Bu konuyla ilgilenmeyen bir yaş grubu ya da cinsiyet düşünemiyorum. Bırakın yaşlanmayı, kırışıklığı veya birkaç tel beyaz saçı bile kolayca kabul eden kalmadı. Kişiler arasında değişen tek şey travmanın derecesi. Kanser okumaktan sıkılan okurlara daha ilgi çekici gelecek, en azından kanserin stresli konularından biraz uzaklaşacak bir şeyler yazayım diye düşününce başlığımızdaki konuyla ilgili bilgisine çok güvendiğim sevgili meslektaşım Doç. Dr. Gökhan Okan’ın kapısına dayandım ve bu durumu hem bana hem de sizlere bilimsel çerçevede anlatsın istedim.
Yaşlanma nedir?
Yaşlanma, yaşayan herkesi bekleyen doğal bir süreç ancak kişilerde farklı izler bırakır; yani yaşlanma göreceli bir kavramdır, herkesi farklı derecede etkiler.
Tamam yaşlanalım ama cildimizin buna bu kadar hevesli tanıklık yapmasına gerek yok. Cildimiz neden yaşlanır?
Cildimiz içten ve dışsal olmak üzere iki farklı nedenle yaşlanır. Kronolojik yani içsel yaşlanma biyolojik saatimiz yani genetik nedenlerle oluşur ve kaçınılmazdır. 20’li yaşların ortasında kolajen ve elastin üretiminin azalmasıyla cildin yenilenme sürecince yavaşlama başlar, deride sarkmalar olur. Cildin nemlenmesinden sorumlu olan hyaluronik asit maddesinde de azalma görülür. Hyaluronik asit miktarının azalması, nem kaybı ile derinin kuruması ve kaşıntı demektir.
Yaşlanmanın tek etkisi cildin sarkması, neminin azalması değil elbette; saçlarda beyazlama, dökülme, tırnaklarda kırılma gözlenir. Özellikle menopoz döneminde östrojenin azalmasıyla birlikte kadınlarda cildin yaşlanması hızlanır. Üstelik bazı kadınlarda östrojen azalmasına karşılık artan testesteron hormonu sivilcelenme, tüylenme artışı ve saçın ön kısmında dökülmelere sebep olur. Yaşla birlikte cilde renk veren melanosit hücrelerinde sayıca düzensizlik olur, derinin ultraviyole (UV) ışığa karşı savunması azalır ve dağınık yerleşimli cilt lekeleri görülebilir. Kısacası yaşla birlikte pek çok değişiklik olur.
Dışsal yaşlanma, dış etmenlerin neden olduğu yaşlanmadır. Güneş ışınları, radyasyon, hava kirliliği, rüzgar, nem, yoğun sıcağa maruz kalma, kimyasallar, sigara tüketimi, dışsal yaşlanmadan sorumlu olan sebeplerdir. Güneş ışınları bunlar içinde en önemlisidir. Dışsal sebeplerden dolayı yaşlanan ciltte lekeler, kılcal damar genişlemeleri, derin çizgiler, sarkmalar ve mat bir görüntü mevcuttur. Kolajen liflerde sayıca azalma ve elastik liflerde düzensiz salgılanma derin kırışıkların ve mat görünümün nedenidir.
Yaşlanma belirtilerini hafifletmek için ne yapmak gerekir?
Kişinin yaşam tarzında yapacağı düzenlemeler yapılacak ilk şey. Cilt tipine uygun bir temizleyici kullanımı ve hemen arkasından cildin nemlendirilmesi ve kullanılan nemlendiricide güneş koruyucu bulunması çok önemlidir. Yaşlanma ile ciltte kuruma görüleceğinden cildi kurutacak ürün kullanımından kaçınılmalıdır. Sıcak suyla banyo yapılmamasına özen gösterilmeli, banyoların kısa ve ılık suyla olmasına dikkat edilmelidir. Sistemik antioksidan tüketimi özellikle menopoz döneminde faydalıdır. Çuha çiçeği yağı (Evening primrose oil) ve Omega 3 tüketimi, menopoz sorunlarını hafifletmenin yanında cilt sağlığına da olumlu etki sağlarlar. A, C, E vitaminlerinin cilt açısından önemli fonksiyonları vardır. Yaşlanma ile birlikte belirli aralıklarla tüketimi cilt sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.
Yaşlanmayı geciktirmek için hangi ürünler kullanılır?
Yaşlanmayı geciktirmek amacı ile harici kullanılacak ürünlere özen gösterilmelidir. Bu ürünlerde A ve C vitaminleri, meyve asidi, antioksidan, koenzim Q olmasına önem verilmelidir. Meyve asitli kremler, ciltteki ölü tabakanın atılmasını kolaylaştırmanın yanında cilde parlaklık getirdikleri için tercih edilen ürün grubudur. A vitamini içeren ürünler ciltteki kolajen salgısını arttırmanın yanında, derinin gerginliğini de sağlar. Ciltteki düzensiz renk dağılımının normale dönmesini sağlar. C vitamini içeren ürünler güneşten kaynaklanan yaşlanmalarda özellikle önerilir. Antioksidan özelliği olan ürünler de tavsiye edilen ürün grupları arasındadır.
Cilt yaşlanmasını geciktirmek amacıyla yapılan dermatolojik işlemlerle ne kadar sonuç alınabilir?
Gayet iyi sonuçlar alınmaktadır. Botoks, dolgu maddesi enjeksiyonları, peeling, lazer uygulamaları bunlar arasında başlıcaları. Ciltte bulunan mat görüntünün azalması, cilt lekelerinin hafifletilmesi amacıyla peeling, ciltte bulunan hafif sarkma, elastikiyet kaybını azaltma, parlaklık kazandırmak amacıyla mezolifting; özellikle yüzün üst kısmı ve göz çevresinde olan kırışıkların tedavisi için botoks enjeksiyonu; yaşlanma sonucunda gelişen hacim kaybını ortadan kaldırmak amacıyla dolgu işlemi, cilde sıkı ve gergin bir görünüm kazandırmak için lazerler yaşlanma belirtilerini azaltmak amacıyla dermatolojik olarak uygulanan işlemler arasındadır. Tüm bu yöntemler yaşlanma belirtilerini hafifletmekle birlikte belirli aralıklarla tekrarlama gerektirir. Düzenli uygulandıkları zaman etki süreleri uzamaktadır.
Doç. Dr. Gökhan Okan hocama bu değerli bilgi ve önerileri için teşekkür ediyorum. Üretken, pozitif, sevgi, saygı, adalet ve empati dolu bir yaşamın da yaşlılığa iyi geleceğini eklemek istiyorum. Biz sıkılınca sorunlarımız bitmiyor, lütfen bilgili, maskeli, sağlıklı ve mutlu kalın…