Cadde“Benim tüm numaram orijinalliğim”

“Benim tüm numaram orijinalliğim”

02.02.2013 - 19:21 | Son Güncellenme:

Sahne Beşiktaş’ta stand-up gösterileri yapmaya başlayan Alpay Erdem’le mizah kültürünü konuştuk. Uykusuz dergisine ünlü karakteri ‘İsmail Hasta Ruh’u çizmeyi de sürdüren Erdem, “Onun gibi ruh hastası olmamak için çiziyorum. Çizdikçe iyileşiyorum” diyor

“Benim tüm numaram orijinalliğim”

Jeofizik mühendisiyken karikatürist ve komedyen oldunuz. Bu mecralara el atmanız nasıl oldu?
Jeofizik okurken çok canımın sıkılıyordu, mutsuzdum. Bol bol kitap okuyor, her hafta Leman dergisi alıyordum.
Bir gün Leman dergisinde amatörlerin karikatürlerini gördüm ve o an karikatürist olmaya karar verdim. Çok çalışarak, iki sene içinde profesyonel çizerliğe
adım attım. Sonra da hep çizdim. Ve bir gün, sadece kendimi eğlendirmek için yazmaya da başladım. Sonra bir baktım, bu yazılar okuru da eğlendiriyor. Muhatabımı bulursam ‘komik’ de olabildiğimi keşfettim. Aslında sanırım benim en büyük sıkıntım, muhatap bulamamaktı. “Stand-up yaparsam ne kaybederim?” diye düşündüm. Sonra “Bu dünyaya bir kez geliyorum, eğer bu işe kalkışmazsam ileride kendime çok kızarım” diyerek kendimi motive ettim ve sahnelere adım attım. İyi ki atmışım. Ben hep “İyi ki” demek istiyorum. “Keşke” demek istemiyorum.

Haberin Devamı


Taksim Old City Comedy Club’da uzun süredir sahneye çıkıyorsunuz...
Stand-up’taki başarımı Old City Comedy Club’a, yani işletmecisi Ali Biber’e borçluyum. Ali Biber’in inancı sayesinde oldu her şey. Old City Comedy Club’da
10 kişiye bile oynadığım oldu. Zamanla tarzımı bulup orijinal sayılabilecek bir stand-up’çıya dönüşmemle birlikte mekân, perşembeleri dolup taşmaya başladı. Bunlar fısıltı gazetesi yoluyla oldu. Benim tüm numaram orijinalliğimdir. Yazarlığımda da, çizerliğimde de komedyenliğimde de... Old City
Comedy Club’ın ilk stand-up’çılarındanım ben. Açıldığı günden beri sahnedeyim. Bundan büyük mutluluk duyuyorum. Orası evimdir benim.

‘Komedyen’ adlı gösterinizle birçok yere turneye gittiniz. Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Özellikle yazılarınıza aşina olmayanlardan...
Güzel geçiyor turneler. Daha önce hiç canlı stand-up izlememiş insanların önüne çıkmaktan büyük keyif alıyorum. Birçok yere ilk kez stand-up’ı ben götürmüş oluyorum. Bunu ulvi bir nedenle yapmıyorum ama öyle oluyor. Maalesef ülkede böyle bir kültür yok. Yazılarıma aşina olmayanlar da gülüyor bana.
Çünkü herkesin katılabileceği hikayeler anlatıyorum. Biraz memleket hikayeleri gibi... Muğla’dan bahsettiğim kadar Trabzon’dan da bahsedebiliyorum.
Sanki daha önce evlerinin önünden geçmişim gibi bir his yaratıyorum sahnede.

Haberin Devamı

“Hayatımda hiç espri düşünmedim”

Osmantan Erkır’ın açtığı ‘Sahne Beşiktaş’ta ayda bir gösteri yapmaya başladınız. Buranın atmosferi, seyircisi biraz daha farklı olsagerek...

Sahne Beşiktaş, ilginç bir yer. Genelde mekânların ruhunun oluşabilmesi için biraz zaman geçmesi gerekir ama burası ruhla doğdu. Geçen ay ilk kez çıktım ve hiç yadırgamadım. Sanki ilk kez değil de yıllardır oradaymışım gibiydi. Her ayın ilk haftası Sahne Beşiktaş’ta çıkacağım. Önümüzdeki oyun, 5 Mart Salı akşamı. Sahne Beşiktaş, Osmantan Erkır’ın çok emek verdiği, üzerine titrediği bir mekân. Osmantan Erkır beni Old City Comedy Club’da izlemeye geldiğinde böyle bir yer açacağından bahsetmişti. Şimdi Sahne Beşiktaş’ın da ilk stand-up’çılarından olmak büyük mutluluk. Osmantan Erkır her şeyden önce iyi kalpli bir insan. Ve galiba en önemli şey de bu.

