05.11.2016 - 12:20 | Son Güncellenme:
KAHRAMANMARAŞ (İHA)
'1 Şişe Aşk' albümü ile büyük çıkış yakalayan Buray, Kahramanmaraş Piazza AVM'nin konuğu oldu. Mini konser ve imza günü etkinliğinde hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaşan Türk pop müziğinin sevilen ismi, yeni albümünün müjdesini de verdi. Kalıcı olabilmek için sürekli üretmek, listelere yeni ve kaliteli şarkılar sunmak gerektiğinin altını çizen Buray’ın ikinci albümü 11 Kasım 2016 Cuma günü dinleyicilerinin beğenisine sunulacak.
Buray, etkinliğin ardından basın mensupları ile bir araya geldi. Kıbrıs’ta doğup büyüyen ve halk müziği ile ilgilenen bir babanın oğlu olduğunu belirten Buray, “Ben bağlama sesleriyle büyüdüm. Biraz klasik müzik eğitimi ve piyano eğitimi aldım. Liseye gelince genç kesimin gitara eğilimi vardı. Ben de gitara başladım. Sonra ailemin de desteğiyle üniversitede müzik okumaya karar verdim. İlk önce Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Bölümü’nü bitirdim. Daha sonra İngiltere’ye giderek University of Glamorgan’da Müzik Prodüksiyonu ve Ses Mühendisliği Bölümü’nde mastırımı tamamladım. 20’li yaşlarımda gezme macerasına girdim. 3 yıl İngiltere, 1 yıl İspanya ve 7 yıl Melbourne’de (Avustralya) yaşadım” dedi.
"Şan dersine inanmıyorum"
Babası müzisyen olduğu için müziğe beşikte başladığını ifade eden genç sanatçı, “Ben müziğin içine doğdum. Evde sürekli müzik vardı. 5-6 yaşlarında denemelere başladım. Kendi isteğim ve uğraşlarımla. Kıbrıs’ta birçok Türk sanatçının arkasında gitar çaldım. Şarkı söylemeye ise üniversiteden sonra, ev arkadaşım Aytunç’un teşvik etmesiyle başladım. Evin içerisinde düetler yaparak başladık. Sonrasında devam etti. Solistlik açısından hiçbir eğitim almadım. İçimden geldiği şekilde gitar çalıp şarkı söylüyorum. Şan dersine inanmıyorum. Tanrının yarattığı tek enstrüman sestir. Onu başka biri sana öğretemez. O kişinin kendisinin bulması gereken bir şey” diye konuştu.
"İlk şarkımız ‘unutmuş çoktan’ bizi motive etti"
Buray, Türkiye’ye dönüp albüm yapma fikrinin nereden geldiği ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Gözde Ançel ile tanıştıktan sonra birlikte şarkı yapmaya başladık. Onunla biz besteler yapmaya başladık. İlk albümde tüm bu besteleri Gözde Ançel ile beraber yazdık. İlk şarkımız 'Unutmuş Çoktan' adlı şarkıyı Ferhat Göçer’e verdik. Şarkı patlayınca bize güzel bir kapı açıldı. Hem de güzel bir motivasyon kaynağı oldu. Sonra Türkiye’den güzel teklifler gelmeye başladı. ‘Sesin güzel, besteleriniz var, neden bir albüm hazırlamıyorsunuz?’ dediler. Güzel bir fikir oluştu. Bizim yaptığımız bestelerden bana en yakın olan 7-8 tanesini seçerek bir demo CD hazırlayıp, Türkiye’deki müzik şirketlerine yolladık. Sony’den güzel bir teklif geldi ve ilk albümümüz olan ‘1 Şişe Aşk’ı yaptık.”
"Başarılı olmak için gecemizi gündüzümüze kattık"
Albümde yer alan “İstersen”, “Sen Sevda Mısın” ve “Kimsenin Suçu Yok” gibi şarkılarla kısa zamanda pop müziğin sevilen seslerinden biri haline gelen Buray, böyle bir başarıyı beklediklerini söyledi. Buray, “Gecemizi gündüzümüze kattık. Bayağı bir efor sarf ettik. Bu bir takım işi. Doğru insanlarla çalıştığıma inanıyorum her zaman. İşini severek ve gönülden yapan kaliteli insanlarla çalışıyorum. Birlik ruhumuz var. Perdenin önünde bir Buray var. Ama perdenin arkasında da söz yazarı-besteci Gözde Ançel var. Mix asistanından, klip yönetmeninden, basın danışmanından menajerime kadar güzel bir aileyiz. Herkes birbirini ve işini severek güler yüzle yapıyor. Bu yüzden de başarının kaçınılmaz olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
"Başarıda doğallık ve samimiyet en büyük etken"
'İstersen' 65 milyon, 'Sen Sevda Mısın' 69 milyon ve son video klibi 'Kimsenin Suçu Yok' 25 milyon kez izlenen Buray, çok kısa sürede elde edilen başarının sebebini doğallık olarak açıkladı. Yakışıklı sanatçı, şöyle devam etti:
"10 yıl yurt dışında yaşadım. Türkiye piyasasından bayağı bir uzak kaldım. O yüzden Türkiye’deki piyasada bu ritim tutar, bu ritimler iyi gider ya da sözler güzel gibisinden takip edemedim. Sadece kendim duymak istediğim şeyleri yaptım. Ben aranjeleri de kendim yapıyorum. Hiçbir ticari kaygı olmadan ‘aman tutar mı, yok bu çoksatar mı? Biz böyle yapalım’ demeden tamamıyla doğal, kendi yaşadıklarımı, kendi duymak istediğimiz müziği kayda yansıttık. Bu da insanlara bir şekilde sıcak geldi, samimi geldi. Biraz hatta 90’lara benzetenler oldu. Bizi de tabii ki bunlar mutlu etti.”
