Son günlerde yaşadıklarımız en az bizim kadar uluslararası medyanın da dikkatini çekiyor.
Sadece siyasi ya da ekonomik boyutuyla değil, sanatsal yönüyle de...
Bkz. Sanat dünyasının yakından takip ettiği Artnet’te önceki gün yayınlanan Eileen Kinsella imzalı ‘Türkiye’deki istikrarsız siyasi durum sanat dünyasını nasıl olumsuz etkiledi?’ başlıklı yazısı.
Malum, Türkiye çağdaş sanat piyasası 2008’den itibaren göz kamaştırıcı bir hızla büyümeye başlamıştı. Gerçek sanatseverlere sanata yatırım ya da statü sembolü gözüyle bakan ve kısa dönem kârı düşünen koleksiyonerler de yalnız buna hizmet eden galericiler de eklenmişti.
Sonraki dönemde ise galeriler için sıkıntılı bir süreç başladı, hatta aralarında Türkiye’deki koleksiyonerler tarafından kendilerini ihanete uğramış gibi hissedenler de oldu.
Tabii bunda koleksiyonerlerin artık daha çok yurtdışından alım yapması değildi tek etken.
Kısa dönem kârı düşünenlerin hırslarının ve hobi olarak galericiliğe soyunanların, koleksiyonerleri de sanatçıları da mağdur etmesi de etkiliydi.
Bunlara bir de ülkenin ağır gündemi eklendi.
2013’ten beri eylülde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Art International’ın bu yıl yapılmayacağı nisanda açıklandı, hatta bunda yaşanan terör olaylarının da etkili olduğu ek bilgisiyle.
Oysa Art International ekibi piyasadan çekilmediğini hâlâ sık sık tekrarlıyor, bu kararın piyasadan çekilme değil, sadece bir nefes alma gereği olduğunun altını çiziyor.
Seneye İstanbul Bienali ile eş zamanda fuarı düzenlemeyi planladıklarını duyuruyor.
Bu açıklamalara rağmen piyasada konuşulan ise Art International’ın bu kararının yerli ortaklarıyla yaşadığı sorunlardan kaynaklandığı yönünde.
Şimdi gözler 10. yılını geride bırakan, kasımda gerçekleşmesi planlanan Contemporary Istanbul’da.
Fuarda nasıl bir ortam ve seçki olacağı merakla bekleniyor.
Ayrıca İstanbullu galeriler, Çağdaş Sanat Galericileri Dayanışması adıyla bir araya gelip, ekimde Berlin’dekine benzer bir galeri hafta sonu etkinliği gerçekleştirmeyi planlıyor.
Bu koşullarda İstanbul Galeri Hafta Sonu nasıl olur?
Türkiye sanatının asıl kurtarıcısı uluslararası açılımlar yapmak mı?
Hep birlikte göreceğiz.
Galericiler ne diyor?
Peki ama Artnet’e konuşan galericiler nasıl değerlendiriyor güncel durumu?
- The Empire Project’in kurucusu Kerimcan Güleryüz: “Türk çağdaş sanat pazarı bu dönemlerde Darwin’esk bir eleme yaşamakta. Bir nevi doğa ötesi bir seleksiyon süreci bu. Biz Türkiye’deki galeriler olarak en zor mesleklerden birini yaptığımızın farkındayız. Çünkü sanatı, sadece bir yatırım nesnesi ya da maddi açıdan değerlendirirseniz tamamen fuzuli bir şey olarak görülebilir. Oysa sanat, düşünce ve fikrin, gerçek muhalif sesin, alternatif bakış açısının ve bugüne dek Türkiye’de oluşturulmuş birikimin yegâne ifade alanı. Bence işimiz bu anlamda çok önemli, hatta daha evvelki süreçlerden de daha önemli. Pozitif kültürel kazanımlara daha da çok ihtiyacımız var.”
- ArtSümer’in kurucusu Aslı Sümer: “Sanat üretmek bakımından verimli bir süreç, sanatçılar ayakta kalabilmek için eserlerine yoğunlaşacak ve daha kaliteli eserlerin ortaya çıkacağına inanıyorum.”
- Galeri Nev’in kurucusu Haldun Dostoğlu: “Her tür politik ve ekonomik istikrarsızlık önce sanat piyasasını etkiliyor. Yine de yaz sezonunda olduğumuz için şanslıyız. Eylüle kadar İstanbul’daki gerilim azalır, ortam sakinleşir.”