Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pazartesi günü ‘Contemporary Istanbul’ civarındaki kebapçıların bile “Çağdaş sanata

Çağdaş  sanattan yemek festivali de doğdu
bizde mola verin” çağrısını yazmıştım.
Şimdi ise çok daha ileri gidilmiş ve ‘Contemporary Food Art Festival’ ortaya çıkmış.
Doğrusu, artık festivallere mesafeliyiz, içeriğinden emin olmaya bakıyoruz önce.
Önceki akşam ‘Contemporary Istanbul’un galasında, Frankie’nin sahibi, aynı zamanda TURYİD Başkanı olan Kaya Demirer’den dinledim, 6 Kasım’a kadar devam edecek olan çağdaş yemek sanatı festivalini.
“‘Ben bu sanatı yerim!’ mottosu ile hem şefler hem de gastronomi sektörünün yaratıcı insanları bir araya gelerek birbirinden farklı tabaklar ve lezzetler tasarlayacak” diye başladı anlatmaya Demirer.
Ardından da katılan restoranları sıraladı: Mikla, Sunset, Escale, Frankie, Ferahfeza, Banyan, Dragon, 360 İstanbul, Park Şamdan & The Bar, Rejans 1924 ve Nicole.
‘Contemporary Istanbul’da da festivalin bir standı olacak.

Haberin Devamı

Yemek, sanat sayılır mı?

Çağdaş yemek sanatı festivali yine aynı soruyu gündeme getirdi, “Yemek de sanat olarak kabul edilebilir mi?”
Yemek de kendini ifade etme şekliyse, neden olmasın?
ABD’nin en orijinal yeni restoranı ilan edilen San Francisco Museum of Modern Art’ta (Modern Sanat Müzesi) yer alan In Situ adlı restorana bakınca, pekâlâ gastronomi de bir sanat dalı olarak kabul edilebilir.
Neden mi?
Restoranın özelliği dünyanın en iyi 100 restoranından birer yemek tarifi alarak oluşturduğu mönüsü.
“Müzede gezmekten çok, bir başkasının seçtiği müzikleri, playlist’i dinlemeye benziyor bu deneyim” diyenler de var.
“Art Basel’i, Venedik Bienali’ni kaçırmayan,
global sanat piyasasını
takip edenler gibi global
yeme-içme dünyasını takip eden bir müşteri kitlesi gerekiyor bu restorana” diyenler de...
“In Situ bazı şeflerin artık edebiyat, resim, müzik ve benzeri yüksek kültürün temsilcileri gibi birer kültürel figür haline geldiğini kanıtlıyor” diyor New York Times yazarı Pete Wells.
“2016’da Noma’nın şefi Rene Redzepi’nin yemeği müzede ziyaret edilebiliyor ve bunu kimse garipsemiyor” diye ekliyor.
Gerçekten de dünya giderek küçülüyor, gastronomi giderek daha da ön plana çıkıyor.
Bkz. Tepebaşı’ndaki Mikla’nın şefi Mehmet Gürs’ün sumaklı, füme yoğurtlu mantısı San Francisco Modern Sanat Müzesi’ne girmeyi başardı.
Çağdaş sanatçılarımızdan bile önce.

Haberin Devamı

Yemek ve çağdaş sanatın ortak sorunu

Son zamanlarda her alanda aynı, ne yaptığınız değil, arkasında nasıl bir hikâye olduğu önemli.
Çağdaş sanatta bir esere baktığınızda size hiçbir şey ifade etmediği oluyor, ama yanında verilen açıklamada öyle bir hikâye yazıyor ki birden iş eser statüsüne geçiyor. Aynı şey şimdi yemekte de geçerli.
İyi bir hikâyeniz varsa, yemeğin lezzetinden daha önde başlıyorsunuz.
Oysa yemek de çağdaş sanat da bu kadar komplike olmamalı.

Borsacılardan Dubai’de yeni restoran: Rüya

Dünyada sanat fuarları restoranlarıyla da ilgi çekiyor.
Bkz. Londra’daki Frieze bu yıl son zamanların popüler restoranı Petersham Nurseries’i bile ağırladı.
‘Contemporary Istanbul’da yıllarca farklı restoranların bulunmamasının nedeni Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın ilk ve tek restoranı Borsa’ydı.
Fuardan çıkanlar Borsa’ya ya da Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi’ndeki mekânlara akın ediyordu.
İleride Borsa’nın D.ream aracılığıyla edindiği kardeş restoranlarının da pop-up’ları pekâlâ fuarda yer alabilir.
Şimdilik Borsa’dan yeni bir haber verelim, Rasim ve Umut Özkanca, D.ream ile birlikte Dubai’de Grosvenor House’da geçen ay yeni bir restoran açtı.
Anadolu mutfağı ağırlıklı mönüsüyle dikkat çeken restoranın adı: Rüya.
Türk mutfağının dünyaya açılımı için önemli bir adım.