Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hiç tanımadığım ama gayet aklı başında olduğunu bildiğim kişilerden istek telefonları aldım.

Hiç samimiyetim olmayan kişilerden “+ 1’in olabilir miyim?” teklifleri geldi.

Modayla, alışverişle en ufak bir ilgisi olmadığını sandığım kişilerden bile “Akşam gidiyor musun?” cümlesini duydum.

Bütün bunlar ne içindi dersiniz?

H&M’in Balmain koleksiyonunun ‘VIP’ partisi için.

‘VIP’ kelimesine aldanmayın, daha kapılar açılmadan uzun bir kuyruk oluşuyor.

Kapılar açıldığı anda ise manzara İspanya’daki ‘encierros’, boğaların önünde koşma, ile aynı.

Haberin Devamı

Kızgın boğalardan kaçanlar gibi mağazanın içine akın ediyor kalabalık.

Ezilme tehlikesi yaşıyorsunuz, düşenin ayağa kalkması mümkün değil, ölü yok yaralı sayısı belli değil.

Ufak tefek sıyrıklarla atlatmayı başarabilenler kendilerini şanslı sayıyor.

Hiç ummadığınız isimler birbirlerine omuz, dirsek atıp reyonda kalan son ürünü kapmaya çalışıyor.

Kendisine mikrofon yöneltilen bir dizi yıldızı habercilere, “Ya ne röportajı, gitti güzelim ceket” diye sitem ediyor.

Bir başka magazin yıldızı ise duygularını şöyle dile getiriyor: “Az önce bir kadın elime vurup elbiseyi aldı. Haksızlık bu...”

Bir izdiham yaşanıyor H&M’in özel tasarımcılarla işbirliği yaptığı koleksiyonların lansmanında.

Sanırsınız bedava yiyecek dağıtılıyor, sanırsınız alışveriş canavarlarının başka giyecek bir şeyleri yok.

Sırf bu manzaranın üzerine bir sosyoloji tezi bile yazılır.

Moda ve lüks demokratikleştiğini iddia ettikçe, tüketim çılgınlığı arttıkça, alışverişkolikler de vahşileşiyor.

Korkuyorum.

Yılın adamı: Erdem

Erdem markasıyla tanıdığımız Erdem Moralıoğlu, üç yıl önce British Fashion Council (İngiliz Moda Konseyi) tarafından ‘Yılın En İyi Kadın Giyim Tasarımcısı’ seçildi.

İki yıl önce ise İngiliz Harper’s Bazaar dergisi tarafından ‘Yılın Adamı’ seçildi.

Erdem Moralıoğlu, Kanada’da doğmuş; annesi İngiliz, babası Türk.

Londra’yı modanın kavşağı olarak gördüğü için orada yaşamayı tercih etmiş ama Türk köklerinden de kopmamış.

Zaten bütün şöhretine rağmen hala Londra’da Türk mahallesi olarak bilinen Hackney’de yaşıyor.

Haberin Devamı

Londra’daki olimpiyatlarda seçilen 9 İngiliz moda tasarımcısından da biriydi.

Modada yapılan iş beğenilirse, iyi bir çevre edinilirse ve süreklilik sağlanabilirse marka yükseliyor.

Erdem de bunun iyi bir örneği.

Samantha Cameron’dan Kate Middleton’a birçok ünlü ismi giydiriyor.

Bakarsınız, yakında H&M ile işbirliği yapma sırası ona da gelir ve o zaman da bizim ‘VIP’ler ilk defa bir Türk tasarımcı için böyle bir izdiham yaratır.

Büyük gün: 2 Kasım

Yukarıdaki satırları 2 yıl önce, Kasım 2015’te yazmıştım.

Bugün ise beklenen haber geldi, H&M yeni işbirliğini Erdem ile yapacağını açıkladı.

Hatta Baz Luhrmann tarafından çekilen bir ön gösterim filmiyle.

Büyük gün 2 Kasım!

Tüm dünyada aynı anda satışa çıkacak olan H&M x Erdem koleksiyonunda nasıl bir izdiham yaşanacağını tahmin etmek mümkün.

Şimdiden cazibesini yitiren magazin haberi

Sanırım Metin Hara’yla iletişime geçmeyen tek gazeteci ben kaldım.

Bir gazetenin aynı anda üç yazarı birden dünyanın en önemli haberi buymuş gibi Metin Hara’ya canlı bağlanmış, telefonla konuşan, whatsappla yazışan, yanına gidip fotoğraf çektiren var.

Haberin Devamı

Değerli köşe yazarlarımız görevlerini yapmış.

Peki ama kişisel gelişim gurusu Metin Hara ne yapmış?

Kadın şöyle kadın böyle diye sevgilisi olduğunu açıkladığı Adriana Lima hakkında konuşmuş.

“Purolu, yatlı, fabrikalı adamlar kazanmadı, bana aşık oldu” diyerek Özge Ulusoy’un neredeyse linç edildiği “Mankenler ne yapsın, fakirle mi çıksın?” özlü sözü kadar yersiz bir fakir edebiyatı yapmış.

Bir de hızını alamayıp “Eski sevgililerimi googleladın mı?” deyip bir liste sunmuş.

Burada unutulan tek şey, her konuyu ne kadar deşmeyi sevsek de çok önemsiyor gibi davrandığımız bir konunun bile bizim için bir anda nasıl bütün cazibesini yitirebildiği oluyor.

Malum, her konuda hızlı tüketmeyi seven bir toplumuz.

Bir de tabii Metin Hara’nın yabancı basında çıkan haberlere “Kadın, bütün dünyada tanınan biri, sadece üçüncü dünya ülkesinde haber olacak halimiz yok” demesi ülkemize verdiği değeri de gözler önüne seriyor.

Artık ağzıyla kuş tutsa bile bize yaranması zor.

E, zaten kendi deyişiyle “üçüncü dünya ülkesi”nde haber olsa ne olur, olmasa ne olur?