Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mahallenin buluşma noktasındayız... Her zaman müzik çalan yerde, bu akşam müzik yok. “Ulusal yas nedeniyle” diyorlar, hemen ardından da ekliyorlar: “Bugün son gün.”
Yahudi bir arkadaşımın, mekanın işletmecisiyle konuşmasına kulak misafiri oluyorum, tamamen iyi niyetle bir espri yapıyor, “Saat 24.00’te yeni gün başlamış sayılıyor mu?” diyor. Yakından tanıdığı işletmeci cevabı yapıştırıyor, “Sen İsrail’e git!”
Aslında büyük kavga çıkabilecek bir gerilim bekleyenler oluyor.
Oysa ikisi de gülüp geçiyor, çünkü kimse kimseye düşman değil aslında ve kimse kimsenin söylediğinden alınmıyor, bozulmuyor. Ortada iyi niyet olduğu biliniyor.
Tamam, Gazze’de olanlara hepimiz üzülüyoruz. Sadece Müslümanlar değil, Yahudiler de üzülüyor. Onların da canı yanıyor, belki de hepimizden daha fazla...
Çünkü onlar hem ölen çocuklara üzülüyor, hem de öldüren taraftan sanılmaya.

MEŞRUBAT FİRMASININ SUÇU NE?
Giderek tuhaflaşıyor her şey...
Dünyanın en büyük şirketlerinden biri ve tamamı halka açık olan Coca Cola bile İsrail yanlısı ilan ediliyor; Filistin’deki yatırımlarını açıklamak zorunda bırakılıyor.
Türkiye’de bir vali, Coca Cola’yı Fanta içerek protesto ediyor, Fanta’nın da Coca Cola şirketler grubunun bir markası olduğunu bilmeden! Bir de bilse koskoca Coca Cola’nın CEO’su da bizden biri, İzmirli Muhtar Kent. Hadi onu nereden bilecek?
Peki ama Coca Cola’nın İsrail’i desteklediğini nereden biliyor? İstanbul’da bugün bir markete girseniz kasada protesto eden birkaç kişi göreceğiniz kesin. Sanırsınız savaşı bir meşrubat firması çıkarmış.
Daha hazin şeyler de oluyor. Ortaköy’deki sinagoga yumurtalar atılıyor. Sırf İsrail Konsolosluğu’nun önünde olduğu için İlhan Koman’ın Akdeniz heykeli tahrip ediliyor, bir kolu kopuyor. “Heykel yıkan ülkede bir kolun lafı mı olur?” diyeceksiniz ama Akdeniz heykeli gibi kaç heykel var Türkiye’de?

MARİO LEVİ’YE BOYKOT!
Türkiye’nin önemli yazarlarından Mario Levi, sırf Yahudi olduğu için protesto edilecek İsrail markaları arasına alınıyor sosyal medyada. Sonunda kendi açıklama yapmak zorunda kalıyor, “Kimilerinin gözünde boykot edilmesi gereken ‘Yahudi ürünleri’ arasında benim kitaplarım da varmış. Canım
ve güzel ülkemde bunu da yaşadım.”
Yine de “Olaylar sebebiyle maruz kaldığım tüm ayrımcılıklara ve ırkçılıklara inat, Müslüman dostlarımın Kadir Gecesi’ni kutluyorum. Vicdanımız için” diye de ekliyor.
Konuyu, bir tweet özetliyor: “Mario Levi’nin kitaplarını almayınca boykot yaptığını düşünenlerin kafası, Cola değil Fanta içiyorum diye teselli bulanlardan daha karışık.”
Sinem Kobal, sosyal medyada Yahudi-
ler’in başarılarıyla ilgili bir yazı paylaşıyor.
Facebook’tan Microsoft’a, protesto ederken kullandığımız mecraların da Yahudiler’in buluşu olduğunu hatırlatıyor.
Tamam yersiz ve zamansız bir açıklama. Ama bir linç edilmediği kalıyor.
Artık beğenmediğimiz her şeyde tahammülsüzlük had safhada. Linç edelim gitsin, kolayımıza geliyor. Sonuç, Sinem Kobal anında yazıyı kaldırmak zorunda kalıyor.
İlk defa çok yakın bir Yahudi arkadaşım, “Çocuklarımızın başına sokakta bir şey gelecek diye korkuyoruz artık” diyor. O zamana kadar farklı dinlerden olduğumuzu nasıl da hiç hissetmediğimizi düşünüyorum.
Biz İsrail-Filistin savaşını uzaktan izleyerek büyüdük. Arafat’ın bu mücadeleye hayatını adadığına şahit olduk.
Elbette üzüldük, Gazze’ye üzülmeyen insan değil zaten ama Gazze’de yaşananlar için ulusal yas ilan edilirken Türkiye’de yaşayan Yahudi vatandaşlarının da birer düşman ve hedef haline getirileceğini düşünmek gerekmez mi? Sanki yeterince derdimiz, yeterince ayrımcılık yokmuş gibi şimdi bir de Müslüman-Yahudi tartışması mı girecek günlük hayatımıza? Devletlerin yaptıklarından biz sorumlu değiliz, Gazze’de yaşananlardan da Yahudiler’i sorumlu tutamayız.
Yıl 2014, bunu anlamak hâlâ bu kadar zor olabilir mi?