Abacı kıyamet kopardı, Bülent Ersoy şoka girdi...Emmim Kebap, 'Caligula', Porto Venere, HeDe Ocakbaşı, Brodway Diner, 'Gece Müziği', 'Divan Pub', 'Yedi Karanfil' ve Okan'ın jestiEfendim ayağımın tozu ile geçtim ekran başına. Bu arada Almanya'da Düsseldorf kentinde de Allah'ıma bin şükür oldukça tanıyanım çıktı. Bunda Türkiye'nin en büyük iki gazetesi olan Hürriyet'in Avrupa baskısı ile, çarşamba gününden itibaren 'merhaba' dediğim Milliyet'in internet sitesinin çok büyük yardımı var tabii. Aklımdayken söyleyeyim 'www.milliyet.com.tr'yi tıklayıp, magazin bölümüne girdiğiniz an yazılarıma ulaşacaksınız. Bu arada e-meal'lerinizi de bekliyorum. Neyse hafta sonu sizlere Düsseldorf maceralarımı anlatacağım. Şimdi seyahat öncesi sevgili sırdaşım İsmail Akkaya ile Bağdat Caddesi'nde çıktığım turdan söz edeyim öncelikle. Kadıköy yakası gerçekten İstanbul'un Paris'i gibi. Özellikle Bağdat Caddesi üzerindeki restoranlar, cafe ve barlar çeşitli butikler, alışveriş merkezleri çok şık ve cazip. Bence bir gün bu caddeyi şöyle rahatlıkla dolaşmaya ve gezmeye yeterli değil. O gün hava biraz da sakin olduğundan baktım pek çok kişi dışarda oturuyor. İlk durağımız o gece Divan Pub oldu. Yanımızda sevgili Sanem Kayra da vardı. Erenköy'deki 1980'li yıllardan beri hizmet veren Divan Pub'ın yenilenen dekorasyonunu ilk kez gördüm. Hayli şık olmuş. Sabah 09.30'dan gece 24.00'de kadar hizmet veren mekanın pazar sabahları 12.00'ye kadar açık büfe brunch keyfini İsmail anlata anlata bitiremedi. Üstelik de 7-8 milyon liraymış. Buranın bir başka özelliği de vejeteryan mönüsünün zenginliği. Hayli hareketli olan Divan Pup'da, benim canım kebap istediği için fazla kalamadık ve yine birçok yerde şubesi olan Emmim Ocakbaşı'na gittik.
'Yedi Karanfil', Akbank Oda Orkestrası ve Emmim Evet Emmim'in kapısından girince baktım şefler, garsonlar hemen tanıdı. Aslında bazı okuyucularım beni yediğimi, içtiğimi yazdığım için tenkit edip, "insanlar aç gezerken bu lüks niye?" diye suçluyorlar. Tabii bu 100 kişi de üç kişi belki. Ama onlara da bir yanıtım var: Ben ekmek arası köfte satan Sultahmet Köftecisi'nden, Ortaköy'deki 1 milyona kumru ve içecek veren Hüseyin'den, 5 milyona karnınızı çok rahat doyuracağınız yerlerden de söz edip size rehberlik etmesi için hazırlıyorum bu sayfayı. Yine benim köşemde sanat, sosyete, müzik, kültür dünyasından da önemli dedikodu ve haberleri alabiliyorsunuz. Bu bazen bir kitap, bazen tiyatro, sinema ya da konser olabiliyor. O nedenle üç-beş kişinin biraz da kasıtlı olarak yaptıkları bu tenkitleri pek önemsemiyorum, bilesiniz. Neyse gelelim sadede. Emmim Kebap gerçekten dekorasyonu, servisi, hijyen ortamıyla şık bir yer. Ben bu arada eksport rakı içtiğimden yanımda getirdim, adet ya, tirbüşon ücreti aldılar 1,5 milyon lira. Ortaya bir göbek salatası söyledik 1 milyon 200, ardından enginar, içli ve çiğköfte istedik. Soğuk meze fiyatları 750 ila 1,5 milyon lira arasında değişiyor. Ana
yemek olarak sultan sofrası getirttik. İçinde tüm kebap çeşitleri var. Buranın spesialleri arasında küşleme, fıstıklı ve Emmim kebap var. Ocakbaşı kebapların fiyatı 3 ila 4,5 milyon lira arasında değişiyor. Fındık lahmacun 400 bin lira. Tatlı menüsü hayli renkli. Eh malumunuz rakının üzerine tatlı iyi gidiyor... O gece yoldan çıktık kaymaklı ekmek kadayıfı, cevizli incir ve kayısı tatlısı yedik. Tatlı ve meyva fiyatları da 1 ila 2 milyon lira arasında değişiyor. Şişe rakı 35'lik 8 milyon, 70'lik normal şarap ise 7,5 milyon lira. Ambians olarak Emmim güzel özellikle de aileler ağırlıkta. Son günlerde sevgili Okan Bayülgen ile güzel bir dostluk başlattık. Okan'ı yakından tanıdığıma sevindim, yüreği çok farklı biri.
