Üniversite tercih günlerini geçtiğimiz hafta tamamladık. Üniversitelerimize binlerce yeni doktor adayları geliyor. İş garantisi olduğu için, mahalle baskısı, çocukluk hayali… Giderek ağırlaşan çalışma şartlarına rağmen, pek çok sebeple, binlerce gencimiz doktor olmayı seçti. Onlara aramıza hoşgeldiniz demek istiyorum. Tüm olumsuzluklara kulaklarını tıkamalarını ve doktor adayı olmalarının keyfini çıkarmalarını diliyorum.
Niye mi?
Her ne kadar sadece kötü tepkileri duyuyor ve hayıflanıyorsak da, hekimlik hayat boyu insanların minnet dolu pozitif dileklerini kazandığınız bir meslek.
Şamanlara, insanın insanın sosyalleştiği ilk çağlara kadar dayandığı için en saygın dolayısıyla manevi tatmini en yüksek meslek. Kabile büyücüsünden bugüne karizmamız hiç eksilmedi.
Hepimiz yaşama dahil olmanın, edilgen olmayıp daha etkin olmanın peşinde koşuyoruz. İnsan olduğumuz için farkında olduğumuz yaşamın merkezinde de insan var. Hekimlik, söz konusu insana en yakın meslek olduğu için yaşamı değiştirmeye de en yakın meslek.
İnsanın konfor alanı talebi, bu alanların getirdiği fizyolojik ve psikolojik değişimler, bunların insana yansıması ve yeni handikapları hiç bitmediği için, hiç ölmeyecek bir meslek. Ne milenyum, ne pandemi, ne de Mars’a seyahat bir doktoru mesleki olarak ilgilendirir; insan varsa o da vardır.
Doktorluk sanıldığı gibi, önce biyolojik bir müdahale değil, psikolojik bir müdahaledir. Yani iyi bir doktor en çok; iyi bir iletişimcidir. Çünkü doktorun başarısının yarısı kendi bilgi ve yetenekleri kalan yarısı ise karşı tarafın inancıdır.
Doktorluk yaşamla ilgili bir meslektir ve geleceğimiz de en çok yaşamla ilgili açmazlar sunacaktır. Anlaşılan o ki önümüzdeki yıllar daha çok, sürdürülebilir yaşamın gündem olarak şampiyonluğu kaptırmayacağı yıllar olacak.
Doktorluk hele de bilim insanı doktorluk maalesef bir meslek değildir. Tamamen yaşam biçimidir.
Doktorluk, psikoloji, sosyoloji, pedagoji, teoloji ve daha bir çok ilgisiz görünen ilgili kavram bilmenizi gerektiren, entelektüel seviyeniz arttıkça başarıyla yapabileceğiniz ve öz yaşamsal mutluluğu da edinebileceğiniz ender mesleklerden biridir.
Doktorluk, gördüğünüz ve tanık olduğunuz şeylerle yaşamsal farkındalığınızı artıran, aynı yaşamsal zamanı size daha fazla hissettiren bir durumdur. 50 yaşında iki kişiden doktor olanı, hayatı daha fazla yaşamıştır.
Para ile mutluluğun bağlantısı olmadığının bilimsel ve sosyolojik olarak ispatlandığı günümüzde doktorluk yüksek bir insani tatmin ve haz yaratır.
Doktorluk, insanın en büyük kabusuyla, ölümle barışmanın en yakınındaki istasyondur.
Meslekler içinde dünyamızın varlığına ve sürekliliğine en fazla doktorlar katkı koymuştur. Tarih komik bir biçimde bunu siyasi ve askeri liderlere paylaştırır.
Doktorluk yaşamın kenarında durup seyretmenize izin vermeyen, sizi oyuncu haline getiren nadide mesleklerden biridir. Ve yeni dünyada kimse seyirci olmak istemiyor.
Doktorsanız, akıllı, çılgın, güçlü, sakin ve deli olduğunuzu ayrıca anlatmanıza gerek yoktur, zaman kazandırır...
Sağlık çalışanı ve özellikle de doktor olmanın, herkese nasip olmayacak bir şans olduğunu düşünenlerdenim. Bunun hakkını vermek için çok çalışmalı ama aynı zamanda da gururunu yaşamalıyız. Hayat mücadele demektir; seçtiğiniz her meslekte bir mücadele vereceğinizi ama bu mücadelenin manevi tatminin en çok olacağı mesleklerden birinin doktorluk olduğunu unutmayın ve sahip olduklarınızın keyfini çıkarın.
Aramıza hoşgeldiniz…
Mide kanseri üzerine
Yaygın kanser türlerinden olan mide kanseri, erken teşhis yapılmadığında ölümcül düzeye ulaşabiliyor. Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çağlıkülekçi, mide kanserini tetikleyebilecek etkenleri sıraladı:
1- Sigara içmek
2- Fazla kiloya sahip olmak
3- Düzenli alkol tüketmek
4- Tütsülenmiş veya tuzlu besinleri
fazlaca tüketmek
5- Turşu tüketimini fazla kaçırmak
6- Genetik faktörler
7- Kömür, metal, kereste gibi endüstrilerde çalışmak