“Sanat piyasası dibe vurdu” konuşmaları sakın sizi yanıltmasın, bu hafta İstanbul çağdaş sanat piyasasında büyük dalgalanma var. İstanbul Bienali ve Art International karşı karşıya geliyor.
Ticari bir fuarın, İstanbul Bienali’nden rol çalma ihtimali bile piyasayı kızıştırmaya yetiyor.
Bugünden itibaren sanat koleksiyonerleri, sanatçılar ve galericiler için zorlu bir süreç var.
Hangi gece kimin davetine gidilecek? Daha da önemlisi İstanbul Bienali mi, Art International daveti mi tercih edilecek? Birine LCV yapıp, diğerine yapmayınca sorun oluyor. “Ama bizim davete katılmayacak mısınız?” diye ardı ardına telefonlar geliyor. Sonuç, kimseyi kırmak istemeyen, herkese eşit mesafede durmaya çalışanların bir gecede 3-4 kapı yapması anlamına geliyor.
Kilit kelime: Sinerji
Çünkü hemen her gece 4-5 davet var.
Oya-Bülent Eczacıbaşı, Füsun-Faruk Eczacıbaşı, Caroline-Mustafa Koç, Ömer Koç, Demet Sabancı-Cengiz Çetindoğan, Suzan Sabancı-Haluk Dinçer ve Banu-Hakan Çarmıklı gibi sanat piyasasının önemli isimleri de Bienal ve Art International için şehre gelen yabancıları ağırlamaya hazırlanıyor.
Artık sağır sultan bile duydu, İstanbul Bienali’nin kendi açılış haftasında Art International’ı istemediğini…
Hatta durum o kadar kızışmış durumda ki şehrin 10 yıllık çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul da İstanbul Bienali için Lucca’da bir davet veriyor, Art International’ın hemen öncesinde.
Kaldı ki, dünyanın her yerinde bir şehirde aynı anda pek çok sanat etkinliği olabilir.
Bir müzede sergisi olan bir sanatçının aynı hafta pekala bir galeride de işleri sergilenip satılabilir. Ama bizde her alanda olduğu gibi müthiş bir hoşgörüsüzlük, bölünme ve taraf olma durumu söz konusu.
Bir sanat fuarıyla bir bienali bile bu hale getirmeyi başarabiliyoruz.
Sanatçıların egoları ve birbirlerini çekememeleri olağan bir şey.
Ama doğrusu, işin içine sanat piyasasının daha aklı başında olması beklenen diğer oyuncuları da girince, daha olumlu bakmalarını beklerdim.
Eş zamanlı yapılan etkinlikler olsa olsa bienale güç katar. Fuar için, başka bir sergi için ya da bienal için aynı anda şehre birçok yabancının gelmesi, özellikle bugünlerde, daha da önemli. Yeter ki sanat piyasası kendinden beklendiği gibi daha açık fikirli olabilsin. Daha, bizi ileri taşıyacağına inandığımız sanat camiası bile bunu yapamazken, biz nasıl yapacağız?