2000 yılında yitirdiğimiz benim de yakından tanıdığım sevgili Boran Kaya için Okan bir düz yazı yazmış. Wolfgang Amadeus Mozart'ın 'Requiem'i eşliğinde şu an piyasada olan 'Yedi Karanfil' için seslendirmiş ve tek kuruş ücret almamış. Okan Bayülgen'in sınıf arkadaşı Boran için yazdığı 'Ağıt'ı ve de Arif Sağ'ın 'Bugün bize pir geldi'si ile birbirinden güzel enstrümantal eserleri dinlerken ben müthiş keyif aldım. Bay Müzik'in ürettiği 'Yedi Karanfil'i dinleyin, kazançlı çıkacaksınız. 14 Şubat biliyorsunuz çok özel bir tarih; 'Sevgililer Günü'. Akbank Oda Orkestrası bu tarihte Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, 15 Şubat'da ise Sabancı Center'da vereceği konserlerde Viyana'dan İstanbul'a Venedik yoluyla 'Gece Müziği'ni taşıyacak. Daimi şef Cem Mansur yönetiminde Akbank Oda Orkestrası'nın şubat ayı solistleri ise flüt sanatçısı Vieri Brottazzini ve viyolonsel sanatçıları Şafak Erişkin ile Hakkı Öztürk.
Farklı bir lezzet HeDe Ocakbaşı ve 'Venüs Limanı' Nişantaşı son bir yıldır daha da büyük hareket kazandı. Fashion Figaro, Circus, Mika gibi mekanlar buraya renk katarken, trend tabii ki Fashion Figaro oldu. Fakat geçtiğimiz perşembe tesadüfen uğradığım, adını bir İtalyan liman kasabasından alan Porto Venere'yi hayli şık buldum. Sahipleri sosyetenin gözde isimlerinden Nilgün- Erhan Dumanlı, Ceyda Aydede, İlker Gülfidan ve Nejat Yalım'mış. Ben barda takıldım ve bir margarita içtim (doktorum İsmail son günlerde yalnızca bu içkiyi içmemi önerdiği için). 'Venüs Limanı' anlamına gelen Porto Venere'de tüm şaraplar İtalya'dan geliyormuş. İtalyan şef Elio Bevilacqua hayli deneyimli bir isimmiş. Sevgili Ayşe Azizoğlu buraya yemeğe çok davet etti, kısmetse bir akşam gidip sizlere daha geniş bilgi vereceğim. Son günlerde fena halde kebaba taktım. Yasaklı olan her şey bana tatlı geliyor. Halbuki eti hiç sevmem. Neyse sahibi yakın arkadaşım, asıl mesleği avukatlık olan Edip Önder'in HeDe Ocakbaşı Restaurantı'na ramazan ayından beri sözüm vardı. Sonunda kardeşim kadar yakın olan Altan Karabulut ve de karısı Yasemin ile gittik. Edip tam 15 yıllık arkadaşım, gerçekten 1994 yılından beri hizmet veren HeDe kalite, lezzet olarak pek çok kebap evinden farklı. Personel yıllardır hep aynı, o yüzden müşteriyi iyi tanıyor ve ona göre hizmet veriyor. Bir de sanat, sosyete, ekonomi ve siyaset dünyasının birçok ismi burada kendi evlerindeki gibi rahat ediyor. Hilary Clinton bile buranın kebaplarına hasta olmuş. Yaklaşık 30'a yakın çeşidi var. O gece Edip'in ısrarı üzerine Mardin Kebap, sembusek (Mardin işi kıymalı çiğ börek), etli ekmek, babaganuç, gavurdağı ezme ve göbek salata geldi. Tabii fındık lahmacun ve sumaklı soğan da eksik olmadı. Ben içki içmedim, ama Tekirdağ'dan özel getirilen rakı her zaman mevcut. Mardin'den gelen mutfak şefi Rıdvan ve Ümran Usta, Antepli Mehmet Usta sağolsun masaya sıralandılar. Bu arada yaprak döner de lokum gibiydi. Şimdilerde Edip paket servisine ağırlık verdiklerini söyledi. Üstelik de paket servisinde
yüzde 25
indirim varmış. Yine Etiler, Bebek, Ulus civarındaki iş yerlerine de öğle servisi yapıyor ve yüzde 25 indirim uyguluyorlarmış. Otopark sorunu HeDe'de hiç yok. Nispetiye Caddesi'ndeki HeDe'ye ailenizle, çoluk çocuk uğrayın hesaplar da sanıldığı gibi şişkin değil. Tel: (0.212) 263.67.67.
