Magnezyumu da yazarak son dönemde dikkat çekmeye çalıştığım üçlemeyi tamamlamış olayım. Kalsiyum ve fosfordan sonra vücutta en sık rastlanılan üçüncü mineraldir ve yüzde 60’ı kemikte depolanır. Çok sayıda görevi var; vücudumuzda 300’den fazla kimyasal reaksiyonda görevli, kalbinizin ve kemiklerinizin sağlıklı olması, kasların kasılabilmesi ve sinirlerin mesajları ilgili organa iletmesi ve alması, magnezyumun faaliyetlerinden sadece birkaçı...
Aslında yeteri kadar yeşil yapraklı, kuruyemiş ve tahıl yiyenlerde eksikliği çok görülmez. Ama yetersiz ve dengesiz beslenenlerin, böbrek ya da bağırsakta emilim bozukluğu olanların magnezyum seviyesi düşük olabilir. Bu da beraberinde birçok rahatsızlığı getirebilir. O yüzden magnezyumu da ayrıntıları ile incelemek yararlı olacaktır.
Yararları
İnflamasyonu engeller: Tavsiye edilen değerlerin altında magnezyum tüketenlerin inflamasyon belirteçlerinin yükseldiğine dair yayınlar var. İnflamasyonun artması demek kalp hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi birçok kronik rahatsızlığa eğilim demektir.
Migreni önler: Beyinde migreni tetikleyen kimyasalların salınımını durdurur. Klinik çalışmalarda magnezyumun migrenin sıklığını, süresini ve şiddetini azalttığı kaydedilmiştir.
Kan şekerini dengeler: Krom gibi insülin hormonunun düzgün çalışması için gereklidir. Çalışmalara göre Tip II diyabetin gelişmesini engeller.
Kemikleri güçlendirir: Kalsiyum ve potasyum gibi diğer minerallerin emilimini artırır, D vitamini metabolizması açısından önemlidir. Kandaki düzeyinin düşmesi osteoporosis dediğimiz kemik erimesine sebep olur. Özellikle orta yaş ve üstünün kemik yoğunluğu açısından magnezyuma dikkat etmesi şarttır.
Kalbe etkisi: Magnezyum kan damarlarındaki kasları rahatlatır ve kan basıncını azaltır. Ayrıca iyi kolesterol dediğimiz HDL’yi artırır, kötü kosterolü düşürür. Magnezyumun varlığında kalp kası hastalığı, kalpte ritim bozukluğu ve kalp krizi riskini azaltır.
Magnezyum düzeyinin kanda düşük olmasına hipomagnezemi denir ve iştahın azalması, bulantı, kusma, halsizlik ve yorgunlukla kendini belli eder.
Günlük yeterli miktar ne kadar?
Yetişkin kadınların günlük 300 mg. civarında, erkeklerin ise 400 mg. magnezyum ihtiyacı vardır. Yaş ve cinsiyete bağlı olarak çocukların 30-410 mg. arası değişiyor.
Diyetle yeteri kadar alınmaması kadar bazı durum ve hastalıklar da magnezyum eksikliğine sebep olabilir;
Alkol bağımlılığı,
İleri yaş,
Çölyak veya crohn hastalığı gibi bağırsak emilimini azaltan rahatsızlıklar,
Diyabet ve diyabet için kullanılan ilaçlar,
İdrar söktürücüler, antibiyotikler ve bazı mide ilaçları.
Fazlalılığında belirtiler nedir?
Karın krampları ve bulantı ilk rastlanılan bulgulardır. Özellikle magnezyum içerek bağırsak söktürücü ve mide ilaçlarında (antiasitler)...
Kaynakları nelerdir?
Fındık, ceviz, badem gibi yemişler ile kabak, kabak çekirdeği, yer fıstığı ve keten tohumu. Bunları bir salataya karıştırıp yemek iyi bir magnezyum ve antioksidan alımına sebep olabilir. Tahıllar da aynı şekilde hem lif hem de magnezyum kaynağıdır. Avokado, koyu yeşil yapraklı sebzeler sadece magnezyum değil, A, C, K vitaminler ile kalsiyum, potasyum ve demir açısından da zenginlerdir. Soya, fasulye, marul, ıspanak, patates diğer magnezyum kaynaklarıdır. Aslında biraz çeşitli ve yeterli besleniyorsanız eksikliği pek mümkün değildir.
Takviyeleri
Takviyeler ile ilgili uyarılarım; bazı ilaçlar ve özellikle antibiyotikler ile etkileşime geçebilecekleri ve fazlasının rahatsızlık verebileceği yönünde. Eksikliğinden şüpheleniyorsak yapacağımız ilk şey, bu durumu yine kan testleri ile ortaya koyarak emin olmaktır. Sonrasında da diyetimizi magnezyum açısından güçlendirmek. Tüm bunları yapamıyorsak lütfen hemen ağızdan alınan takviyelere yüklenmeyin. Belli aralıklarla damardan uygulamalar daha güvenli bir yol olabilir. Bağırsaktan emiliminde problem olması muhtemel bir minerali, ağızdan almaya çalışmak çok da yerinde bir seçim olmayacaktır. Sağlık en kıymetli zenginliğimiz, lütfen en az diğerlerini koruduğumuz kadar korumaya özen gösterin. Bilgili, ilgili ve doktorunuzla iletişimde kalın.