Doğallık ön planda
Estetik, tıbbi, askeri ve eğitsel niteliklere sahip Ling jimnastik ekolüne yoğunlaşan Tarcan’ın izinden giden kızlarının ilham verici öyküsü, çok yönlü bir görsellikle aktarılıyor. Genç kuşaklara kazandırmayı hedeflediği sağlam jimnastik felsefesinin temsilcileri olan kızları Selma Mimaroğlu ve Azade Kent’i bu sergi sayesinde öğrenmiş olmaktan mutluyum.
Modern dans alanında çalışan Selma ile terapötik jimnastikçi Azade’nin merkezinde olduğu üretimler, Türkiye’de beden eğitiminin kurulmasının kadınların özgürleşmesi yolundaki etkilerine de vurgu yapıyor. Selma’nın Antik Yunan estetiğine dayanan dans felsefesiyle ABD’li dansçı Isadora Duncan’ın yalınlık ve doğallığı ön planda tuttuğu hareketlerini birlikte okuyan Andersson, bedenin toplumsal algıdaki ‘ideal’ini masaya yatırıyor. Nancy Atakan ise Azade’ye dair işlerinde, 1970’lerde özel ders aldığı jimnastikçinin kendine has metotlarına ve bunları nesilden nesile aktarımına ışık tutuyor. Çizim, video ve tığ çalışmalarıyla gerçekle kurgu arasındaki anlamlı bir köprü kuran Atakan ile video, fotoğraf ve metinleriyle kişisel öyküleri katmanlandıran Andersson’un yapıtları, başarılı bir birliktelik sunuyor bana göre... 20’nci yüzyıl başlarında modernleşen Türkiye’nin spor eğitimi konusundaki rol modellerine dair keyifli bir keşif için sergiyi mutlaka ziyaret edin derim, 30 Ağustos’a kadar devam ediyor.
Beşi bir arada
Geçtiğimiz yıl ayrı bir inceleme yazısında yorumlarımı paylaştığım, Bodrum Dibeklihan Kültür Sanat Köyü’ne henüz yolu düşmemiş olanlar için tavsiyemi tekrarlamak isterim. Doğaya ve kültüre saygıyı ilke edinmiş bu özgün konseptli mekan tüm verimliliğiyle bölgeye hareket getirmeye devam ediyor. Şu sıralar takip edebileceğiniz pek çok söyleşi ve yan etkinliğe ev sahipliği yapan Dibeklihan; Zümrüt Elif Yavuz’un illüstrasyonlarından Sedat Örsel’in heykellerine, Tuba Önder Demircioğlu’nun seramik işlerinden Murat Kürüz’ün karikatürlerine uzanan beş ayrı sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor.