Son zamanlarda izlediğim en iyi şov O2 Arena’da Madonna.
Konser demek haksızlık, çünkü kostümüyle koreografisiyle acaip bir performans var ortada.
Bazı şarkılarda playback de yapıyor Madonna ama bunu hiç garipsemiyorsunuz çünkü 57 yaşında olmasına rağmen en genç dansçılarından bile daha fit ve daha iyi bir kondüsyona sahip.
Ne kadar fit olduğunu biliyoruz tabii ama sahne önündeki yerimiz sayesinde daha yakından inceleme fırsatımız oluyor.
Konser biletleri aylar öncesinden tükenmiş ama şanslıyız Be Travel’ın her derde deva olan ve imkânsızı başaran concierge servisi sayesinde Madonna’yla neredeyse aynı sahneyi paylaşıyor gibiyiz.
Madonna konser boyunca bütün marifetlerini sergiliyor, rahibe kıyafeti giymiş dansçılarıyla boru dansı da yapıyor, gitar da çalıyor, Fransızca şarkı da (La Vie en Rose) söylüyor, Material Girl, Vogue, La isla bonita gibi eski şarkılarıyla geçmişe gönderme de yapıyor, eski kliplerini de arka planda izlettiriyor.
Rebel Heart turnesinin bir özelliği de her konserde izleyicilerden birini sahneye çıkarması ve onunla dans etmesi.
İzleyiciler arasından Stella McCartney’yi sahneye çıkarıyor, birlikte dans ediyorlar.
Stella McCartney’ye niye bu kadar utangaçsın, sen sahnede büyümedin mi diyor babası Paul McCartney’yi kastederek.
Sonunda, Madonna’ya bu, sana yılbaşı hediyemdi, ömür boyu idare et diyor.
Madonna, başka bir şarkıda gelin oluyor, elinde buketi, başında duvağıyla...
Sonunda gelin buketini izleyicilere fırlatıyor, yakalayanla evleneceğim diyor.
Buketi yaklalayan adamı yeterince heyecanlı bulmuyor, benimle olacaksan daha çok heyecanlanmalısın, ben bunu hak ediyorum diyor.
Hemen yanında daha coşkulu bir hayranını görünce, tamam seninle evleneceğim diyor ve bir anda Esra Erol’un evlilik programına bağlıyor.
İşin var mı, paran var mı, evin var mı, yemek yapmayı biliyor musun diye sorular yağdırıyor.
Hepsine olumlu cevap alınca tamam o zaman diyor.
Çılgınlıklarıyla sevdiğimiz Madonna’nın da işte o anda Esra Erol’un programında evlenmek isteyenlerden kalmıyor bir farkı ama hemen sonra aslına dönüyor.
Konserden büyülenmiş çıkıyorum.
Madonna’yı izlerken kendi kendinize daha iyi bakacağınıza dair sözler veriyorsunuz, spora başlayacağım, sağlıklı besleneceğim ile başlayan...
Konserin sonunda O2 Arena’da metro, otobüs, bot seferi saatleri yazıyor dev ekranda.
Londra’da terör korkusu nedeniyle her zaman çok kalabalık olan birçok yer bomboş, Londralılar artık kalabalığa girmekten çekiniyor.
Madonna konseri ise bir istisna, hıncahınç kalabalık var, ama giriş ve çıkışlar o kadar düzenli ki en ufak bir karışıklık, taşkınlık, izdiham yaşanmıyor.
Konser boyunca da açık olan barlara rağmen.
Tam çıkarken iki tane bebek puseti görüyorum.
Bebekler mışıl mışıl uyuyor bu kalabalığın içinde, kulaklarında dev kulaklıklarla.
Böyle bir konsere bebekle bile gelinebilecek kadar medeni bir ortam beni en az Madonna kadar etkiliyor.