SEVGİ BULAŞIYOR

Hayvan sevgisinin bulaşıcı olduğuna inanıyorum. Tıpkı nezle gibi. Yakınınızdaki biri hayvanseverse, ister istemez etkileniyorsunuz

Uzun yıllar birlikte çalıştığım ve hayatımda önemli yere sahip bir büyüğüm var. Abla gibidir benim için. Hayvan sevmezdi diyemem ama alakası yok(tu). Korkardı da. Hatta minicik bir köpek yavrusu yüzünden çığlıklar atıp, neredeyse kalp krizi geçirdiğini bilirim. Sanırım hayatında ilk kez kedili bir eve gelişi, babam vefat ettiğinde bana destek olmak içindi.
Ama beni sever. Benim hayvanları sevdiğimi bilir. Yıllar içinde önce sokaktaki köpeklere yemek artığı ayırmaya başladı. Sonra tatil fotoğraflarına köpekler girdi ufaktan. Geçen hafta telefonda, yavru bir köpeğin üç saat boyunca kucağında uyuduğunu anlattı. Şu ara yakın bir dostları kedi almış. Sanırım yakında kedili hikayelerini de dinleyeceğim.
Bir başka yakın arkadaşım korkmazdı, severdi ama, asla evinde beslemeyi düşünmezdi. Bize geldiğinde kucağına falan çıksınlar istemezdi. Şöyle bir okşasa hemen parmaklarını silkelerdi, sanki eline yapışan tüylerden iğrenir gibi. Sonra eşiyle Dalyan’a yerleşti. Önce kapıdaki kedileri, köpekleri baslemeye başladılar. Şimdi sanırım beş kedileri var. Eşi, “Görsen inanamazsın, kucağında uyuyorlar diye saatlerce kıpırdamadan duruyor” diye anlatıyor.
Yani herkes doğuştan hayvansever olmuyor. Bazıları sonradan öğreniyor hayvanı sevmeyi, dinleyerek, görerek. Ya da sizi sevenler, sizin sevdiklerinizi de sevmeye başlıyor.

KUYRUK ÖNEMLi

Yeni bir araştırma köpeklerin mutluyken kuyruklarını sağa, sinirliyken sola doğru salladıklarını ortaya çıkardı. İngiltere’deki Lincoln Üniversitesi’nden bir ekip de köpeklerin agresif bir köpeğe bakarken kafalarını sola, mutlu bir köpeğe bakarken sağa çevirdikleri sonucuna varmıştı.
İtalya’daki Trento Üniversitesi’nden Prof. Georgio Vallortigara, insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da beynin sağ ve sol tarafının olumlu ve olumsuz duygulara farklı tepki verdiğinin kanıtlandığını söylüyor. Yani beyinlerimiz sandığımız kadar farklı değil. Yakın bir gelecekte diğer canlılardan üstün olmadığımızı kabul etmek zorunda kalacağız. Ve tüm ahlak anlayışımız, beslenme alışkanlıklarımız, hukuk sistemimiz değişsecek. Umutluyum.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Barınaklardaki 100 yavrudan 50’si, dört ayını doldurmadan ‘barınak koşullarından’ ya da ‘barınak hastalıklarından’ ölüyor... 8 ay sonundaysa yine aynı nedenlerle ölen bebeklerden kalan 100 bebekten sadece 5’i yaşamaya devam ediyor... Ve petshop’tan aldığınız her zavallı yavruyla, hem kanlı bir ticaretin parçası oluyor hem de barınaktaki/sokaktaki bir canın kurtulma şansını yok ediyorsunuz. Barınaktan ya da sokaktan sahiplenin.