Öncelikle Galatasaray' ın yeni yönetimini başta sayın Başkan Duygun Yarsuvat olmak üzere kutluyorum. İşleri çok ama çok zor.
Önlerindeki ilk mesele Prandelli. Olmadı. Kimya uyuşmadı. Bu kadro, Prandelli' nin ellerinde her geçen gün dibe gidiyor. Bu sorunu daha geç olmadan yolları bir şekilde, kulübe mali yük getirmeden çözmeleri gerekiyor.
Peki, yeni hoca kim olmalı? En güçlü adayın Denizli olduğunu düşünüyorum. Esasen bu gidişle Fenerbahçe ve Galatasaray' ın Denizli için yarışmaları muhtemel. Mustafa Denizli tecrübesi, camiadaki geçmişi ve futbol felsefesi ile bu kadroya en iyi futbolu oynatabilecek hoca. Hatta şunu net olarak söyleyebilirim ki, Galatasaray' ın mevcut kadrosu, Denizli' nin futbol felsefesi için Fenerbahçe' nin kadrosundan çok daha uygun. Denizli konusunda vakit geçirilmeden adım atılmalı. Kendine güvenini kaybetmiş ve misyon birliğini kuramayan bu "takım" onun ellerinde yeniden hayat bulabilir.
Bu maç özelinde bir yorum yapmak istemiyorum. 4-0' ın izahı olmaz. Ciddi arızalar olduğu bir gerçek. Öte yandan bunlar son 4-5 maçtır var olan arızalar. Galatasaray' ı Dortmund, Fenerbahçe ve İBFK maçlarında dikkatle takip ettim. Her üç karşılaşmada da kronik sorunlar tespit ettim.
Galatasaray hem hücum hem de savunmada dengesiz bir takım. Toplu hücum ve defans yapalım derken, sahanın belirli alanlarında çok büyük açıklar veriyorlar. Bu açıklar defansın arkasına rahatlıkla adam kaçırmalarına neden oluyor.
Galatasaray tandemi kesinlikle uyumsuz. Hangi ikili olursa olsun, birbirleri arasında bir uyum yok.
Veysel ve Tarık; Sabri, Telles, Hakan ve Eboue' nin geçtiğimiz sezonlardaki performansının çok gerisinde performans gösteriyorlar. Oysa Prandelli' nin futbol felsefesinde bu pozisyonların özellikle defansif önemi var. Defansif açıdan tandem ile uyumları iyi değil.
Selçuk İnan, bu sezon değil, Sneijder geldiğinden beri geriledi. O gelene dek bu takımın lideri idi. Sneijder sonrası psikolojik bir sıkıntı yaşıyor. Duran toplar, saha içi organizasyon, top kullanma süresi, saha içi tercihler hepsi Sneijder sonrası değişti. Sneijder odaklı bir oyun anlayışı Selçuk'un oyununu bozdu. Sneijder olduğu sürece Selçuk eski Selçuk olamaz.
Galatasaray' ın kanat adamları, oyunda hiç yoklar. Esasen açıklar forvete top taşıyamıyor. Oyuna giremiyor. Arkaya kaçamıyor. Beklere yardıma da gelmiyor.
Burak Yılmaz tek forvetli sistemlerde verim alınabilecek bir isim değil. Daha önce Trabzonspor' da Umut ile, sonra Galatasaray' da Umut, Elmander ve Drogba ile iyi performans gösterdi. Ama tek kalınca etkisiz. Boş alan bulamıyor. Çift santrafor için ideal bir oyuncu tipi ancak tek forvetli sistemlerde harcanır gider.
Prandelli ile takım bütünleşmiş değil. Son 3 maçta kenar yönetiminin saha içine etkisi sıfırdı. Kenarda bir hoca olduğu belli değil. Takım da bir kenar yönetim ağırlığını hissetmiyor. Prandelli belli ki bu işten keyif almıyor. Zaman dolduruyor. Bu her halinden belli.
Son senelerde Galatasaray alt yapıdan genç yetenek çıkartamadı. Trabzonspor alt yapı gibi kullanıldı. Bu Galatasaray geleneklerine aykırı. Takım içinde eskinin kolej havası yok. Birliktelik yok. Takımdaşlık eksik. Bu eksiklik saha içinde presten, yardımlaşmaya kadar her alana yansımış durumda.
Fenerbahçe' de olduğu gibi Galatasaray' da da bir saha içi disiplin eksikliği dikkat çekiyor. 2-0' dan sonra saha içi taktik disiplin çöktü. Dortmund maçında 1-0 da çökmüştü. Fenerbahçe maçının ilk yarısında da taktik disiplin yoktu.
Çare, öze dönüş. Galatasaray' ı Galatasaray yapan değerlere dönüş. Terim ya da Denizli gibi ağırlığı olan, camiada geçmişi ve sicili temiz, taraftarın da kabulleneceği bir isim göreve getirilmeli. Yarsuvat ve ekibinin ilk işi bu işi bitirmek olmalı. Bende Denizli doğru aday olur. Terim bu noktada Milli Takımı bırakmayacaktır. İkinci iş camiada kaybolan sevgi ve beraberliği yeniden tesis etmek olmalı.
Not: Bazı arkadaşlar mesajları ile hem Kartal' a hem de Prandelli' ye haksızlık yaptığımı, sabır göstermediğimi söyleyerek beni eleştirdiler. Ben bir yorumcu olarak, konuya elimden geldiğince tarafsız bakmaya çalışıyorum. Takımları değerlendirirken bilimsel bakış getirmeye çalışıyorum. Bunu her zaman yazılarıma yansıtmak mümkün olmuyor. Ancak her iki takım da son senelerin en kötü, en kişiliksiz futbolunu oynamaları bir yana, pozisyon sayısı, gol, top kazanma, top kaybı, pozisyon öncesi pas sayıları, sprint değerleri, başarılı pas yüzdesi, asist, isabetli orta, ceza sahasına top, bölgelere göre topla oynama oranları gibi parametrelerde geçen sezonların çok gerisindeler. Bunu tek tek istatistik vererek açıklamak yerine, özetle iş kötüye gidiyor, Prandelli ve Kartal bıraksın diyorum. Tabi karar yönetimlerin. Ancak, birkaç hafta sonra iş işten geçmiş olacak. Bunu da söyleyeyim.