Bravo İKSV!

“Olağanüstü bir tarihi mirasa sahip bu şehri, sanatın bütün dallarıyla yankılanan hareketli bir metropole dönüştürmeyi başardınız.
İKSV’nin çalışmaları sayesinde İstanbul, kültür ve sanat alanlarında yeniliklerin öncüsü olan Avrupa başkentlerinin biri haline geldi.
Bu kültürel yenilikçilik anlamındaki şöhretini İstanbul, büyük ölçüde, şahsiyetinize, atılganlığınız ve cesaretinize, göstermiş olduğunuz sebata ve bu akşam, yanınızda bulunan ve İKSV’nin güzel macerasına iştirak eden insanlara borçludur.”
Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’e Fransa Kültür Bakanlığı tarafından verilen Sanat ve Edebiyat Şövalyesi nişanını takdim ederken bunları söyledi.
Fransa Kültür Bakanlığı haklı, İKSV’nin İstanbul’a katkısı çok.
Sadece İstanbul’a değil, hepimize katkısı çok.
Hayatımızı güzelleştiren sayılı kurumdan biri.
Görgün Taner ise “Voltaire’in dediği gibi, ‘Bir gün her şeyin daha iyi olacağını düşünmek umudumuz, bugün her şeyin iyi olduğunu düşünmek yanılgımızdır’” diye bitirdi teşekkür konuşmasını.
Bu vesileyle, İKSV’ye ve Görgün Taner’e bize her zaman umut verdikleri için bir kez daha teşekkür edelim.

Ata Demirer örneği

Zor günler geçiriyoruz.
Yine arka arkaya gelen iptal ve erteleme haberleriyle moralimiz daha da bozuluyor.
Malum, her organizasyon için aynı şey konuşuluyor, iptal mi edilsin, ertelensin mi, gerçekleşsin mi?
Bir yanda duyarsız kalmama, görünmeme endişesi, bir yanda hayat devam etmeli dürtüsü...
Her ertelenen ya da iptal edilen organizasyon birçok çalışanın işini, kazancını kaybetmesine neden oluyor.
Böyle bir lüksümüz yok ne yazık ki.
Tam tersine, daha çok çalışmak, daha çok kenetlenmek, daha çok dayanışma içinde olmak gerekiyor.
İşte o yüzden ertelenen tiyatrolara rağmen Ata Demirer’in “Acımız büyük ama gösterimizi iptal etmeyeceğiz” demesi cesur bir karar.
Sahneye çıktığı gecenin gelirini şehit ailelerine bağışlaması da güzel bir örnek.
Umarım, başka örnekler de gelir.

Nesin Vakfı desteği hak ediyor

İyi şeyler de oluyor.
Son günlerde en çok duymak istediğimiz cümle bu.
Neyse ki sadece kendini düşünmek / kurtarmak yerine başkaları için de bir şeyler yapanlar da var aramızda.
Giderek maddi - manevi şartlar zorlaşıyor ama yine de yılmayıp ayakta kalmak ve tabii daha çok kişiye ulaşmak için büyük mücadele veriyorlar.
İşte Nesin Vakfı en iyi örneklerden biri.
1973’ten bu yana Çatalca’da yüzlerce çocuğa barınma ve eğitim olanağı sağlıyorlar.

Aziz Nesin’in “Benim en büyük eserim” dediği kadar var.
Ali Nesin ve Nesin Vakfı, Aziz Nesin’in izinden gidiyor.
Bunun için de desteğe ihtiyaç var.
Geçen yıl Aziz Nesin’in 100. yaşı için bir bağış gecesi düzenlenmişti.
Yarın akşam da Nesin’in 101. yaş gününde Nesin Vakfı’nı yaşatmak için bir bağış gecesi düzenleniyor, tüm gelir vakfa aktarılacak.