Sigara yasakları ve dumansız hava sahası meselesiyle açılıyor kitap.
“Sigara öldürür” sloganıyla devam edip iklim değişimini körükleyen hava kirliliği yaratan diğer etkenlere geliyor konu.
John Berger’ın son kitabı ‘Duman’da.
2 Ocak’ta aramızdan ayrıldı, son 50 yılın en etkili yazarlarından biri olan Berger.
Biz şanslıydık, geçtiğimiz yıl Yapı Kredi Yayınları sayesinde Cevat Çapan çevirisiyle ‘Duman’ı okuma şansımız oldu.
Şimdi ise ‘Duman’ın İngiliz yazarın kendi ülkesinde Notting Hill Editions tarafından ne zaman yayımlanacağının haberi geldi: 21 Mart.
Bu kitabın Berger’ın son kitabı olması yanı sıra, malum, bizi ilgilendiren önemli bir
Selçuk Demirel ile birlikte hazırlanmış olması.
John Berger, 2012’de yayımlanan kitabı ‘Katarakt’ta da illüstrasyonlarını çok beğendiği Selçuk Demirel ile birlikte çalıştı.
Selçuk Demirel 1954 Artvin doğumlu, mimarlık eğitiminden sonra 1978’de Paris’e taşınmış.
ABD ve Avrupa’da kitap illüstrasyonlarından dergi kapaklarına, çocuk kitaplarından kartpostal ve posterlere birçok farklı mecrada işlerini görmek mümkün.
John Berger’ın son kitabının kalbimizde ayrı bir yeri var, Selçuk Demirel ile birlikte hazırladıkları için.
Umalım, Türkiye’den sonra yazarın kendi ülkesi İngiltere’de de aynı heyecanla karşılansın.
Altın Küreler’e Türk kadrajı
Altın Küreler’de Meryl Streep’in konuşması konuşuluyor günlerdir.
Kırmızı halı kıyafetlerinden Trump’ın Twitter üstünden cevabına aynı konular etrafında dönülüyor.
Oysa Altın Küreler’den beni en çok etkileyen, ödül töreninin resmi fotoğraflarını Mert Alaş-Marcus Piggott’ın çekmesiydi.
Mert Alaş, moda fotoğraflarının yanı sıra müzayede evi Philips’te açtığı fotoğraf sergisiyle de çok konuşuldu.
Serginin açılışında yakın arkadaşları Madonna’dan Kate Moss’a birçok tanıdık isim de yanındaydı.
Zaten daha sonra Madonna’nın Malawili çocuklara yardım için başlattığı ‘Raising Malawi’ yardım kampanyasında Mert Alaş ve Marcus Piggott ile fotoğraf çekimi de açık artırmaya çıktı ve inanılmaz rakamlara bir hayırsever tarafından alındı.
#hayatınasahipçık
Şehrin neredeyse bütün mekân sahipleri ve işletmecileri bir araya geldi, Reina için sessizce yürüdü.
Yeterince kalabalık değildi diyenler oldu, yürüyüşe katılmayan/katılamayanları eleştirenler oldu, sonunda yapılan konuşmayı yetersiz bulanlar da oldu.
Ama bunlardan daha önemlisi, birbirine yıllardır rakip olan, hatta zaman zaman birbirinin ekibinden transferler gerçekleştirerek arayı daha da açanlar bile sessizce yan yanaydı.
Olaysız, kavgasız gürültüsüz geçmesi bile mucizeydi.
Belediye başkanları da yürüyüşe katılarak destek verdi.
TURYİD (Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği) hepimize örnek oldu, böyle olağanüstü durumlarda rekabete ya da farklı tarzlara sahip olmaya rağmen birleşebileceğimizi göstererek, demiştik.
Şimdi ise TURYİD’e Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) de katılarak yeni bir hareket başlatıyorlar: #hayatınasahipçık.
“Toplumumuzun her kesimini korkutmaya, sindirmeye, hayattan koparmaya yönelik bu karanlık eylemler karşısında vatandaşlarımızı hayatına sahip çıkmaya davet ediyoruz” diyorlar.
Ardından da ekliyorlar: “Halkımızın moralini en yüksek düzeyde tutarak, tekrar hayata karışmasına destek olmak amacıyla başlatılan sosyal dayanışmanın detaylarını paylaşmak üzere bugün bir araya geliyoruz.”
Bu dayanışmayı hem destekliyoruz hem de takdir ediyoruz.
Bir araya gelebilmeyi başarabildikleri için ve hepimizi birlik ve beraberliğe teşvik ettikleri için.