Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları

Sigarayı bırakma gerekliliği üzerine yapılan sohbetler, onu içenlerin en sevmediği konu olsa gerek. Ancak kanser başta olmak üzere birçok hastalıkta ilk aklımıza gelen maalesef hâlâ sigara. Her yıl 8 milyondan fazla insan sigaradan dolayı hayatını kaybediyor. Ölüm oranları, sigara endüstrisinin hedefi olan düşük ve orta gelirli ülkelerde daha fazla. Kalp-damar ve akciğer hastalıkları, 20 farklı türde kanser ve daha pek çok hastalığın sebebi sigara.

Pasif içiciler de risk altında!

Pasif içicilerin bilançosu ise her yıl 1.2 milyon ölüm olarak yansıyor rakamlara. Ölüm sayısı kadar acımasız olan bir başka nokta ise çocukların en çok etkilenen grupta olması ve her yıl 65 bin çocuğun pasif içicilik nedeniyle hayatını kaybetmesi. Hamileliği boyunca sigara içmeye devam eden annelerin bebeklerinde de hayat boyu sayısız hastalık ortaya çıkıyor.
Tüm bu rakamlara rağmen parantez açılması gereken bir konu var: Her sigara içen kanser oluyor mu? Araştırmalar, genetikleri nedeniyle bazı içicilerin akciğer kanserine yakalanmayabileceğini söylüyor.
Sigara içmek sağlıklı hücrelerde DNA mutasyonlarını tetikleyerek akciğer başta olmak üzere birçok kanser türüne sebep olabiliyor.
Ancak bazı insanlar, hücrelerini tümöre dönüştürecek DNA’daki mutasyonları veya değişiklikleri sınırlamaya yardımcı olan genlere sahip. Son yapılan bir araştırma da bu bilgiyi doğrulayacak sonuçlar içeriyor. Çin’de yapılan bir çalışmada, 19 sigara içen ve 14 içmeyen kişinin akciğerlerini döşeyen hücrelerin tam genom dizilimi inceleniyor.
İzlemek için bu hücrelerin seçilme sebebi ise bu hücrelerin yıllarca varlıklarını bir şekilde korumaları ve yıllar içerisinde yaşlanmayla birlikte sigaraya bağlı olarak mutasyona uğramaları, bir anlamda akciğerleri oluşturan tüm hücreler içerisinde kanserleşmeye en yatkın onların olması.
Araştırma sonuçlarına tekrar dönersek, bu hücrelerde sigara içenlerde mutasyon gelişme oranı içmeyenlere göre daha fazla ve bu, içtikleri paket/yıl sayısı ile doğru orantılı. Bu bizim sigara içenlerde hayat boyu neden yüzde 10-20 oranlarında akciğer kanseri gördüğümüzü açıklıyor. Araştırmaya katılanlar arasında sigara içenlerin en fazla 116 paket-yıl (bir paket yıl demek; bir yıl boyunca günde bir paket sigara içmiş olmak demek) sigara içenlerde mutasyon görülüyor. Ancak araştırmacılar, 23 paket-yıldan sonra sigara içenlerdeki akciğer hücrelerinin daha fazla mutasyon eklemediğini ve bazı insanların genlerinin onları mutasyonlarla savaşma olasılığını artırabileceğini öne sürüyorlar. Araştırmacılar, “En ağır sigara içenler en ağır mutasyon yüküne sahip değillerdi” diyor ve ekliyor: “Veriler, bu bireylerin daha fazla mutasyon birikimini bastırmayı başardıkları için yoğun sigara içmelerine rağmen bu kadar uzun süre hayatta kalabildiklerini gösteriyor.”

Haberin Devamı

Nikotin kanserojen mi?

Haberin Devamı

Sigarada kanserojen madde nikotin sanılsa da içeriğindeki 5 bine yakın kimyasal maddenin 100’e yakını kanserojen özelliğe sahiptir. Benzen, polonyum-210, benzopren ve nitrozamin gibi kanser yapma potansiyeline sahip maddeler toplandığında daha etkin kanserojenler haline geliyor. Adını, Fransa’da tütün içmeyi popüler hale getiren Jean Nicot’ten alan nikotin, sigaradaki en bilindik madde. Ancak nikotin sadece bu canavarın bağımlılık yaratma işlevini sağlıyor. Bu durum onu masumlaştırmasın çünkü kanserojen olan onlarca kimyasalın işini sadece kolaylaştırıyor. Nikotin, hasara uğrayan hücrelerin kendi kendini yok etmesini engelleyen bir enzim tepkimesini harekete geçiriyor. Böylece sigaranın içindeki DNA hasarı yapan maddelerin kanserojen etkisini artırmış oluyor. Tek bir sigara, az oranda zararlı kimyasal içerse de sayı-süre artığında, akciğerlerden vücuda giren kimyasallar birikiyor ve vücut yoğun madde birikimiyle oluşan zararı onarmada yetersiz kalıyor. Yine de bu durum, sigara içen herkesin kanser olacağı, içmeyenlerin ise korunacağı anlamına gelmiyor.
Pasif içicilik kadar sigarada bir başka önemli maruziyet şekli de üçüncü el sigara dumanıdır. İçilen bir sigara sonrası yüzeylerde kalan tütün ürünü kalıntısıdır. Genellikle kapalı ortamlardaki yüzeylere siner ve aylarca orada kalabilir. Duvarlarda, zeminlere, mobilya ve giysilerde uzun süre kalır. Dizlerinin üzerinde zeminlerde ve mobilyaların üzerinde oynayan çocuklar daha büyük risk altındadır. Ani bebek ölümlerinin de en önemli sebeplerinden biri olduğu bildiriliyor. Bu gizli tehlikeden korunmak için restoran ve otellerde sigara içilmeyen bölüm ve odaları seçmek çok önemli hale geliyor.
Dünya Sağlık Örgütü, sigarayı en büyük halk sağlığı tehditlerinden biri olarak kabul ediyor. Bunu kendimiz için bir sorun haline getirip getirmemenin çoğu zaman kendi irademizde olduğunu unutmamalıyız.

Haberin Devamı

Bilginin ve bilimin ışığında sağlıklı günler dilerim.

www.berrinpehlivan.com