Ekim ayı, en sık rastladığımız, iyileştirme konusunda en başarılı olduğumuz ve titiz davranırsak erkenden fark edebileceğimiz; hayatımızın tam ortasında duran ve ilgiyle baş edebileceğimiz bir kanserin farkındalık ayı, meme kanseri. Bütün aktiviteler kadınlar için, kadınlarla birlikte yapılıyormuş gibi olsa da aslında daha az oranda da olsa erkeklerde de görülebilir ve kadınlar için geçerli olan her şey erkekler için de geçerlidir.
Meme kanseri, her şeyden önce önlenebilir bir kanser. Yapılması gerekenler de çok basit aslında; kontrollü yiyin, egzersiz mutlaka hayatınızın bir parçası olsun, kendi kendinize meme muayenesi, periyodik doktor muayeneleri ve belli bir yaştan sonra mamografiler rutininiz olsun. Tüm bunlara dikkat edince meme kanserini yüzde 50-60 oranında engelliyoruz, düzenli kontrollerle de daha belirgin hale gelmeden oluşan bir kanseri fark edip, kür elde edebiliyoruz. Yani çok komplike düşünmeye veya meme kanserinin ailemizden bize miras, engellenemez bir hastalık olduğuna inanmaya son! Bu kanserin farkında olmak yani bizim de başımıza gelebileceğini bilip kabul etmek ve kendi hayatımızın inisiyatifini ele almak yapacağımız ilk şey.
Kendi kendine meme muayenesi nedir, nasıl yapılır?
Düzenli ve sağlıklı beslenip, spor yaptıktan sonra ikinci önemli adım kendi kendine meme muayenesi yapmak. Amacımız, kendi mememizi daha iyi tanımak ve değişiklikleri hastalık ilerlemeden hemen fark edebilmek. 20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak yapmalıyız. Öncelikle gözlem yapılmalı; meme derisi, memelerin şekli, boyutu, meme uçlarını değerlendirmeliyiz. Elle muayene, elin üç parmağının iç yüzeyi ile hafif-orta ve daha kuvvetli baskı uygulayarak muayene edilir. Koltuk altı lenf bezleri de kontrol edilmelidir. Elle muayeneyi hem ayakta hem de yatarak yapmak gerekiyor. Ayakta elle muayenede, sol meme için sol kol, baş üzerine kaldırılır. Sağ elin orta üç parmağının iç yüzüyle sol meme muayene edilir. Sağ meme muayenesinde ise sağ kol baş üzerine kaldırılarak sol elle muayene yapılır. Yatarak elle muayenede ise sırtüstü yatılır, omuzun altına bir yastık veya katlanmış bir havlu yerleştirilir. El başın altına konur, diğer elin parmak içiyle meme tümüyle taranır. Meme muayenesi yapmak için en uygun zaman adet bitiminden 4-5 gün sonrasıdır.
Düzenli mamografi yaptırıyor olmak, elle kendi kendimize meme muayenesi yapmaya engel değil. Mamografilerde çoğu zaman koltuk altı değerlendirilmez. Bu sebeple mamografi ve ultrason çektirmemize çok güvenmeden mutlaka düzenli muayene yapmamız gerekiyor.
Memeye ‘Meme’ diyememek...
Memede bir kitle fark edip, hastane santrallerini arayan kadınlar için ilk zorluk burada başlıyor; meme demeye çekindikleri ve göğüs dedikleri için doğru doktora randevu alamıyorlar. Göğüs kelimesini akciğerler için kullanıyoruz ve akciğerde hastalıkları varmış gibi randevu aldıkları için, gün, hafta bazen ay oranında zaman kaybediyoruz. Oysa göz, kulak dediğimiz gibi meme de diyebilmeliyiz. Bunda utanılacak, gizlenecek hiçbir şey yok. Aynı kadınlar, belki bu utançla doktor muayenesinden de çekiniyor olabilirler ve bu sonrasında büyük pişmanlıklar yaratabiliyor.
40 yaşından sonra erkeklerin de kendi kendine muayene yapması gerekir!
Daha az sıklıkla görülüyor, ancak erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Memede kitle en yaygın belirtidir. Meme dokusu daha az olduğu için kolay fark edilebiliyor ama aynı sebeple yine daha kolay yayılıyor. 40 yaşından sonra erkekler de kendi kendine meme muayenesi yapmalı ve randevu alırken onlar da göğüs dememeliler. Kültürümüz bu hastalığı kadınlarla özdeşleştirmek gibi bir yanılgıya yol açsa da bizler bu yanılgıya dahil olmamalıyız. Erkeklerin de meme dokusu var ve bu bölgenin kanserleri de en az prostat ya da bir başka kanser türü kadar doğal ve önemlidir.
Yapılacak şeyler çok basit; farkında oluyoruz, iletişimde kalıyoruz, önce önlemeye sonra sağduyuyla tedavimize başlıyoruz. Hep söylediğimiz gibi, birçok disiplinden hekimle görüşmeye önem veriyoruz.
Lütfen düzenli meme muayenesi ve doktor kontrollerini ihmal etmeyin. Her yerde meme kanserini konuşmaktan, hatırlatmaktan ve bilgi paylaşmaktan çekinmeyin.