Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı... Tüm ay, daha çok kadınlarla, kadınlar için yapılan aktivitelerle dolu geçecek. İyileştirme konusunda en başarılı olduğumuz kanser, kendimize özen gösterirsek de en erkenden fark edilebilen hastalıklardan. Bu durumda yapılması gereken, konuyla ilgili farkındalığı artırmak. İşte ekim ayı da bu sebeple var. Bazılarınızın, “ama korkutuyorsunuz” der dediğini duyar gibiyim. Ancak korkmanız da farkındalığınıza ait bir gösterge ve bu sizi ilerlemiş ve tedavi edilmesi daha meşakkatli bir kanserden koruyabilir.
İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre, her 10 dakikada bir kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. Her sekiz kadından biri, meme kanserine yakalanıyor. Her dört kadın kanserinden biri meme kanseri… Yani, bir arkadaşımız, ailemizden biri, sevdiğimiz herhangi biri bu tanıdan nasibini alabiliyor. Kadınlara özgü bir hastalık gibi görünse de erkeklerde de görülebiliyor. Rakamlar biraz korkunç, ancak tedavisiyle ilgili gelişmeler ve iyileşme oranları çok daha yüz güldürücü. Meme kanserinden iyileşen hasta sayısının ve farkındalığın giderek artması, tarama programlarının çoğalması ve tedavisinde kaydedilen gelişmelerle çok bağlantılı. Geldiğimiz noktada meme kanseri için kronik bir hastalıktır demek hiç de yanlış olmaz; hastalar metastaz evresinde bile olsa, doğru ve sağlıklı bir tedavi yöntemi bulmamız zor olmuyor.
Kendimize bakalım
Ancak her şeyden önce meme kanseri önlenebilir bir hastalık. Kendi doğamıza uygun yaşamak, meme kanserine yakalanma riskini minimalize edecektir. Kendimize özgü yaşamak derken yapacağımız en basit ve en kolay şey, algımızı komşumuzdan, falanca hanımdan, filanca hastadan ayırıp kendimize çevirmek. Vücudumuzun, beynimizin, bünyemizin sevmediğini zorla içeri almamak. Bunun bir adım ötesine gidebilecek maddi-manevi gücümüz varsa genetik testlere başvurmak ve kendimizi, hücrelerimizi biraz daha iyi ve net tanımak ve buna göre bir yaşam bizi hastalıklardan koruyabilir.
Elle muayene önemli
Kendi kendine meme muayenesinde amaç, kadının kendi memesini daha iyi tanıması ve değişiklikleri ilk kendisinin fark edebilmesidir. 20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak yapılmalıdır. Öncelikle gözle kontrol yapılmalı; meme derisi, memelerin şekli, boyutu, meme uçları değerlendirilmelidir. Elle muayene, elin üç parmağının iç yüzeyi ile hafif-orta ve daha kuvvetli baskı uygulayarak yapılır. Koltuk altı lenf bezleri mutlaka kontrol edilmelidir. Elle muayene hem ayakta hem de yatarak yapılmalıdır. Ayakta elle muayenede, sol meme için sol kol, baş üzerine kaldırılır. Sağ elin orta üç parmağının iç yüzüyle sol meme muayene edilir. Sağ meme muayenesinde ise sağ kol baş üzerine kaldırılarak sol elle muayene yapılır. Yatarak elle muayenede ise sırtüstü yatılır. Omuzun altına bir yastık veya katlanmış bir havlu yerleştirilir. El başın altına konur; diğer elin parmak içiyle meme tümüyle taranır.
Farkındalığımızı yükseltelim
Meme muayenesi yapmak için en uygun zaman adet bitiminden 4-5 gün sonrasıdır. 25 yaşından sonra her kadına yılda bir kez doktor muayenesi, 40 yaşından sonra da iki yılda bir mamografi ve meme ultrasonu çekilmelidir. Ancak unutmayın, ne varsa yine kendimizde var, her ay kendi kendine meme muayenesi her şeyden daha önemli olabilir…
Meme kanseri tedavisinde de farkındalığınız ve genel özeniniz çok önemli. Hastalıkların neredeyse tümünde erken teşhis, hem bizleri hem de sizleri daha sağlıklı ve mutlu kılacak. Bu ay boyunca sık sık pembe giyinin, ‘Meme Kanseri Farkındalık’ kurdelelerinizi takın ve her yerde sevdiklerinizle bu konuyu konuşun. Unutmayın ki, kanser konuştukça zayıflayacak…