Söz konusu Anjelique ve Lucca partileri olunca, İstanbul’dan daha çok tanıdık ismin Mikonos’ta olacağını sanırdım. Öyle olmadı...
Nammos ve Kalua’da Siren Ertan-Gökhan Çarmıklı, Atıl Kutoğlu, Selim Yalın gibi Türkiye’den tanıdık isimler vardı ama sanılanın aksine partilerde çok sayıda Yunan müşteri de vardı.
Yine de iki parti saatleriyle de, tarzlarıyla da birbirinden tamamen farklıydı:
* Anjelique, Mikonos’ta bir İstanbul gecesi yaşattı; Lucca partisi ise ‘Lucca tatilde’ tadındaydı.
* Nammos’taki Anjelique partisi gece 22.30’da Anjelique mutfağından yemeklerle başladı. Mikonos’ta kimse 23.00’ten önce akşam yemeğine oturmadığı için partinin canlanması geç saatleri buldu. Asıl akşamüstü eğlencesi meşhur olan Nammos ilk defa bu kadar geç saatlerde eğlence gördü.
Kalua’daki Lucca partisi ise akşamüstü 17.00’de başladı, 22.00’ye kadar devam etti. Ortam daha rahat olunca, daha çok dans edildi.
* Anjelique, Doğuş Grubu’nun yeme-içme-eğlence şirketi D.ream’e ait artık. Bu da demek oluyor ki, kurumsallık daha ön planda. Belki de bu yüzden D.ream’in üst düzey yönetimi partide yoktu. Neyse ki Anjelique’in ve İstanbul Doors Group’un kurucularından Bülent Büyükuğur ve Berk Ekşioğlu partideydi. D.ream için büyük bir şans, Doors’cuların şirketin yüzde 74.25’ini satmalarına rağmen markalarını hâlâ sahiplenmeleri. Çünkü gece hayatında müşteri her zaman kendini mekanda rahat hissetmek için tanıdık yüz görmek istiyor.
Lucca işte tam da bunu yapıyor. Kurumsallıktan ne kadar uzak görünse de, tıkır tıkır işleyen farklı bir yapısı var. Nedeni belli oluyor zaten, Mikonos’ta da tam kadro partideydiler. Cem Mirap ve Turgay Yıldız, hem herkesle ilgilendi hem de bu sırada kendileri de eğlendi.
* Anjelique’te resident DJ’i Doğuş çaldı, Lucca partisi ise Murat Tokuz’un müziğiyle açık ara öndeydi.
* Mikonos’taki partilerin bir de İstanbul ayakları var tabii.
Lucca’da aylar önce yapılan Kalua partisi çok iyiydi, Anjelique’te 23 Mayıs’ta yapılması planlanan Nammos partisi ise Soma faciası nedeniyle ertelenmişti. Bakalım, şimdi Anjelique’te yapılacak Nammos partisi nasıl olacak?
PARİS’TE TÜRKİYE TANITIMI!
Günlerdir sosyal medyada ve gazetelerde görüyoruz, ‘Türkiye’yi Paris’te böyle tanıttılar’ başlığını.
Fesler ve dansözlerin başrolde olduğu fotoğraflara dikkatlice bakınca simitten tavlaya birçok detay da fark ediliyor.
Gelelim, bu fotoğrafların nerede çekildiğine; Porte de Versailles’da başlayan önemli hazır giyim fuarı Who’s Next’te.
Türkiye’den Vakko, Mehtap Elaidi, Özlem Süer, Gül Ağış, Çiğdem Akın, Mehry Mu, Ece Gözen, Maid in Love gibi yaklaşık 50 marka ve tasarımcının katıldığı fuarda; dile kolay, dünyanın çeşitli ülkelerinden iki bini aşkın hazır giyim ve aksesuvar markası yer alıyor.
Moda sektörü için son derece önemli bir fuar.
Bu yıl Türkiye, konuk ülke. Amaç, moda tasarımı sektöründe yaratıcılığımızı ön plana çıkarmak.
Hâlâ Türkiye’yi tanıtmak deyince akla ilk fes ve dansözlerin gelmesini bırakın bir kenara; her şeyden önce, bu nasıl bir zevksizliktir? Estetikten ve yaratıcılıktan uzaklıktır?
Türkiye moda sektörü böyle tanıtımlara kaldıysa yazık, çok yazık!