Sıradan bir gündü... İki arkadaşımla bir gün önceki doğum günümü kutlamak için gece çıkacaktık. Her şey akşamüstü İstanbul Modern’in restoranında başladı. Roze sezonu açıldı.
Eve dönülecekken Beyaz Müzayede’nin Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ndeki sergisine gidildi. En çok da Semiha Berksoy’larda aklım kaldı.
Sergiden çıkışta fuayede konser programına takıldı gözüm. Bir saatten az vakit kalmıştı ama ‘Say plays Say’ yazısını görünce dayanamadım. Fazıl Say konseri için bilet sordum ama tabii ki biletler çoktan tükenmişti.
Sonra Beymen Blender’da Ayşe Boyner set başındaydı, onu dinlemeye gittik. İşte ne olduysa, o sırada oldu.
Beymen’de karşılaştığım Zorlu’nun ekipleri sayesinde konsere 10 dakika kala yer bulundu. Başka bir şey isteseymişim olacakmış!
O saatlerde Karaköy’de Gaspar’da olmam gerekiyordu. Arkadaşlarım bekliyordu ama biraz gecikebilirdim.
Burası İstanbul’du ve böyle bir fırsat önüme gelmişti. Ne yapabilirdim?
SAY PLAYS SAY...
Bahar’la birlikte koşturarak drama sahnesinde yerimizi aldık. Programda Nietzsche ve Wagner, Dört Şehir (Sivas, Hopa, Ankara, Bodrum), Ses, Kumru, Kara Toprak, Nazım ve Sevenlere Dair baladları; Paganini ve Gershwin caz fantezileri vardı. Başlamasıyla bitmesi bir oldu.
Fazıl Say’a Dört Şehir’de genç müzisyen Dorukhan Doruk viyolonseliyle eşlik etti. Harikaydı.
Fazıl Say, genç müzisyene de hocalarına da teşekkür etti. Aralarda samimi samimi konuştu. Küçük salonda olmanın etkisiyle evde biz bize gibi bir ortam vardı.
Çalarken ise her zamanki gibi kendisinden geçiyordu ve onu izlerken bir kez daha hayran kalmamak mümkün değildi.
Bütün salon ayakta alkışladı, Say’ı.
ÇOK AMAÇLI YAŞAM ALANI
Zorlu Center’da birkaç saat içinde hem iyi bir sergi gezdim, hem iyi bir klasik müzik konseri izledim, hem de çok güzel bir mağazada eğlenceli bir partiye katıldım.
İşte İstanbul böyle tuhaf bir şehir. Hiç ummadığınız anlarda, hiç planlamadığınız programlarla şaşırtıyor. Ve tam da ıssız bir yerlere gitmek istediğiniz zamanlarda bir anda sizi sarsıyor, kendinize getiriyor.
GASPAR ÜSTÜ FENİX YAPILDI
Peki ama konser sonrası ne yaptım? Doğru Gaspar’a koştum. Hafta içi olmasına rağmen Gaspar’ın alt katı tamamen doluydu.
Bizimkiler üst kata kurulmuş, yemeklerini yiyorlardı. İşte o anda trafik vs bahanelerini sayabilirdim, saymadım. ‘Say plays Say’ konserini anlattım, şaşırdılar.
Biraz sonra konu bir arkadaşımızın yazdığı şarkıya geldi.
Fazıl Say’dan sonra Gaspar’da oturdum, kulaklıkları taktım ve tam üç kere arkadaşımın şarkısını dinledim, sevdim.
Onu artık pazartesi günü anlatacağım size.
Programımıza geri dönelim. Gaspar sonrası Fenix’e gittik. Gece uzadıkça uzadı, hiç bitmesin istedik.
Fenix çıkışı kendimizi Şamdan’da bulduk.
RUHSAL DETOKS TAMAM!
Ertesi sabah katılmayı planladığım detoks semineri tamamen aklımdan çıkıverdi. Ne de olsa ruhsal detoksumu tamamlamıştım. Çimen suyu içmeden de kendimi iyi hissediyordum.
Bedensel detoksu da elbet başka bir gün yaparız, değil mi?