boş olduğunu düşündürüyor, anı yaşayın diyor.

İşte Hüseyin Çağlayan’ın ‘Entitle’ adını verdiği 2018 ilkbahar-yaz koleksiyonunun ana fikri tam da bu.

Herkesin birer küratör haline geldiği dijital çağda, ‘Marka olarak ben’ döneminde, karşı koyamadığımız ‘like’ kültüründe kendi değerimizin başkalarının fikirlerine göre belirlenmesinin ve sürekli bir şeyler kaçırma korkumuzun (FOMO) bizi ne kadar mutsuz bireyler haline getirdiği eleştiriyor bu koleksiyonda.

Bunu yaparken de bir yandan kendimizde haklı ya da haksız her şeye hak görmemizi de eleştiriyor.

Mesajları Swarovski kristalleriyle işliyor tasarımlarına, post-itlerle iliştiriyor.
Koleksiyonda siyah ve beyaz duvakların üstüne güneş gözlükleri takıyor, sonunda ise çerçeveliyor modelleri, kendi kendimizi nasıl soyutladığımızı gösteriyor.

Çağlayan’a göre, yaşadığımız dönem bizi hem mutsuz ediyor hem de her şeyi kendimize hak görmemize neden oluyor.

Defilenin sonunda herkes aynı şeyi konuşuyor, Çağlayan müthiş bir hikâye anlatıcısı.

Haberin Devamı

‘Telefonları bırakın!’

Çıkışta küçük bir grup minik bir kutlama yapıyoruz Hüseyin Çağlayan’a, biz yine elimizde telefonlar Instagram’da paylaştığımız defile görüntülerine bakıyoruz.
Kim bilir kaçıncı kez bu konuda fırça yiyoruz Hüseyin Çağlayan’dan, “Bırakın artık elinizden telefonları” diyor.

Haklı.

Tütün deposunda Armani partisi

Peki, daha sonra ne oluyor dersiniz?

Yemek sonrası, yılın en yoğun haftasının son gününde Bodrum-Londra hattının yorgunluğuyla geceyi erken bitirmek isterken bir anda kendimi Tobacco Duck’ta buluyorum.

Emporio Armani defile sonrası partisinde.

İşte FOMO böyle bir şey.

Armani, Londra’da açacağı yeni mağaza öncesinde Londra Moda Haftası’na katılıp burada dev bir parti veriyor. Giorgio Armani konuklarla yakından ilgileniyor, en çok da İngiliz Vogue’un yeni yayın yönetmeni Edward Enninful’la.