Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çok sevdiğim bir arkadaşım Morini’nin terasında yanıma sokuldu, “Samimiyetimize güvenerek sana bir şey soracağım” dedi.

Merakla gözlerimi diktim, kulaklarımı açtım.

“Bu Ahmet Güneştekin’in sırrı ne? Bu kadar önemli ismi bir araya getirmeyi nasıl başarıyor?”

Artık nasıl baktıysam, “Yanlış anlama, ben de Kürdüm ve bir Kürt sanatçının başarısı beni mutlu ediyor ama anlamaya çalışıyorum” diye de ekledi.

İşte o sırada Ahmet Güneştekin’in Venedik’teki başarısını kutlamak için bir araya gelenlere bir kez daha baktım, Güneri Cıvaoğlu’ndan Mehmet Y. Yılmaz’a, Fehmi Koru’dan Ertuğrul Özkök’e, Eyüp Can’dan Emre İskeçeli’ye, Mustafa Taviloğlu’ndan Leyla Alaton’a, Murat Özyeğin’den Emre Arolat’a, Murat Pilevneli’den İnci Aksoy’a, Feryal Gülman’dan Elif Dürüst’e, Zuhal Şeker’den Arzu Kaprol’e her köşede bir tanıdık isim...

Haberin Devamı

Hiç düşünmeden cevabımı verdim, “İnsan ilişkileri”.

İş hayatına atıldığınızda ilk öğrendiğiniz şey, size verilen ya da söke söke aldığınız işi ne kadar iyi yaparsanız yapın yeterli olmuyor.

İnsan ilişkileriniz iyi değilse, yeterince sosyal değilseniz, gözükmeniz gereken yerlerde gözükmüyor ve sessiz ve derinden ilerleyerek başarılı olmaya çalışıyorsanız ağzınızla kuş tutsanız bile olmuyor işte.

Cevabım yeterli olmamış ki, hemen arkasından bir soru daha geldi, “Peki ama işleri nasıl?”

Her alanda en iyilerle çalışıyor (Bkz. Murat Pilevneli, Emre Arolat, Marlborough Galeri, Gonca Karakaş), en iyi zamanda en doğru yerde işlerini sergiliyor (Venedik Bienali sırasında La Pieta’da) diye başladım anlatmaya.

Ardından ekledim, çağdaş sanat göreceli bir şey, işlerini çok beğenen de var, acımasızca eleştiren de...

Hâlâ Ahmet Güneştekin’e son derece önyargılı bir kitle var, hâlâ inatla soyadını bile Gümüştekin diye söylemekte ısrar eden, “O da kim ki?” diye çıkışlar yapan.

Hatta Venedik’te Orhan Pamuk bile sordu, Ahmet Güneştekin’in neden bu kadar çok konuşulduğunu.

Oysa biz çok hızlı adapte olabiliyoruz, çok hızlı tükettiğimiz gibi, çok hızlı fikir de değiştirebiliyoruz.

Daha önce acımasızca eleştirdiğimiz birini bir anda yüceltmelere doyamadığımız da oluyor.

Haberin Devamı

İşte Ahmet Güneştekin’in en büyük sırrı, en büyük zenginliği, küçük bir arkadaş grubu ile başlayan çevresine hiç durmadan yeni dostlar katması ve bunun için emek vermesi.

İşte bu yüzden resimlerini almayan önemli koleksiyonerler bile onu seviyor ve sayıyor.

Başarı böyle geliyor işte.

Yelkenler Boğaz’da yarışıyor
İstanbul’un markalaşmış tek yelken yarışı: Bosphorus Cup.
Orhan Gorbon’un 13 yıldır düzenlediği Bosphorus Cup, bu yıl Turkcell Plantinum sponsorluğunda gerçekleşiyor.
Dün Caddebostan’daki yarışla başladı, bugün ise Boğaz’da devam ediyor.
Geleneksel izleme partisi ise bu yıl The Grand Tarabya Hotel’de.
Kazananlar yarın Caddebostan’da açıklanacak.
Bakalım, Can Yalman’ın tasarladığı Bosphorus Cup kupasını bu yıl hangi takım kazanacak...
Ödül töreni 2 Haziran’da.
Heyecanla bekliyoruz.