Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kimyasal ilaçların tavsiye edilenden yüksek dozlarda kullanılması, gereğinden fazla sayıda yapılması, son ilaçlamayla hasat arasındaki süreye uyulmaması ve ilaçlama sırasında meydana gelen sürüklenme, tarımsal ürünlerde kimyasal kalıntılar oluşturur. Gereksiz ilaçlamalar, mücadele masraflarını ve dolayısıyla ürün maliyetini artırır. Kuşlar ve yaban hayvanları, ilaçlı yemleri yiyerek ya da çevreye uygulanmış kimyasal ilaçlarla doğrudan temas ederek olumsuz şekilde etkilenebilir.

Pestisitler (tarım ilaçları), ürünlerin üzerine yapışabildiği gibi damarlar yoluyla nüfuz edip, içine de yayılabilir. Bu durum, zararlı içeriklerden yıkayarak veya kabuklarını soyarak kurtulmamıza engel olur.

Pestisitlerin zararlı hale gelmesi için belli bir limitin üzerinde olması gerekir; bununla birlikte, yediğimiz her kimyasallı ürün, hastalığa sebep olmaz. Bu sınır ‘kalıntı limiti’ olarak adlandırılır ve ürünlerde yasal olarak bulunmasına izin verilen pestisit kalıntı limiti tanımlanmıştır. Bu limitlere uyum kadar önemli olan diğer bir konu ise, son ilaçlama ve hasat arasındaki zamandır. Ürünlerin vaktinden önce toplanması limitlerin üzerinde pestisit kalıntısına neden olacaktır.

Tarım ilaçları ve kanser-2



Risk artıyor

Pestisitler, ilk kez 1943 yılında sıtmaya karşı kullanılmıştır. DDT, kullanılan ilk pestisittir. Bu tarihten itibaren sık sık kullanılan DDT’nin sıçan ve farelerde; karaciğer, lenf ve akciğer kanserine neden olduğu gösterilmiştir. Daha sonraki yıllarda yapılan çalışmalar ise, östrojenik aktiviteye sahip olduğunu ve meme kanseri riskini artırdığını da göstermiştir. Pestisitlerin, uzun süreli etkileşimde kanser yapıcı özellikleri vardır. Son çalışmalar, mesleki ve çevresel olarak pestisite maruz kalan kişilerde kanser riskinde artış olduğunu göstermektedir. Söz konusu kimyasala bağlı olarak; Non-Hodgkin lenfoma, lösemi, multiple myeloma, karaciğer kanseri, testis kanseri, sterilite, beyin ve akciğer kanseri riskinde, istatistiksel olarak önemli bir artışın söz konusu olduğu belirlenmiştir.

Tüm bu risklerin en aza indirilmesi, bitki koruma ürünlerinin tavsiyelere uygun, güvenli kullanımı ve pestisit tüketiminin kontrol altına alınabilmesi için; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ‘Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’ çıkartılmıştır. Yanı sıra; bitki koruma ürünlerinin ruhsatlanması, uygulanması, ambalajlanması, kayıt altına alınması, perakende ve reçeteli satışı gibi pek çok konuda, bakanlık tarafından mevzuatlar oluşturulmuş ve verimli uygulamalar geliştirilmiştir.

Sebze ve meyveleri özenle yıkayalım

Tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum; ne yediğimiz kadar ne kadar yediğimiz de önemli. Maruz kaldığımız kimyasal belli bir dozun altında olduğu sürece vücudumuzun savunma mekanizmaları tarafından atılacaktır. Hastalık yapabilmesi, bizim için zararlı hale gelebilmesi için belli bir dozun üzerine çıkması gerekir. Bu sebeple hangi üründen yersek yiyelim az tüketelim. Market alışverişlerimizde ilgili standart lisanslarına, bakanlık onaylarına dikkat edelim. Pazar alışverişlerimizde muhataplarımızı özenle seçelim ve sorgulayalım, gerekirse tedarik noktalarımızı değiştirelim. Böylece bağışıklık sistemimizin kendisini toparlamasına, tolerans geliştirmesine yardımcı oluruz.

Sebze-meyveleri, bugünlerde yeni yeni öğrendiğimiz el yıkama ritüelleri kadar özenle yıkayalım. Özenli ve titiz davranın ama meyve-sebze tüketmekten vazgeçmeyin. Hem sağlığımızın inşasında hem de rahatsızlıklarımızın tedavi süreçlerinde lifli gıdalarla beslenmeniz çok önemli. Sağlıkla ve bugünlerde evde kalın...