Geçen gün internette ‘İki bacaklı muhteşem köpek Kandu’ isimli bir haber videosu dolaşıyordu. İsmi İngilizce ‘yapabilirsin’ anlamındaki ‘can do’dan geliyor. Kandu ön bacakları olmayan bir Jack Russell. 2005 yılında yaşadığı rehabilitaston merkezinden Ken ve Melissa Rogers çifti tarafından evlat edinilmiş. Tekerlekleri olan özel bir yeleği var. Onunla evde ve dışarıda koşup oynayabiliyor. Kış için, bir de kızaklı olanını yapmışlar. Onunla da karda kayarak rahatlıkla hareket edebiliyor. Dört bacaklı bir köpekten hiç bir farkı yok, insanlara ilham vermesi dışında.
Kandu ve sahibi, yaşadıkları Amerika, Steamboat Springs’teki ‘Heeling Friends/İyileştiren Dostlar’ programında çalışıyor. Araştırmalar hayvanla terapinin kan basıncını ve kalp atış hızını düşürdüğünü, insanı sakinleştirdiğini, ağrı- larını ve kısıtlanma duygusunu unutturduğunu gösteriyor. ‘Heeling Friends’ de hayvanların bu iyileştirici ve rahatlatıcı gücünden yararlanan tıbbi bir program. Köpek sahipleri sadık dostlarıyla okulları, hastaneleri ve huzurevlerini ziyaret ediyor. Amaç oradakilerin yüzünde bir tebessüm bırakmak.
Okuma öğreten köpeklerHayvanla terapi birçok gelişmiş ülkede uygulanıyor ve kabul görüyor. Bunlardan biri de R.E.A.D adlı program. Açılımı ‘The Reading Education Assistance Dogs’, yani okuma asistanı köpekler. Amaç çocukların okuryazarlık yeteneklerini geliştirmek.
R.E.A.D için seçilen terapi köpekleri, sahipleriyle okullara, kütüphanelere gidiyor. Çocuklar da onlara kitap okuyor. Hepsi bu. Ama sonuçlar inanılmaz.
Bugün Amerika, Kanada, İngitere başta olmak üzere binlerce kayıtlı R.E.A.D var. 30 yıl önce yapılan bir araştırma topluluk önünde konuşurken çok heyecanlanan çocukların, ortamda bir köpek varsa kan basınçlarının düştüğünü ve sakinleştikleri göstermiş. R.E.A.D’in çıkış noktası da bu. Uzmanlar bunu köpeklerin güvenilir canlılar olarak kabul edilmesine bağlıyor. Bu yüzden çocuklar köpeğin yanında hata yapmaktan ya da komik duruma düşmekten endişelenmiyor. Çünkü hayvanlar onlara gülmüyor, onlarla dalga geçmiyor. Eğitmenler köpeklerle çalışan çocukların, sadece okumalarının gelişmediğini, daha katılımcı ve özgüvenli olduklarını belirtiyor.
Şimdi bir de kendi ülkemizi düşünelim. Çocukların çoğu, hayvandan korkarak, aileleri tarafından korkutularak yetiştiriliyor. “Elleme ısırır, elleme pistir” en çok sarfedilen uyarılar. Oysa bir hayvanla büyümek çocuğa çok şey kazandırır. Sorumluluk almayı, duyarlı ve vicanlı olmayı öğretir, kendine güvenini pekiştirir. İnsana, doğaya saygı duymasını sağlar. Kısaca bir hayvan, sahibine sadece başını okşatıp kuyruk sallamaz, onu daha iyi biri yapar.
EV ARAYANLARBu Labrador melezi şu an bir rehabilitasyon merkezinde ve çok mutsuz. Ümitle sahiplenilmeyi bekliyor. Kısırlaştı. Sokağa salınmadan önce kısıtlı süresi var. Geçici olarak veya bir ömürlük ona yuvanızı açmak isterseniz acele edin. İletişim: 0 549 748 19 08
Musti 2 aylık. Ama boyu ancak 3 haftalık bir kedi kadar. Belirgin bir sağlık sorunu yok ama büyümüyor. Hiçbir zaman normal bir kedi boyuna ulaşma-yacak. Hep yavru kalan bir kediniz olsun istemez misiniz? İletişim: 0 212 660 08 69
Damızlık olarak kullanılmış ve işi bitince de sokağa atılmış bir Golden. Artık mutlu olmak için hak ettiği yuvayı arıyor. İletişim: 0 535 327 99 05