27.08.2011 - 22:42 | Son Güncellenme:
Yazı: Serra AkarFotoğraflar: Haldun Kırkbir
Kavurucu ağustos sıcağında tatlı bir Alaçatı rüzgarı ve cırcır böcekleri eşliğinde, yeşil-turuncu demir bahçe kapısını aralıyoruz B House’un. Eda Taşpınar sörften yeni dönmüş “B House’a, nam-ı diğer Bora’nın evine hoşgeldiniz” diyerek buyur ediyor bizi içeri. “Bora, yarışta ama birkaç saate burada olur herhalde” diyor. “Aslında böyle bir yere sahip olmak Bora’nın yıllardır hep hayaliydi. Bu arsayı yatırım amaçlı almış zamanında. Ailesi ve ben, burayı gece gündüz demeden çalışarak, gördüğünüz bu haliyle hediye ettik ona” diye anlatmaya başlıyor mutlulukla. Dekorasyon aşamasında Bora’nın annesi Sinem, babası Celal Kozanoğlu ve kendi dedesi heykeltraş Engin Yontunç’tan çok yardım almış. “Onlarsız burası sekiz ay gibi bir sürede asla bitemezdi” diyor. Bakımlı duran yemyeşil bahçedeki dev palmiyeleri ve meyve ağaçlarını görünce buranın bir sene evveline kadar bir tarla olduğunu hayal etmekte zorlanıyoruz.
Son karar mercii“Odaların dekorasyon aşamasında Bora yatağa uzanıp yorumlarda bulunurdu. Son karar mercii hep o oldu aslında” derken avluda Bora Kozanoğlu beliriyor. Yarışta bir kaza atlattığını ayağının yaralandığını söylüyor. Taşpınar, hemen bakıp müdahale etmek isteyince de “Olur böyle kazalar... Morali bozmaya gelmez” diye konuyu geçiştirmeye çalışıyor. İlk aktörlük deneyimini yakında TNT’de başlayacak ‘Kolej Günlüğü’ dizisiyle yaşacakmış. Oteline hayranlıkla bakarken, hayallerini -belki de board’unun üzerinde kurduğu- gerçeğe dönüştürmüş birinin mutluluğu okunuyor yüzünden.