“Londra Erkek Moda Haftası’nda yüzlerce defile ve prezantasyon arasında kaçırmamanız gereken dört şovdan biri”.
Bunu ben söylemiyorum, New York Times, Hüseyin Çağlayan ve Chalayan markası için söylüyor.
Ardından da Çağlayan’ın özelliklerini tek tek yazıyor: “Moda tasarımcısı, film yönetmeni, profesör, mimar, kostüm tasarımcısı, koreograf...”
“Bu adamın yapamadığı bir şey var mı?” diye de soruyor.
Boşuna Wallpaper dergisi, 20. yılında, 20 yılda oyunun kurallarını değiştiren 20 etkili kişi arasında Çağlayan’ı saymıyor.
Diğer isimlerden de örnekler vermekte fayda var, Google’ın kurucusu Larry Page, Airbnb’nin kurucuları Joe Gebbia and Brian Chesky, Apple’ın tasarım direktörü Jonathan Ive, aktivist sanatçı Ai Weiwei...
Çağlayan için, “Bir moda tasarımcısından disiplinler arası bir isme dönüştü” diyorlar.
Zaten kendisi de moda tasarımı ve sanat arasında bir tercih yapmıyor, “Sadece üretmeyi seviyorum” diyor.
Üretmek derken de tevazusunu koruyor, onun yaptıkları üretmekten daha ötesi, yaratmak aslında.
Londra Erkek Moda Haftası’nda görülmesi gereken şov
Londra Erkek Moda Haftası, eskiden kadın moda haftasının son gününde gerçekleşirken şimdi 4 günlük ayrı bir moda haftasına dönüşmüş durumda.
Erkeklerin modaya olan ilgisinin ne kadar arttığının da bir göstergesi bu.
Londra Erkek Moda Haftası’nın üçüncü gününde Mayfair’deki Chalayan butiğindeyim.
Aynı saatlerde David Beckham’ın bir prezantasyonu olmasına rağmen İngiliz Moda Konseyi Başkanı Caroline Rush’tan Business of Fashion yazarı Tim Blanks’e moda dünyasının önemli isimleri burada.
Hüseyin Çağlayan’ın Kıbrıs-Türk kökenini her zaman açıkça anlatmasına rağmen Chalayan markasının Londra merkezli olmasını İngiliz Moda Konseyi çok önemsiyor.
Değerini bizden çok bildikleri kesin.
İşte bu yüzden, erkek moda haftasının yöneticisi, GQ Yayın Yönetmeni Dylan Jones’dan Londra Tasarım Haftası ve Bienali Direktörü Ben Evans’a kiminle konuşsam, tanıdıkları tek Türk tasarımcı olarak Hüseyin Çağlayan’ın ismini sayıyor.
Ardından da ekliyorlar, Kensington’da yeni açılan tasarım müzesi London Design Museum’da Chalayan’ın Intel için yaptığı tasarımların yer aldığını.
Geçen sezon Intel işbirliğiyle giyilebilir teknolojiyi Paris Moda Haftası’na taşımıştı, daha önce podyumda yağmur yağdırarak kıyafetleri eriterek başka bir forma soktu, Swarovski ile harikalar yarattı, yaptığı kıyafetler New York’taki Metropolitan Müzesi’nden Modern Sanat Müzesi MOMA’ya birçok önemli müzede sergilendi.
Her yeni koleksiyonla bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Chalayan koleksiyonlarında transformasyon başrolde
Şimdi Sonbahar-Kış 2017 erkek koleksiyonunu izliyoruz.
Antik Yunan kültüründen izler taşıyan, günümüzde değişen değer yargılarının eleştirisini yapan bir koleksiyon.
Her Chalayan koleksiyonunda olduğu gibi yine tasarımlarda transformasyon dikkat çekiyor.
Kesimler ve işçilik yine şaşırtıyor.
Bir ceketin kolu iki katmandan oluşuyor, üstteki katı büzerek, bir ceketten iki farklı model çıkıyor.
İçi yelekli ceket ve paltolara baktıkça, keşke kadın koleksiyonunda da olsa, biz de giyebilsek diye düşünüyorum.
Neyse ki koleksiyonun üniseks parçalarından olduğunu öğreniyorum.
Ege efelerini hatırlatan, beli kuşaklı pantolonların da kesimine hayran kalıyorum.
Peki ama Londra’daki Chalayan butiğine gidemeyenler koleksiyona nasıl ulaşacak?
Net-a-porter gibi önemli alışveriş sitelerinin yanı sıra store.chalayan.com adresinden de sipariş vermek mümkün.