Kanser toplumun her kesiminde endişe ve üzüntüyle karşılanan bir hastalık ama bu üzüntü çocukluk çağı kanserleri denilince hissettiğimizin yanında çok daha hafif kalıyor. Erişkinde kanserin, çevresel etmenler, alışkanlıklar, yaşamsal hatalarla açıklanabilir bir dolu kaynağı varken, çocuklarda kanserin oluşma dinamiklerini açıklamak zor. Çoğu zaman kalıtsal da değil. Lösemiler, çocukluk çağı kanserlerinin büyük kısmını oluşturuyor. Lösemiler hakkındaki bilgimizi ve farkındalığımızı artırmak amacıyla da geçtiğimiz hafta ‘Dünya Lösemili Çocuklar Haftası’ olarak çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Lösemi, kemik iliğinin kanseridir, herhangi bir yaşta görülebilir ancak en sık görüldüğü dönem 2-8 yaş arasıdır. Akut ve kronik formları ile myeloid veya lenfoblastik lösemi şeklinde dört ana alt tipi var. Çocuklarda daha çok akut lösemileri gözlemliyoruz. Akut formları maalesef daha hızlı ve bulgu vererek ilerliyor. Kemik iliğinden başlayıp sonra hızlıca kana geçiyor ve bazı hastalarda lenf nodu, dalak, karaciğer, beyin ve omurilik sistemi, testis ve diğer organları tutabiliyor.
Sebepleri
Aslında her zaman altta yatan bir sebep olması gerekmiyor. Ama öyküsünde aşağıda sıraladığım hastalık veya faktörlerden bir veya birkaçına rastlayabiliyoruz...
Down sendromu veya Li-Fraumeni gibi genetik sendromlar,
Bağışıklık sistemini tutan problemler,
Kardeşte lösemi öyküsü,
Radyasyona maruz kalma; annenin hamileyken çektirdiği röntgen veya tomografiler,
Bir başka kanser sebebiyle kemoterapi veya radyoterapi almış olması,
Anne-babanın sigara içmesi,
Elektromanyetik alana maruz kalma,
Nükleer santral vb. alanların çevresinde yaşamak,
Anne karnındayken dietilstilbestrol (DES)’e veya doğum kontrol haplarına maruz kalmak.
Belirtileri
Sebebi açıklanamayan yorgunluk, halsizlik,
Ateş,
Sürekli enfeksiyon geçirme,
Soluk cilt,
Diş etlerinin kanaması,
Eklem ağrıları.
Bunlar en sık görülen belirtilerdir. Ancak herhangi bir belirtiyle de kendini gösterebilir. Geçmeyen bir şikayeti olduğunda doktora başvurmak, seçilecek en akıllıca yol diyebiliriz.
Tedavi
21’inci yüzyıl bilim ve teknolojisinde lösemileri tedavi etmekteki başarımız da arttı. Çocuklar artık bu hastalıktan da kurtulup olabildiğince normal yaşamlarına devam edebiliyorlar. Genel olarak ana tedavi şekli kemoterapi demek çok yanlış olmaz. Yüksek riskli hastalarda radyoterapi ya da yüksek doz kemoterapi ile birlikte kemik iliği nakliyle başarılı sonuçlar alınabiliyor. Cevap vermeyen ya da tüm tedaviler sonrasında nükseden hastalarda ‘CART-cell’ uygulamaları hayat kurtarıcı olabilir.
Düzenli kontroller önemli
Aslında asıl süreç tedavi bittikten sonra başlıyor demek yanlış olmaz. Hastalığın geri gelme riski açısından düzenli kontroller önemli. Bu kontrollerde hastanın fiziksel muayenesi ve kan testlerinin yanı sıra bazen görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilir. Ama olası bir nüksetmenin erkenden saptanması açısından kontrollerin düzenli yapılması önem taşımaktadır. Tedavi sonrası bir başka önemli konu da tedaviden kaynaklanan yan etkilerin yönetimidir.
Yan etki oluşma riski, hastalığın alt tipine, aldığı tedaviye, dozlarına ve çocuğun yaşına göre değişmektedir. Ama tüm tedavilerin büyüme ve gelişmesini önlemesi veya geciktirmesi söz konusu olduğu gibi ikinci bir kansere de sebep olabilir. Ya da ALL alt tipinin AML’ye dönüşebilir.
Hormon durumundan, kalp ve akciğerine kadar tüm sistemlerinin takiplerinde gözden geçirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması çocukların büyüme ve gelişmesine katkıda bulunacaktır. Tüm bu ayrıntılar içerisinde belki de en önemli nokta çocuğun ve ailenin psikolojik rehabilitasyonu. Anne-babanın kendileri kadar ihmal edilen kardeşler...
Kanserle mücadeleyi sadece ‘tedavi’ olarak görürsek bu durum millet olarak hepimizin sırtına kaldıramayacağı büyük bir yük binmesine sebep oluyor. Mücadelenin çok yönlü ve organize olması gerekir. Sağlıklı, bilgili ve maskeli kalın...