Johnny Depp’in eski eşi Amber Heard hakkında ‘yayın yoluyla hakaret’ iddiasıyla açtığı 50 milyon dolar’lık tazminat davası sürüyor. Taraflar ve şahitleri konuştukça kirli çamaşırlar ortaya çıkıyor, iki yıldızın sinemaya yıllarını vererek yaptıkları kariyerleri mahkeme salonunda itibarsız şöhrete dönüşüyor.
Davanın görülmeye başlamasından 14 gün sonra ifade verme sırası Amber Heard’e geldi. Heard’ün, Depp’le ilişkilerini ve oyuncunun kendine yaşattıklarını anlatırken hali yürek burkan türdendi.
Peki Amber Heard, yazdığı makale yüzünden eski eşine tazminat ödememek için mahkemeye oyunculuk yeteneğini mi konuşturdu yoksa gerçekleri mi söyledi?
Bild’in muhabirinin ABD’den geçtiği haberin başlığı şuydu:
“Mahkemedeki herkes Amber’in yalancı olduğunu düşünüyor.”
İngiliz MailOnline ise ‘beden dili uzmanı’na Amber Heard’ün vücut dilini analiz ettirdi. Yıllarca seyirciye nasıl oynanacağını bilen kişilerin gerçek duygularını okumanın zor olduğunu, muhtemelen iki tarafı da hukuk ekiplerinin, mahkemede nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğittiğine dikkat çeken beden dili uzmanı Judi James, buna rağmen ilginç tespitler yaptı ve özetle dediği şu:
“Amber Heard, mağdur olduğunu göstermek için elinden geleni yaptı. Yargıç tarafına gülümseyerek başladığı konuşmalarını doğru jüri üyelerine bakarak sürdürüp, onlara saygısını gösterdi. Johnny Depp, gözlerini güneş gözlüklerinin arkasına saklayıp, kambur oturup elindeki yazıya bakarken ya da sadece ekibiyle iletişim kurarken Amber Heard, jüriyle göz teması kurarak eski eşiyle tezat oluşturdu... Amber, konuşma sırası kendisine gelince daha çok hareketli bir görüntü sergiledi. Heard, maruz kaldığı korkunç tacizleri anlatırken duygusal durumunu vurgulamak için çenesini buruşturdu ve gözyaşı dökmeden ağladı!”
HASTA ANNESİ İÇİN İŞE VE ŞEHİRE VEDA
29 Nisan’dan bu yana vizyonda olan ‘Annemin Zamanı’, bakıma muhtaç aile büyüğü olan veya olacak herkesin izleyip, ders çıkarması gereken bir yapım. Senaryosunu Sadık Güneş’in yazdığı, Hüsnü Hakan Gürtop’un yönettiği, Uğur Çavuşoğlu, Zehra Başaran ve Gonca Yakut’un başrollerini paylaştığı filmin konusu özetle şöyle:
“Zehra Ana, 70’li yaşlarda bir Alzheimer hastasıdır ve ailenin en büyük oğlu Kerim’le yaşamaktadır. Beş kardeş olmalarına rağmen diğer aile bireyleri annelerinin bakımıyla ilgilenmez. Bilinç kaybı, halüsinasyonlar, evhamlar Zehra Ana ve çevresindekiler için hayatı katlanılmaz hale getirir. Annenin bakımında yaşanan zorluklar nedeniyle Kerim’in iş ve aile hayatı bozulur. Kerim, aile üyelerinin ısrarı üzerine profesyonel bakım ve kurum bakımı seçeneklerini dener ancak başarılı olamaz. Kerim ve eşi bir süre izin alarak annenin bakımını üstlenirler. Sık sık izin aldıkları ve işyerinde verimli olmadıkları için ikisi de işini kaybeder. Kerim annesinin ısrarla istediği köye gitmeye razı olur. Köydeki düzen Kerim ve Zehra için bir kurtuluş olmuştur. Kendi yaşam ortamına dönen anne büyük ölçüde rahatlar. Kerim bu huzurlu ortamda daha üretken bir şekilde yazmaya başlar. Şehirdeki yabancılaşma ve bireyselleşmenin aksine köyde yakın, samimi ilişkiler, karşılıklı sorumluluk duygusu herkes için hayatı kolaylaştırır. Zehra Ana, bildiği, tanıdığı ortamda, alışık olduğu hayat düzeni içinde huzur bulur ve burada ruhunu teslim eder.”
‘Annemin Zamanı’ çok az salonda gösterildiği için kayda değer bir gişe elde etmeyebilir, ama konusundan da anlaşılacağı gibi izleyen çoğu insanın hayata bakışını etkileyecek bir film.
GÜNÜN SÖZÜ
“Her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin.” (Hz. Mevlana)