Şimdi arayıp da rezervasyon yaptırmak isterseniz ancak bir ay sonraya yer buluyorsunuz. O da şanslıysanız.
Londra’nın son zamanlarda en çok ses getiren restoranı Chiltern Fire House.
Kapısında paparazziler saatlerce bekliyor. Neden mi? Bill Clinton’dan Kate Moss’a kadar, her gece burada bir ünlü isimle çarpışmak mümkün.
Restorandan çıkıp da bara geçmek için bile adınızın listede olması gerekiyor. Bara geçebilmek için yemek rezervasyonunuzu olması yetmiyor.
Chiltern Fire House, adından da anlaşıldığı gibi eski bir itfaiye binası.
Marylebone’da, Monocle’ın ve tabii kurucusu Tyler Brule’nin fethettiği bir sokakta. Burası aslında Chateau Marmont gibi efsane otellerin Amerikalı sahibi Andre Balazs tarafından 22 odalık bir otele dönüştürülmüş.
Balazs’ın Londra’daki ilk büyük projesi, 22 odalık otele tam 42 milyon sterlin yatırım yapılmış.
İTFAİYE DİREKLERİ DURUYOR
Otel henüz açılmamış. Gelecek hafta açılması planlanıyor. Önce restoran ve bar açılmış, açılır açılmaz da Londra’nın en çok konuşulan yeni yeri olmuş.
Bahçede bir içkiyle başlayıp, sonra içeri restorana geçiliyor.
Restoranın dekorunda itfaiye direklerine dokunulmamış.
Yemekler lezzetli ama ambiyans kadar etkileyici olduğunu söylemek mümkün değil.
Yemekten sonra bara geçtiğinizde; etkileyici dekoru; yüksek tavan, dev şömine ve longplay çalan DJ görüntüsü tamamlıyor. Longplayler’den anlaşıldığı gibi barın retro bir havası var. Chateua Marmont’u da andırıyor.
Andre Balazs’ın yan binayı da satın aldığı ve ileride oteli büyüteceği de konuşuluyor. Birkaç ay içinde bir Londra seyahati planlıyorsanız şimdiden rezervasyon yaptırmakta fayda var.
‘HAKKASAN’CILAR LONDRA’DA PİDECİ AÇIYOR
Londra’da Hakkasan’ın sahiplerinden Jale Erentok ile tanışma fırsatım da oluyor. Jale Erentok, Hakkasan ve Wagamamalar’ın kurucusu Alan Yau’nun eşi.
Biliyorsunuz; İstanbul’daki Hakkasan, şahane yemeklerine ve ‘apple martini’lerine rağmen kapanmak zorunda kaldı. Londra’da büyümeye ve popülerliğini korumaya devam ediyor. Alan Yau ve Jale Erentok’un yeni projesi, bir Türk lokantası. Aslında bir pideci. Adı Babaji Pide olacak, bir son dakika değişikliği olmazsa.
İKİNCİ PROJE YOLDA
Küçük ve hızlı yemek yenilen bir yer planlıyorlar. Bu yeni yerin dekorasyonu için de ilk defa Türkiye’den bir mimarlık ofisiyle çalışıyorlar: İstanbul’da The House Cafe’lerden Müzedechanga’ya kadar birçok mekanın tasarımını yapan Autoban Mimarlık.
Pideci ağustos sonu Soho’da Shaftesbury Avenue ve Wardour Street köşesinde açılacak. İkinci projeleri ise bir Çin gastropub’ı: Duck&Rice. Bir katı restoran, bir katı pub olacak.
Soho’daki ikinci restoranları için de Autoban Mimarlık’ın ortakları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar ile birlikte çalışıyorlar.
ÇİN USULÜ EĞLENCE
Üçüncü projeleri ise, Çin usulü eğlencenin de ön plana çıkacağı dev bir mekan. Restoranın yanı sıra bir de üyelik sistemiyle çalışan kulübü olabilir. Şimdilik pop up olarak planlıyorlar.
Mayfair’deki bu yeni yer için ise mimar David Garcia ile çalışıyorlar.
Jale Erentok’u yakalamışken soruyorum, “İstanbul’da yeniden bir restoran açmayı düşünürler mi?” diye. Alan Yau’nun çoktan yükselişte olan bir semti gözüne kestirdiğinden bahsediyor. Aradıkları gibi bir yer bulurlarsa, iyi ördek yenilen küçük bir restoran açmayı düşünüyorlar.
Hakkasan İstanbul’un kapanması büyük bir talihsizlikti. İşte o yüzden İstanbul’da bir restoran daha açmaya sıcak bakmaları daha da sevindirici.