Brodway Dinner Mehmet Kurşuncu İstanbul'da eğlence yaşamında hep güzel ve başarılı işlere imza atan kaliteli bir isim. İki ay önce Mehmet Bebek'de 'Brodway Dinner'ı açtı. Bir türlü gidemedim. Çok da merak ediyordum. Amerika'ya gittiğimde çoğu kez uğradığım yerlerdir Dinner'lar. Zaten 1900'lü yıllarda Amerika'dan başlayan ve kimi zincir, kimi ise tek sahipli olan binlerce Dinner'ı günümüzde değişik ülkelerde görmek mümkün. Meraklılarına 'Dinner' kelimesi dining veya yemek kelimesinden 'yemek yenilen yer' anlamına gelmektedir. Broadway Dinner üç ortaklı. Mehmet'in yanı sıra, New Yorker ve Manhattan Cafe'nin sahibi Ender Arkun, Bodrum'daki Ada Hotel'in sahibi Vedat Semiz birlikte. Fabrikalarda işçilere ucuz yemek vermek üzere başlayan Dinnerlar günümüzde hayli popüler olmuştur. Brodway Dinner, Türkiye'de know how'ını Amerika'dan getirerek Dinner'ların renkli kişiliğini, orijinalliğini bozmadan her kesime hitap eden yemek mönüsü, hesaplı fiyatları ile bir ilki başlatı. Yakında Bağdat Caddesi ve Beyoğlu'nda da şubeleri açılacak. Dekorasyon tamamen ithal. Kırmızı renk ağırlıkta. Yakında Brodway Dinner 24 saat hizmet verecek. İlgilenenler için Tel(0.212) 263.60.80
Sazlara kızdı öfke kustu ve Caligula İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda iki perdelik sergilenen Albert Camus'nun 'Caligula' adlı oyununu sevgili makyör Hakan Aydın ile izledim. Bu arada Hakan yazılarıyla mart ayından itibaren Elele Dergisi'nde. O gün tesadüf Okan Bayülgen ve sevgilisi Cansu Dere de tiyatroda izleyiciler arasındaydı. Şahsım adına söylüyorum ben oyunu beğendim. Sıkılmadan, zevkle izledim. Ama arkamda beş kişilik bir öğrenci grubu, "Bu oyuna geldik, paramız bitti. Burger-King'e gidemeyeceğiz" dediler. Yani oyun onları pek doyurmadı. Fakat Caligula rolünde Celal Kadri Kınaoğlu'na bittim. Tüm oyuncular; Erdoğan Ersever, Şerif Sezer, Zafer Algöz, Atilla Şendil, Macit Sonkan, Seda Yıldız ve diğerleri tek kelime ile muhteşemdiler. Oyun AKM Büyük Salon'da sergileniyor, bence gidin, izleyin ve destek verin. Ankara'da kıyamet koptu. Eskiden Çankaya Sineması, daha sonra Airport Disco, şimdilerde ise Ankara'nın Gazinocular Kralı İlhan Gerim tarafından 'Begonvil' adıyla açılan gazinoda gala gecesi Muazzez Abacı öfke kusmuş.
Ankara Altınnal Gazinosu'nda bir süredir program yapan Seda Sayan'ın karşısına Gerim, hayli güçlü bir kadro koydu. Bülent Ersoy, Muazzez Abacı, Fulden Uras ve türkücü Güler Işık. Fakat daha provalarda Abacı huzursuzluk çıkarmış. İstanbul'daki sazlarının Ankara'ya getirilmediğini fark eden Abacı ortalığı ayağa kaldırmış. Verilen 5 milyarlık ilana rağmen işi bırakıp İstanbul'a dönen ünlü sanatçı partneri Ersoy'u da şoka sokmuş. Evet bu günlük de bu kadar kalın sağlıcakla, en kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim...
Yazara e-mail:
MAGAZİN