“Mutlu bir geleceği mutsuz bir geçmişe kurban etmeyecek tüm çocuklara...”
Yazı ekranda donuyor ve biz de yerimize çakılı kalıyoruz.
Midemize yumruk yemiş hissiyle...
Duygu sömürüsü yok
Bir savaş filmi Annemin Yarası.
Ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığını, savaşın sadece zamanında değil, ömür boyu insanları açık yara şeklinde dolaştırdığını anlatıyor.
Angelina Jolie’nin yazıp yönettiği ‘In the Land of Blood and Honey’de yapmak isteyip de yapamadığını başarıyor, Goran Bregovic hissiyle. Tabii Jolie gibi uzaktan değil, içeriden bakıyor Bosna’da yaşananlara.
Bunu yaparken de alışılanın aksine hiç duygu sömürüsü yapmıyor, hüngür hüngür ağlatabilecekken dozu hiç artırmıyor, ajitasyona geçit vermiyor.
İşte tam da o yüzden daha vurucu.
Türk sinemasında bir ilk
İlk defa böyle bir Türk filmi izliyoruz, Türkiye’de geçmiyor, karakterler Türk değil ama hepsi Türkçe konuşuyor.
Riskli ama izlerken buna hiç takılmıyorsunuz, sadece dublaja alışık olmamızın etkisi de değil bu.
Mantık hatası yok, senaryo titizlikle yazılmış, belli ki hikâyeyi en iyi hale getirmek için senaryo ekibi çok çalışmış.
Bunun için de başı çeken, aynı zamanda filmin gerçekleşebilmesini de sağlayan Ozan Güven olmuş.
Annemin Yarası, Bosna Savaşı sonrası 18 yaşında yetimhaneden çıkıp ailesini aramaya başlayan Salih’in hikâyesini anlatıyor.
Filmlerde de dizilerdeki gibi hikâyeden çok senaryo ve diyalogların inandırıcılığı önemli.
Sadece senaryo değil, görüntü, müzik, saç-makyaj, kostüm her detay özenli.
Borislav ve Marija’nın yaşadığı çiftliğe ışınlanmak istiyorsunuz, Osmanlı’dan kalma bir gümrük binasını çekimler için çiftliğe dönüştürmüşler.
Başrolsüz güçlü kadro
Yönetmen Ozan Açıktan da oyuncular da kendilerini aşmış.
Başrol yok, Ozan Güven, Meryem Uzerli, Belçim Bilgin ve Okan Yalabalık da hikâyenin asıl kahramanı Bora Akkaş kadar hakkını veriyor rollerinin. Hatta Belçim Bilgin’in 16 yaşına döndüğü sahneler Kelebeğin Rüyası’ndan daha inandırıcı.
Tek talihsizlik, yönetmenden oyunculara tam kadronun filmin tanıtımında bulunamaması ve Meryem Uzerli’nin dizisinin yayından kaldırıldığı döneme denk gelmesi.
11 Mart’ta sinemalarda
Filmle ilgili çok bir şey söylemeye gerek yok, izlemek lazım. Kısıtlı imkânlarla uluslararası standartlarda işler yapılabildiğini görmek için. Ortada iyi yazılmış bir senaryo, yönetmen ve yapım ekibi olunca oyuncuların daha da parladığını görmek için...
Annemin Yarası, 11 Mart Cuma gününden itibaren sinemalarda.
Gala ise yarın akşam Lütfi Kırdar’da.