DAHA KAÇ YUNUS?

Antalya Kemer’deki Moonlight Dolphinarium’da bir yunus öldü. Burası, Kaş’taki yunus parkı kapatılınca, oradaki iki yunusun gizlice taşındığı gösteri merkezi

Yunuslara Özgürlük Platformu, hayvanlar Kaş’tan ilk getirildiklerinde (mayıs ayında), uzman deniz memelisi veterinerleri tarafından sağlık kontrolü yapılması ve bir rehabilitasyon merkezi oluşturularak koruma altına alınmaları talebinde bulundu. Haziranda İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün gönderdiği ve deniz memelisi uzmanı olmayan veterinerler yunusların çok sağlıklı, havuz suyunun da uygun olduğunu belirten bir rapor sundu onlara. (Oysa platformun sözcüsü Öykü Yağcı’nın dediği gibi: “Hiçbir havuz veya deniz kafesi, deniz memelileri için ‘uygun’ olamaz.”) Ölen yunusun Kaş’tan getirilenlerden biri olması ihtimali çok yüksek. Bulaşıcı bir hastalık varsa diğer üç yunus da tehlikede.
Antalya, beş yunus parkıyla Türkiye’de en fazla yunus gösteri merkezi olan illerden biri. Ve bu ilk ölüm değil. 2010’da Sealanya adlı gösteri merkezinde dört yunus art arda hayatını kaybetmişti. Yunuslara Özgürlük Platformu o zaman da resmi makamlara başvurmuş ama tesise hiçbir hukuki yaptırım uygulanmamıştı. Merak ediyorum bu kanlı ticaretten vazgeçmek için daha kaç yunusun ölmesini bekliyorlar? (www.yunuslaraozgurluk.com adresindeki şikayet ve bilgi edinme dilekçesiyle kalan üç yunusa yardım edebilirsiniz.)

ÇOK ŞÜKÜR YAZ BiTiYOR

Aslında yazı severim, kıştan nefret ederim. Ama Adalardan gelen haberler öyle korkunç ki. (Sırf bu yüzden yazın Adalara gitmem. Gittiğimde de asla faytona binmem.) Geçen gün bir arkadaşım yazmıştı “100 kiloluk semiz insanların faytonlarını, zavallı ve çelimsiz atlar çekiyor. Halleri içler acısı” diye. Sabahtan akşama, o sıcakta, aç susuz, yokuşları inip çıkıyorlar. Sırtlarında kamçı... Açgözlü faytoncular durup soluklanmalarına bile izin vermiyor, onca yükü çekip çekemeyeceklerine bakmıyor. Adalar Belediyesi’nde de bu konuda iş yok. Ne sahip çıkma, ne koruma, ne denetim...
İşte birkaç hafta önce hayvanlardan biri yere yığılıvermiş. Sahibi tekmeleyerek kalkmaya zorlarken gören birileri yetişip ata su içirmeye çalışmış.
Faytona binmeyin lütfen, yürüyün, bisiklete binin!

BiLiYOR MUYDUNUZ?

Yunusların birbirlerine isim taktığını ve birbirlerini öyle çağırdığını,
Su samuru çiftlerinin, akıntıya kapılıp ayrı yöne sürüklenmemek için el ele uyuduklarını,
Papua penguenlerinin, dişilerine çakıl taşı hediye ederek çiftleşme (bir anlamda evlenme) teklif ettiklerini,
Fillerin olağanüstü bir empati yeteneği olduğunu ve neredeyse her tür canlıyla arkadaşlık kurabildiğini,
Farelerin gıdıklarında ve oyun sırasında güldüklerini,
İneklerin arkadaşlık duygularının çok gelişmiş olduğunu ve dostlarından koparıldıklarında ağır ayrılık kaygısı yaşadıklarını,
Erkek köpek yavrularının dövüş oyunu sırasında dişilerin kendilerini yenmesine izin verdiğini,
Kedilerin burnunun, insanlardaki parmak izi gibi tek ve eşsiz olduğunu, hiçbir kedinin burun izinin diğerine benzemediğini.