Haberin Devamı


Birçok kült karakter yarattınız. ‘İsmail Hasta Ruh’, ‘Kamil Seven Adam’, ‘Top Canavarı’, ‘Çocuğunu Dürbünle
İzleyen Adam’ gibi... Bu kadar çok karakteri uzun süre devam ettirmek zor olmuyor mu? Nereden besleniyorsunuz?

Hayattan besleniyorum. Hayatın içindeyim çünkü. Sürekli sokaklardayım. İnsanların içindeyim. İstanbul’a sıkışıp kalmıyorum da. Bu yüzden mizahi açıdan beslenmekle ilgili sıkıntı yaşamıyorum. Hiç tıkanmıyorum. Hayatımda hiç espri düşündüğümü hatırlamıyorum. Geleni not ediyorum sadece. Bahsettiğiniz karakterleri yıllarca çizdim. Şu sıra iki ya da üç haftada bir ‘İsmail Hasta Ruh’ çizebiliyorum Uykusuz’a. Onun gibi ruh hastası olmamak için çiziyorum. Çizdikçe iyileşiyorum.


Yakın zamanda, Uykusuz’daki yazılarınızdan oluşan ‘Ben’ ismindeki kitabınız yayımlandı, satışlar ne alemde?
Çok iyi. Çok hızlı satıyor kitap. İkinci baskıyı yapmak üzere. Okura sonsuz teşekkür ediyorum. Geri dönüşler de çok iyi oldu. Okurla kurduğum özel bağı bir kez daha gördüm. İnsanlar bu kitabı sadece alıp okumuyor, fotoğraf çekip bunu benimle paylaşıyorlar. Bu kitabın bir yerde birilerini mutlu ettiğini görmek güzel.

Haberin Devamı

“Mizah acı çekmek üzerine kurulu” Stand up gösterinize çocukluk anılarınızla başlıyorsunuz. Nasıl geçti çocukluk yıllarınız, bilmeyenlere bahseder misiniz?
Çocukluk yıllarım harikaydı. Komik olaylar da oldu. Anlatıyorum zaten bol bol. Beni sürekli döven bir arkadaşım vardı, hikayesi ilginçtir. Geçenlerde saçlarımı bir numaraya vurdurdum, çocukken kafama yediğim taşların izleri ortaya çıktı.

Bu dayakların intikamını gösteride fazlasıyla çıkarıyorsunuz arkadaşınızdan, o arkadaşınızla görüşüyor musunuz hâlâ?
Arada bir arıyor. Mizah biraz da acı çıkarmak üzerine kurulu. Başa çıkmakla ilgili bir hadise.

“TEK HAYALiM FUTBOLCU OLMAKTI”

Ayazma Futbol Takımı’nda oynuyorsunuz. Futbola ilginiz ne zaman başladı?
Çocukken tek hayalim futbolcu olmaktı. Futbolu hep sevdim. Bundan üç sene kadar önce de Ayazma kuruldu. Bağış Erten’in önderliğinde toplandık. Harun Tekin, Mert Fırat gibi ünlü isimler, az ünlüler, ve araya nasıl karıştıkları belli olmayan birkaç ünsüzden oluşuyor takımımız. Kültürel yanımız ağır basıyor yani. “Sanatçılar takımı” diyebiliriz. Daha önce iki kez Almanya’daki turnuvalara katıldık. Yakında bir İngiltere maceramız da olacak. Bizim gibi kültürel yanı ağır basan takımlarla maç yapıyoruz. Anlayacağınız, maç işin bahanesi oluyor. Her hafta Beylerbeyi Stadı’nda antrenman maçlarımız oluyor. Çocuklar gibiyiz o sahada. Böyle bir takımda futbol oynamak çok güzel. Kitabı yazılsa yazılır. Filmi çekilse çekilir. Bağış Erten’le atışmalarımız takımın en büyük eğlencesidir. Ha ‘Bağış Erten-Alpay Erdem’, ha ‘Hacivat-Karagöz”; bu ikisi aynı şey.

KEŞFETYENİ
Sibel Taşçıoğlu'ndan olay beğeni! Instagram'daki yorumu dikkat çekti
Sibel Taşçıoğlu'ndan olay beğeni! Instagram'daki yorumu dikkat çekti

Cadde | 15.04.2025 - 07:07

'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Pembe' karakterini canlandıran oyuncu Sibel Taşçıoğlu'nun, Instagram'da kendisi için açılan bir hayran sayfasında beğendiği paylaşım sosyal medyada gündem oldu.

Yazarlar