“Evleniyorum” dedi Salih Saka, havaalanında karşılaştığımızda. Daha tebrik etmemize fırsat kalmadan ekledi: “Facebook ve Instagram hesaplarımı
kapattım.”
Evlilik haberinden çok, evlilik kararı vermiş birinin Facebook ve Instagram hesaplarını kapatması ve bunu da en az evlilik kadar önemli bir karar olarak açıklaması ilginç geldi bize. Hemen sorduk, “Evliliğin Facebook ve Instagram’la ilgisi ne?”
“Takipçilerimin çoğu kadınlar, aradığımı bulmuşken gerek yok boşuna sorun yaşamaya” dedi. Hayatının bir defterini kapatmak artık böyle bir şey işte.
Bekarlığa vedayı sosyal medyada yapmak da, niyetinin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesi artık.
SIRF SELFİE İÇİN GİDİLİR!
Birkaç hafta önce Cape Town’a giderken “Cape Town’ın ‘Lucca’sı Caprice’e mutlaka gidin” diyenler bir öneride daha bulunmuştu.
“Ümit Burnu’na gidin, görecek bir şey yok ama sırf selfie yapmak için gidilir. Tam Instagram’lık...”
Önceki gün selfie çılgınlığında gelinen noktayı gördük, bir polis memuru intihar etmekte olan vatandaşın önünde selfie yapıyor.
Polisin selfiesi mi yoksa intihar haberini “Trafiği felç etti” başlığıyla vermek mi daha fena, tartışılır.
Ama geçen hafta sonu iki günlük tatili ve yazı uzatma çabalarını sürekli bir selfie ile taçlandırdığımız için gelinen durumu anlıyorum.
Artık bir anı ölümsüzleştirmek için değil, sadece o anı yaşadığımızı hissetmek için de selfie yapıyoruz.
***
Sadece selfie yapsak iyi, bir de bunun Facebook ve Instagram’a hangi resmin post edileceğinin seçimi var. Kalabalık pozlarda biri kendini beğeniyor, biri beğenmiyor.
Derken uzun oturumlar
sonucunda bir fotoğrafta karar kılınıyor.
Sonra sırayla kimler ‘like’ etmiş, kimler ne yorumlar
yazmış takip ediliyor.
Bazıları daha da ileri gidip bir Instagram fenomeni olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, doğru hashtag’leri kullanarak ve sürekli değiştirerek...
Ama bunu yaparken o anı kaçırmamak da gerekiyor.
Bir yandan elinizde telefonla oynayıp, bir yandan da etrafınızda olan biteni takip edebilmek için daha çok enerji gerekiyor.
Bazen bir iş için ulaşmaya çalıştığınız kişi, pekala telefonunuza ya da mesajınıza cevap vermeyebiliyor.
Ama bilin ki aynı anda o kişinin bir tweet’ine ya da Instagram’da bir pozuna rastlamanız an meselesi.
***
Geldiğimiz durum bu.
Ve işin komiği bunu yaparken çok eğleniyoruz.
Hepimize birer selfie çubuğu lazım artık.
Bir tek Hollywood yıldızlarının başına gelenlerden ders almak gerekiyor.
Silinen fotoğrafların bile hâlâ kayıt altında tutulduğunu hep birlikte öğrenmiş bulunuyoruz.
Telefonunuzdaki selfielerin kimin eline geçeceği belli olmaz.
Ona göre...
Farkında mısınız?
Instagram’ın yükselişinden beri Twitter’da daha az zaman geçiriyoruz.
Twitter’dan bilgi alıyoruz içimiz sıkılıyor.
Instagram’da gördüklerimiz karşısında içimiz açılıyor.
Twitter ne kadar mutsuz ediyorsa, Instagram o kadar mutlu ediyor.