"Gözde Ançel ile güzel bir takımız"
Buray, “Şarkıları yazarken özel birinden ilham alıyor musunuz?” sorusuna ise, “Biz müzisyenler her şeyi dinlememiz lazım. Her çeşit müziği, her tarzı sindirmemiz lazım. Rock, rap, caz, klasik, heavy metal ve alaturkasından dünya müziğine kadar her şeyi dinleyip, kendi içimizde harmanlayıp kendi duygularımızı anlatmamız lazım. Böyle olunca zaten Buray’ın kendi öz müziği ortaya çıkıyor. Bu arada biz Gözde Ançel ile güzel bir takımız. Gözde de işin daha çok edebiyat ve söz tarafında çok yetenekli bir arkadaşım. Birbirimizin eksik taraflarını tamamlıyoruz. Güzel bir takım olduk. O tabii ki bir sürü şeyler yaşadı kendi hayatında. Ben de çok şey yaşadım. Beraber biz hikâyelerimizi anlatıyoruz. İnsanlar da bunu paylaşıyor” yanıtını verdi.
İkinci albüm çok yakında
İkinci albümünün de 11 Kasım’da müzikseverlerle buluşacağını ifade eden Buray, son yılların modası dizi müziklerine ilişkin şunları kaydetti:
'Çiçek Kokusu’ benim şarkılarımın ilk duyulduğu dizidir. ‘İstersen’ şarkısı orada başlamıştı. Yine daha sonra ‘Sen Sevda Mısın’ da ‘Çilek Kokusu’nda duyuldu. Sonra ‘No: 309’ dizisi başladığında jenerik müziği teklifi bize geldi. Onların istediği hikayeyi güzel bir şekilde anlatacak jenerik müziği yaptık. Bayağı da beğenildiğine inanıyorum.”
"Bir şarkının 4-5 aylık ömrü var"
Bir soru üzerine Türkiye müzik piyasası ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Buray, “Müzik piyasasına girmek çok zor oldu. Ama kalıcı olmak daha da zor oldu. Kalıcı olabilmek için üretmek lazım. Hani bir şarkı ile olduktan sonra çok çabuk unutuluyor. Çünkü çok hızlı tüketilmeye başlandı popüler müzik. 4-5 aylık bir ömrü var bir şarkı ve klibin. O yüzden sürekli üretmek lazım, sürekli çarklara listelere yeni yeni şarkılar sunmak lazım. Ve hepsinden de önemlisi kaliteli şarkılar olması lazım. Yeni jenerasyonda çok yetenekli arkadaşlar var. İşlerini çok güzel yapıyorlar. Türkiye’deki popüler müzikten ben çok memnunum” ifadelerini kullandı.
"Doğa ana en büyük ilham kaynağım"
En büyük ilham kaynağının doğa olduğunu söyleyen Buray, “Ben doğayı seven bir insanım. Boş vakit bulduğumda hemen denize kaçmaya çalışırım. Denizin kokusu benim en büyük ilham kaynaklarımdandır. Balık tutmaya bayılırım. Tabi İstanbul’da biraz zor oluyor bu yoğun tempoda. Bundan önce 7 yıl Melbourne’da yaşadım. Avustralya’da deniz kenarında eski püskü bir ev alıp onu tamir ettim. Sabah kalkıp sahilde koşar, organik kahvaltının ardından doğanın içinde bestelerimi yapardım. ‘1 Şişe Aşk’ albümünü de oradan aldığım ilhamla yaptım. Doğa ana bizim en büyük ilham kaynağımız” şeklinde konuştu.
"En büyük hayalim Türk ezgilerini dünyaya duyurmak"
En büyük hayalinin Türk ezgilerini, Anadolu ezgilerini Türk olmayan insanlara sevdirmek olduğunu dile getiren genç sanatçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben bu kadar yıldır İngilizce müzik yapıyorum. 700’den fazla şarkı da var repertuvarımda. Türk olmayan insanlara da müzik yaptım ve neyden zevk aldıklarını neyi sevdiklerini çok iyi anlayan bir insanım. Bu kadar zamandır yurt dışında yaşadığım için ve gerçekten Anadolu’nun o kadar güzel ezgileri, melodileri var ki, bunları bir şekilde onlara duyurmak istiyorum. Yurt dışında herhangi bir memlekette böyle durdurup yabancı birine sorsanız ‘Türkiye’de hangi sanatçıyı biliyorsunuz?’ diye. Buray ismini duymak isterim. En büyük hayallerimden birisi bu.”
Buray, Kahramanmaraş’ı gezme fırsatı bulamadığını ama gezmeyi çok istediğini belirterek, “Kahramanmaraş hakkında çok güzel şeyler duydum. Yemekleri çok lezzetli. Yediğimiz kebaptan sonra bunu anladım. Burada Akdeniz mutfağını da tatmış olduk” diye konuştu.