Kaygı bozukluğu yaşamak için ideal günlerden ve gündemlerden geçiyoruz. Pandemiyi atlatamadan ağustos ayında gelen birbirinden kötü felaketleri yaşıyor, bireysel şiddet haberleriyle irkiliyor, kaynağı belirli ya da belirsiz göç haberleriyle sarsılıyor ve “Bitti” derken bazılarının yeniden başladığı kaotik bir dönemden geçiyoruz. Önümüzde daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir pandemi süreci duruyor. Hal böyle olunca herkes uyuyamamaktan şikayetçi, herkes anksiyete içinde...
‘Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?’ benzeri bir durumla karşı karşıyayız. Uykusuzluğumuz mu kaygı bozukluğu yaratıyor, yoksa kaygı bozukluğundan mı uykusuzuz? Cevabını vermek çok kolay değil ama iyi haber, ikisinin de tedavi edilebilir olması. Yeter ki siz sorunun farkında olun ve yardım talep edin.
Kaygı bozukluğu: Kendinizi gergin ve endişeli hissetmenize kaygılanmak diyoruz ve bunu zaman zaman hepimiz yaşarız. Ancak sık sık, hayatın geneline yayılan süreçlerde böyle hissediyorsanız, bu bir kaygı bozukluğu olabilir. Kalp atış hızınızı artıran, kan basıncınızı yükselten veya sizi terleten veya baş döndüren yoğun ataklara yol açabilir. Ayrıca uykunuzu da etkileyebilir.
Uykusuzluk: Uykuya dalmakta ya da sürdürmekte zorlanmanızdır. Bu durum üç aydan uzun bir süre haftada en az üç kez yaşanıyorsa buna kronik uykusuzluk denir ve tedavi edilmesi gerekir. Çünkü uykusuzluk, kaygı bozukluğu dahil birçok hastalığı çağırır. Sağlıklı bir bağışıklık sistemimiz için olmazsa olmazımızdır. Yani kaliteli bir gece uykusu, sadece ertesi günü iyi geçirmek için yapmak zorunda olduğumuz bir eylem değil, bir zorunluluktur. Tanımından da anlaşılacağı üzere uyku bozukluğu tanısını koymak çok zor ancak işler kaygı bozukluğu için biraz daha karmaşıklaşıyor.
Belirtilere dikkat!
Sürekli gerilim, endişe ve uyku bozukluğuna ek olarak kaygı bozukluğunda şu belirtileri de gözlemleriz:
- Artan kalp atış hızı,
- Hızlı soluma,
- Sindirim bozuklukları,
- Terleme veya titreme,
- Odaklanmada zorluk,
- Korkularınızı tetikleyen durumlardan uzak durma.
Bu belirtilere sahipseniz, endişe düzeyiniz yaşam tarzınızı büyük ölçüde değiştiriyorsa veya iş-okul hayatınızı etkiliyorsa, mutlaka doktora başvurun. İlaç almadan önce, alışkanlıklarınızda veya bakış açınızda yapacağınız bazı değişiklikler sorununuzu çözmeye yetebilir. Kaygı bozukluğunuzun sebebi uyku problemi ise bunun çözümü daha da kolay olabilir.
Yeni alışkanlıklar edinin
Düzenli uyku olmadan sağlıklı bir yaşam mümkün değil, yapacağınız hiçbir şey iyi bir uykunun yerini dolduramaz. İyi bir uyku uyumak da o kadar zor değil. Sadece alışkanlık haline getirmeniz geren bazı ritüeller var:
- Gece aynı saatte yatağa gidin ve sabahları hep aynı saatte kalkmaya çalışın. Gün içinde küçük şekerlemeler yapmamaya çalışın. Bunlar uyku düzeninizi bozabilir.
- Yatakta ve hemen öncesinde, cep telefonu, tablet vb. elektronik aletlerinizden uzak durun.
- Akşam saatlerinde kafein, nikotin, alkol içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
- Düzenli egzersiz şart ama bunu yatmaya yakın yapmayın. En az dört saat öncesinde bitirmiş olun.
- Akşam geç saatlerde ağır bir yemek yemekten kaçının.
- Yatak odanızın konforlu, rahat, sessiz ve karanlık olmasına özen gösterin.
- Uyumadan önce kitap okumak veya müzik dinlemek gibi bir rutininiz olsun.
- Yatağınızda çalışmaktan, sonraki günün programını yapmaktan vs. uzak durun.
- Uykuya dalamazsanız, kalkıp sizi sakinleştirecek ve uykuya dalmanızı kolaylaştıracak bir şeyler yapın.
Problemin ne olduğunu ve kaynağını tanımlayıp sonra sorunu çözmek hayat kalitesini artıracağı gibi birçok kronik hastalığa yakalanmanızı da engelleyecektir. Kendinizi dinlemeniz doktorunuza çok yardımcı olabileceği gibi, doktora gerek kalmadan size de yardımcı olabilir.
Maskeli farkındalıklar ve iyi uykular.