Rahim ağzı, kadının rahminden vajinaya açılan kısımdır. Hemen hemen bütün rahim ağzı kanserlerinden sorumlu olan Human Papilloma Virüsü’dür (HPV). Cinsel temasla bulaşır, tabii ki her bulaşta kanser yapmaz. Bazen hiçbir belirti vermez ya da basit bir enfeksiyon yapar ama tekrarlayan enfeksiyonlar ya da virüsün rahim ağzını kaplayan hücrelere yerleşmesi, yıllar sonra kansere giden değişikliklere yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü kayıtlarına göre rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü ve 2018 yılında 570 bin kadın rahim ağzı kanseri tanısı aldı, 311 bin kadın da hayatını bu tanıyla kaybetti.
Rakamlar biraz ürkütücü olsa da etkin bir tarama ve HPV aşısıyla sorunu çözebiliyoruz. Rahim ağzı kanseri, genel tarama programları içerisinde mevcut ve düzenli tarama testleriyle sadece rahim ağzı kanserinde, bin kadında 64 yıl yaşam süresi kazandırabiliyoruz. Yapılacak şey ise çok basit pap-smear. Bu testte döküntüyle elde edilen rahim ağzı hücreleri toplanıyor ve inceleniyor. Beraberinde HPV’ye de bakılır. İlk test cinsel aktivitenin başlama döneminde yapılıyor. Eğer HPV negatif gelirse kanser riski de düşük olduğu için, testin beş yılda bir smear ve HPV-DNA’ya bakılarak sürdürülmesi yeterli oluyor.
HPV dışındaki risk faktörleri
Düşük sosyo-ekonomik düzey,
Cinsel hayatın çok erken başlaması,
Çok sayıda cinsel partner,
Tekrarlayan viral ve bakteriyel genital organ enfeksiyonları,
Zayıf bağışıklık sistemi,
Beş yıldan daha uzun kullanılan doğum kontrol hapları,
Sigara.
Aşılama en önemli konulardan biri. HPV’ye karşı geliştirilen aşılar, oluşan enfeksiyonu veya kanseri tedavi etmeye değil, korumaya yönelik. Bu sebeple de en ideali virüsle karşılaşmadan aşılanmak. Aşının cinsel aktivite dönemi başlamadan önce yapılması gerekiyor. Kız ve erkek çocuklarında 11-12 yaşlarında yapılmasını önersek de 9-26 yaş aralığı en etkin yaş dönemi ve bu dönemde üç doz halinde aşı yaptırılması önemli. 43 yaşına kadar aşı yapılabilse de yaş arttıkça etkinliğinin azalacağı unutulmamalıdır. Günümüzde serviks kanseri düzenli aşılama ve tarama yapılan ülkelerde görülmüyor. Ama bizim gibi gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerde en sık ölüm sebeplerinden biri olmaya devam ediyor. Öyle ki meme kanserinden de ölümcül olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu kanser türünü de çoğu diğer türde olduğu gibi davet ettiğimiz durumlar oluyor; güvenli bir cinsel yaşam, kondom kullanımı ve aşılanma ile kolayca korunacağımız bir hastalığı sadece ihmalkarlığımızla sorun haline getirebiliyoruz. Yine de bir şekilde rahim ağzı kanseriyle karşılaştığımız durumlarda ise, erken teşhis ile yüzde 85-100 bu kanseri de tedavi etmemiz mümkün. İhmalkar olmayalım yeter...
Erken tanı çok önemli
Tüm kanserlerin en az yüzde 5’i kanser tarama programları ile erken tespit edilebiliyor. Erken tespit demek çoğu zaman kanseri tedavi etmek demektir. Gerçi kanser söz konusu olduğunda hastamızın kurtulduğunu ve sorunun tamamen ortadan kalktığını düşünmüyor, bunu asla dile getirmiyoruz; hayat boyu geri gelme riski olan hastalığı biz de bir ömür takibe alıyoruz. Bu takibe hastamızın kendisinin de dahil olarak yaşamını bu duruma göre planlaması ise nihai zaferi yaşamak anlamında yararlı. Unutmayalım, kanser olmamıza sebep olan eksik veya yanlışlarımızı tekrarladığımız sürece hastalığımızın nüksetmesine hep açık olacağız.
Bilgili, maskeli, sağlıklı ve mutlu kalın...