Parayla yapılamayacak bir reklam.
Salep, şekerpare, baklava, döner, lahmacun, sucuklu yumurta, peynirli poğaça...
Derken fine dining fotoğrafları.
Hemen üstüne Türkçe canlı müzik videoları...
Ceylin ve Candan Erçetin söylüyor.
Bu iştah açıcı fotoğrafları ve İstanbul gece hayatından videoları, Instagram’da Alan Yau geçen hafta sonu art arda paylaştı.
Özellikle yemek fotoğraflarına bir bir, ağzım sulanarak bakarken düşünmeden edemiyorum, istesek, planlasak, uluslararası bir isimle büyük paralara anlaşsak yine de yapılamayacak bir Türkiye tanıtımı bu.
Hakkasan, Wagamama, Busaba Eathai, Park Chinois, Babaji gibi birçok global marka yaratan, dünyanın en önemli restorancılarından biri Alan Yau.
Alan Yau, bir yerde yemek yiyorsa, bir yeri öneriyorsa arkasından onu takip eden birçok önemli isim geliyor.
İşte bu yüzden İstanbul’dan yeme-içme manzaraları paylaşması, “Favorim Tatbak” demesi değerli.
Şehre değer katıyor, özellikle de Türkiye turizmi şimdiki gibi zor günler geçirirken.
Alan Yau, geçen hafta sonu eşi Jale Erentok ile birlikte İstanbul’daydı.
Peki ama Erentok ve Alan Yau’nun rotasında nereler vardı?
Kantin Nişantaşı, Aşşk Kahve, Nicole, Tatbak, Kemerburgaz Kardeşler Lokantası, La Boucherie, Günay...
Alan Yau, Bloomberg HT’ye konuk oldu ve “Pide dünya çapında olmalı” dedi.
Biz hâlâ değerini bilmeyelim, her köşebaşı pideci deyip küçümseyelim.
Hakkasan’la Çin yemeğini, Wagamama’yla noodle’ı, Busaba Eathai ile Tayland mutfağını dünyaya tanıtan, sevdiren Alan Yau, ilk adımını Babaji ile çoktan attı bile.
Şimdi Jale Erentok ile birlikte büyük emek verdikleri Babaji’yi devrettiler ve yeni projelerle karşımıza çıkmaya hazırlanıyorlar.
Bakarsınız, Londra’dan sonra İstanbul’a da bir restoran kazandırırlar.
Böylece, İstanbul’u gastronomi destinasyonları arasına sokmayı başarırlar.
En iyi şeften brunch
Time Out Yeme İçme Ödülleri’nde Yılın En İyi Şefi seçildi İsmet Saz.
Akaretler’den Kuruçeşme’ye taşınan Toi’nin adı sanıldığı gibi Fransızca değil, ‘Trust of İsmet’in kısaltması.
İsmet Saz, bir dönem, New York’ta Gordon Ramsay’in iki Michelin yıldızlı restoranı The London’da çalıştı, İstanbul’daki ilk denemesi ise Toi.
Kısa sürede kendi müdavim kitlesini yarattı.
Tabii bunda en çok şefin masasının ve spesiyali “Beef Wellington”ın etkisi oldu.
Derken yerine sığmadı, yeni bir yer arayışına girdi.
İşte böylece Kuruçeşme’deki popüler suşici Inari’nin üst katına kuruldu.
Şimdi İsmet Saz yeni spesiyaliteler de ekliyor şefin masasına.
Meşhur kokoreçten sonra el yapımı makarnalar da çok konuşuluyor.
Şimdi ise Toi’de New York usulü brunch’lar başladı, her ayın ilk ve üçüncü pazarı yapılacak.
Yarın kaçırmamakta fayda var.
Bu arada bir de not düşelim, İsmet Saz New York’ta bir şube açmayı planlıyor, şimdiden çalışmalar başlamış.