Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tam 2 hafta önce Cem Yılmaz “Twitter ve Instagram hesaplarımdaki yorumların verdiği insanüstü rahatsızlık sebebiyle bu mecralarda paylaşım yapmayı bırakıyorum. Hepinize de tavsiye ederim” dedi.

2 milyon takipçisine yaptığı ‘Kapalı’ duyurusuyla.

İşlerinin tanıtımı için sosyal medya önemli bir mecra olduğu halde.

Hepimizin tepkisi aynıydı, “Yeni filmleri, projeleri piyasaya çıkarken de bu sözünü tutmayı başarabilecek mi acaba?”

Evet, cevabı 14 gün kadar kısa bir sürede almış olduk, 1 Ağustos itibarıyla Cem Yılmaz’ın film sponsoruyla ilgili paylaştığı tweet ve Instagram fotoğrafları sayesinde.

Haberin Devamı

Üstelik Cem Yılmaz bu sefer giderken gösterdiği samimiyet yerine, sahnede kendisiyle ve ‘tamamen duygusal’ ilişkileriyle gayet tatlı espriler yaparken bu kez “İşte sosyal medyanın iyi yanı” gibi kendisine yakışmayacak bir klişeyle döndü sosyal medyaya.

Instagram’a göre herkes tatilde!

Aslında bu, sadece Cem Yılmaz meselesi değil, hepimizin canına tak ettiği zamanlar oluyor.

Hafta içi şehirde kan ter içinde çalışırken Instagram’daki deniz ve havuz fotoğraflarını gördükçe elimize yapışan telefonları fırlatmak istiyoruz.

Sanırsınız dünyada bir tek siz çalışıyorsunuz, diğer herkes Instagram hikâyeleri peşinde Mikonos’tan Bodrum’a, Bodrum’dan Çeşme’ye ışınlanıyor.

Gerçi THY uçaklarına bakınca, daha hafta ortasından Bodrum, Dalaman ve İzmir’e yer bulmanın ne kadar zor olduğunu gördükçe, ister istemez “Galiba bir tek ben çalışıyorum, herkes tatilde!” diyorsunuz.

Tatil bölgelerinde çalışanlar tabii ki konumuz dışı.

Ne kadarı gerçek, ne kadarı değil?

Ama bir de bakıyorsunuz ki memleketin en güzel mankenlerinden biri Nişantaşı’nda tek başına bir kafeye tünemiş, soğuk bir kahveyle serinlemeye ve karnını doyurmaya çalışırken Instagram’ında tatil hikâyelerinden hikâyeler beğenin.

Ya da aynı saatlerde Topağacı’nda bir büfede tıka basa yarım ekmek döner yiyen ünlü bir spor hocasının Instagram’ında tam da o sırada avokado ve kinoa paylaşımlarıyla ne kadar sağlıklı beslendiği konusunda bizi bilgilendiriyor.

Böyle sahte bir hayat var işte bir yandan, ama doğrusu kabul etsek de etmesek de o sahte hayat hepimize gerçeğinden daha çekici geliyor.

Haberin Devamı

Zaten geldiğimiz noktada gözümüzü açar açmaz telefonda like’ları sayıyoruz, elimizde değil.

Bazen sosyal medyaya hâkim olmayanlar takip etmiyor havasında izledikleri hikâyelerde isimlerinin çıktığını unutuyor, bazen bunu bilenler sahte hesaplarla anlaşılmasını istemedikleri isimleri takip ediyor.

Her şeyin bir çözümü var.

Kalpsiz yorumlardan etkilenmeli mi?

Yorumları okuyup okumamak da bir tercih meselesi.

Ünlü bir ismin yorumları tek tek okuyup, hâlâ derisi kalınlaşmadan yorumlardan etkilenmesi, canının yanması ve daha sonra dayanamayıp cevap vermesi de şaşırtıyor böyle bir devirde.

İşte o yüzden, Cem Yılmaz’ın yorumlar yüzünden sosyal medyaya veda etmesi de dışarıdan bakınca anlamsız geliyor.

Yıllardır göz önünde olan birinin hâlâ bu kadar derisinin kalınlaşmaması şaşırtıyor, ama böyle insanlar da var diye bir yandan da mutlu ediyor.

Yine de, keşke gidişindeki samimiyet dönüşünde de olabilseydi, sosyal medya hesabı daha iyi yönetilebilseydi diye düşünmeden edemiyor insan.