Ayşe Hatun Önal’dan Şeyma Subaşı’ya, Çizenbayan’dan Oğulcan Engin’e birçok isim Instagram ve Snapchat’te Burning Man anılarını paylaşıyor.
Sadece onlar değil, Cara Delevingne, Karlie Kloss, Katy Perry gibi yabancı ünlüler de fotoğraf paylaşıyor.
Evet, biz Türkler, Burning Man’i son birkaç yılda keşfettik, ABD için çoktan başka bir şeye dönüştükten sonra.
Son zamanlarda festivalin ruhunu kaybettiği, tamamen ticari bir organizasyon haline geldiği konuşuluyor.
Yılda 30 milyon dolar kar eden bir ‘iş’ten söz ediyoruz.
Biletler 400 dolar.
Hatta sırf bu yüzden festivali yıllarca takip eden katılımcılar artık asla gitmeyeceklerini anlatıyor.
Görme ve görünme yeri oldu
Financial Times, Burning Man’in kurucularından Larry Harvey’ye bu gerçeği soruyor.
“Katılımcıların neye inandığı, ne düşündüğü bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren tek şey, burada iyi bir deneyim yaşamaları” diyor Harvey.
Yine de, Burning Man’in artık bir görme/görülme/görünme yeri olduğunu kabul ediyor.
Hatta bunun Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin, Facebook’un yaratıcısı Mark Zuckerberg ve Solar City ve Tesla ile tanıdığımız Elon Musk gibi teknoloji efsanelerinin gelişiyle başladığını da...
2004’te Elon Musk, yenilenebilen enerji şirketi Solar City fikrini, Burning Man yolunda
Google’ın kurucuları ise sık sık tekrarlıyor, “Burning Man’de daha önce hiç denemediğiniz şeyleri dünyaya duyurmadan deneme fırsatınız oluyor” diye, hatta CEO Eric Schmidt ile burada tanışıp işe aldıklarını da ekliyorlar.
Airbnb’nin kurucuları, Twitter’ın yatırımcıları gibi teknoloji devleri de festivale 6 milyon dolar bağışta bulunmuş, Fly Ranch arazisini satın almaları için.
İşte durum bu.
Biz keşfedene kadar, Burning Man başka bir şeye dönüştü bile.
Zaten tam da o yüzden ilgi alanımıza girdi.
Kabul etmek lazım, tam bir Instagram alanı, hâlâ iyi fotoğraf veriyor.
Her ne kadar amacı elektrikten, teknolojiden, internetten, telefondan 1 hafta da olsa uzak durmak olsa da...
Peki ama Burning Man nedir?
Her yıl ağustosun son haftası başlayıp bir hafta süren, sanat, müzik ve toplumsal deney sayılabilecek bir çöl festivali.
ABD’nin Nevada eyaletinde Black Rock Çölü’nde gerçekleşiyor.
Felsefesi, bir hafta boyunca, dış dünyayla kopuk, günlük alışkanlıklardan uzak, karavanda ya da çadırda konaklayarak, para yerine takas yöntemiyle yaşamak üzerine kurulu.
Ego, sosyal statü, para pul, din ve ırk festival alanında tamamen unutuluyor.
Adını, festival kapsamında cumartesi günü, Burning Man heykelini yakma ritüelinden alıyor.
1986 yılında Larry Harvey’nin yaşadığı aşk acısından esinlenerek yaptığı iki buçuk metrelik ‘The Man’ heykelini, San Francisco’da bir sahilde 80 kişiyle birlikte yakmasıyla, tek gecelik bir etkinlik olarak başlıyor.
Katılımcıların artmasıyla 1990 yılında Nevada’daki Black Rock Çölü’ne taşınıyor. Şimdi her yıl 70 bin kişi katılıyor.
Hedef 100 bin kişiye ulaşmak.
Bu yılki teması: “Da Vinci’nin Atölyesi”.