Geçtiğimiz sabah bugüne kadar yazdıklarıma bir göz atmak istedim. Yazı yazmak, daha doğrusu bir gazetede, okuyucunun ilgisini ve beğenisini diri tutarak yazmak benim için son derece zor ve alanımın dışında bir deneyim olduğu için, kendimi çok beğenmeyerek de olsa kontrol ettim.
Bir okur gözüyle bakınca kanserle ilgili ne yazarsam yazayım meselenin bir yerde ‘alışkanlıklara’ dokunuyor olması, beni bile şaşırttı. Durmadan tekrar etmişim; şu alışkanlıklar değişmeli, bunlar evrilmeli, şu azaltılmalı vs.
Mesela yağları yazıyorum, dışarıda yemek yeme alışkanlığına dokunmuşum. Tavukları yazarken, hindi tüketmeme... Organik anlatılacak; bizde olmayan, lisans kaşesi, kalite belgesi vb. bakmama alışkanlığımıza değinmişim. Süt anlatırken tüketmemekle ilgili, şeker anlatırken fazla tüketmekle ilgili alışkanlıklara. Kanser hastaları için Ramazan’ı yazarken “İbadetin onlarca yolu var, alıştığımız bugünlerde bize zarar verebilir” demişim. Mangal ritüelinden girmiş, “Aman solaryum alışkanlığına son” demişim. Şu güneşlenirken uyuma meselesine girmemişim bile... C vitamini meselesinde, “Yeni fikirlerin nesi var?” deyip, bilimsel alışkanlıklarımıza çatmışım. Sonuçta günlerdir kavga edip durmuşum...
‘Ne yaptın bize?’ dedirtecek
Buna son vermenin bir yolunu buldum. Beni okuyan ya da dinleyen insanlara durmadan, “Onu yapma, bunu yapma” demek benim için de üzücü. Bu sebeple tam da sevdiğimiz şeyi yapıp, bir alışkanlığınız olsun istiyorum: Sağlık harika bir alışkanlıktır.
Gelin meseleyi bu sloganla değerlendirelim; göreceksiniz çok başarılı olacağız. Madem alışmayı seviyoruz, vazgeçmek istemiyoruz, işte size çocuklarınızın önünde yaparak onları da zehirleyebileceğiniz (!) eş, dost, akrabanın başlamasını sağlayacağınız, “Ne yaptın bize?” dedirtecek bir alışkanlık: Sağlık!
Artık oksijensiz duramayacaksınız
O en son filmi seyretmeyip, erken yatarak sekiz saat uyuyacaksınız. Sabah erken kalkıp, biraz yürüyeceksiniz. Birkaç gün sonra yürümezseniz elleriniz titreyecek; ne güzel işte tam bağımlılık! Ve gerçekten titreyecek çünkü spor ciddi bir alışkanlık. Sigarayı değil içmek, içilen yere bile giremeyeceksiniz, artık oksijensiz duramayacaksınız. Çünkü bıraktığınızda bir haftada bu seviyeye geliyorsunuz. Daha çok çiğ sebze tüketip, sofraya konulmadığında içerleyeceksiniz. Alıştınız bir kere! Masanızda çeşitli yiyeceklerden birer tutam, sebze ve meyve olacak. Sağlık alışkanlığı acımasızca ağlarını örecek. Yeter ki şu bol sudan, taze havadan bir nefes çekin. Her gün bir 70’lik, bir 100’lük, mümkünse yine bir 70’lik suyu gün boyu için, hatta sabah başlayın. Esneme hareketlerinize kimse engel olamasın. Günde 2-3 bardak çayınızı, arada filtre kahvenizi elinizden alanlara sorun çıkartın. Zeytinyağından ödün vermeyin ve evdekilerin bütün ikazlarına rağmen fırın yemeklerinden vazgeçmeyin.
Porsiyonlar, göbekler ve nefes alma zorlukları küçülecek, azalacak. Sağlık sinsice kanınıza karışacak. Telefonun karşısındaki, konuşurken yürüyor musunuz, merdiven mi çıkıyorsunuz anlamayacak. Gelin, birlikte şu amansız alışkanlığın geri dönülmez yollarına girin. Göreceksiniz ve gerçekten vazgeçemeyeceksiniz; sağlık, harika bir alışkanlık.