15.03.2021 - 09:00 | Son Güncellenme:
Kendisi gibi oyuncu olan Edip Tepeli ile üç yıl önce New York'ta evlenen Ayşecan Tatari, geçtiğimiz yıl ekim ayında kızı Müjgan'ı kucağına alarak, ilk kez anne olmanın heyecanını yaşamıştı. Pandemi sürecinde sıkı bir sosyal medya kullanıcısı olan Tatari, 32 yaşına bastı.
"İYİ Kİ DOĞDUM"
'Çocuklar Duymasın' dizisinde canlandırdığı 'Duygu' karakteriyle tanınan Ayşecan Tatari, doğum gününde eşi ve kızı ile birlikte çekilen yeni karesini yayınladı.
Ünlü oyuncu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma, "İlk defa bu kadar içten hissediyorum iyi ki doğduğumu. İyi ki doğdum da sen de geldin dünyaya Müjgan'ım... Hepinize çok teşekkür ederim" notunu düştü.
Sevenleri Tatari'ye çok sayıda "İyi ki doğdun" ve "Nice senelere" şeklinde yorumlar yaptı.
DOĞUM SÜRECİNİ ANLATMIŞTI
Instagram'da 116 bin takipçisi bulunan Ayşecan Tatari, Müjgan'ı suda dünyaya getirmişti. Doğum sürecinde yaşadıklarını takipçileriyle paylaşan oyuncu, şu ifadeleri kullanmıştı:
Bu fotoğrafı koyacağımı düşünmemiştim. Doğum hikayemdeki bütün kadınların olduğu bir tane koyarım diyordum; dördümüzün olduğu... Doktorum Şermin Hanım, Müjgan’ın ebesi Setenay, ben ve tabi doulam Pelin. Doğumhanenin kapısında yan yana verilmiş bir zafer pozu. Size onlardan bahsetmek için…
"HAFTADA İKİ GÜN YOGA YAPTIK"
Öyle bir fotoğrafımız yok. Doğumhaneye de inmedik hiç ama zaten bu süreçte emin olduğum tek şey; doğum, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir. Önce Pelin... İlk o eklendi hikayemize. 20’li haftalarımızda tanıştık Bodrum’da, 30’lu haftalarda eğitimlere başlamak üzere sözleştik ve bu esnada da birlikte yoga yaptık haftada iki gün.
'Doula' kelimesinin eski Yunanca'da sözlük karşılığı, 'köle kadın' demekmiş. Sevmiyorum bu manasını. Şimdi karşılığı 'doğum destekçisi' ki bu da yetersiz bir tanım. Daha doğrusu bence; tıbbi olarak size hiç bir müdahalede bulunmayan ve o an sizin neye ihtiyacınız varsa, sizin için o olan.
"O YOLU BİR BİLENLE YÜRÜMEK ŞART"
Şimdi Pelin’e sorsanız; bütün iyi doulalar gibi, doğum için aslında bir doulanın şart olmadığını, insanın sadece bedenine ve bebeğine güvenmesi gerektiğini ve her kadının içinde bu gücün olduğunu söyleyecektir. Ben size diyorum ki; şart!
Evet, yine siz doğuruyorsunuz ama bedenine ve bebeğine güvenmek için o yolu bir bilenle yürümek şart çünkü aslında tam da bilmiyoruz süreci, ihtimalleri, işleyişi... Yine Pelin reddedecektir ama o olmasa böyle bir doğum hikayem olmayabilirdi.
"KORKUYA DAİR BİR HİS YOKTU İÇİMDE"
Bana hep soruyordunuz ya, 'Korkuyoruz, siz korkmadınız mı?' falan diye. Sancılarım başlayınca kalkıp, müzik açıp, saçlarıma maşa yaptım. (Maşa falan kalmadı tabi, saçlarımın geldiği son hal fotoğrafta. O ayrı bir konu…) Demek istediğim; ilk andan son ana kadar, sancım en şiddetli geldiğinde de, doğum anında da korkuya dair bir his yoktu içimde.
Korkmamamın en büyük sebebi, öğrenmiştim süreci ve güvendiğim bir ekibim vardı. Yaptığı işin maddi bir karşılığı olamaz bile bana sorarsanız. İnsanın ancak kız kardeşine olacağı türden bir destek o... Diğeri son anda hayatımıza giren ebemiz, Setenay...
"ANLATMAYA KALKSAM HAKSIZLIK EDERİM"
'Doktor tavsiye edilmez' derler ama ben yine olsa, yine onunla yürümek isterim bu yolu. Bana kendi bedenime ve bebeğime güvenmeyi öğretenlerden o da... Bana anlatılan ya da okuduğum pozitif doğum hikayeleri hep çok iyi geldi bana. O yüzden ben de ilk fırsatta anlatmak istiyorum size. 'O yaptıysa, ben de yaparım' diye cesaretlendirir belki birilerini. Edip’ten hiç bahsetmediğimin farkındayım. Anlatmaya kalksam, haksızlık ederim hikayenin o kısmına…